Ucube çağın erkekleri de makbul değil

Ucube çağın erkekleri de makbul değil

Zeynep Delav, ‘Kemik Tozu’ adlı öykü kitabında 13 hikaye anlatıyor. Onun kaleminden çıkan kadınlar naif, erkekler ise pek makbul değil. Bunun nedenini Delav şöyle açıklıyor: “Toplumun sürekli maruz bırakıldığı psikolojik, ekonomik, fiziksel şiddet haysiyetsiz insanlar ortaya çıkardı. Haysiyet, şiddetsizliğin en önemli dinamiği ve en çok insana yakışıyor. Öykülerimde neden mi makbul tipler yok? Çünkü öz saygısı olan insan çok az!”

İNCİ DÖNDAŞ/İSTANBUL

Türk öykücülüğü yeni bir isim daha kazandı: Zeynep Delav. hep kitap’tan çıkan ‘Kemik Tozu’nda baskı altında olan, görmezden gelinen ama her şeye rağmen var olmaya çalışan kişilerin hikayelerini anlatıyor Delav. Kalemi dişi, insana yaklaşımı naif, anlattığı erkekler ise pek makbul değil. Fiyatı ucuz da olsa çikolata alıp yediği için karısına kızan koca onlardan biri. Nefes verirken alacağını düşünmeden ölecek gibi olacak gibi evini özleyenler, meme kanseri kadınların kimsenin bilmediği yaşayamama telaşı, bir kum tanesinin yere düştüğünde çıkardığı ses kadar ‘çıt’ eden Ayşe’nin öyküsü, kendisini yakmasın diye gazyağı döküp evi yakan Nuran’ın dramı Delav’ın kıvamlı cümleleriyle kitapta yer buluyor. Kitaba adını veren ‘Kemik Tozu’ ise bir novella. Zeynep Delav, ‘Merak başa bela’, ‘Serdar-ı Ekrem’ ve ‘Soluğu Kesilen’ adlı üç karakterden oluşan bu novellasındaki her satırıyla okuru sarsmayı başarıyor. Delav ile konuştuk...

‘Kemik Tozu’ adlı ilk öykü kitabınızdaki her karekteri başarılı bir şekilde yansıtmışsınız. Bu karakter çevrenizdeki  kişiler mi?

Kitapta hiçbir karakter yakın çevremden değil. Bunun olmaması, hatta yakın çevremin yamacından geçmemesi için çok çabalıyorum.

Öykülerinizde hüzün var, mutlu olanlar bile o hüznü içinden atamıyor. Neden hüznü anlatmayı seçtiniz?

Kurmaca metinde yazılı cümlelerin dışında, yazılı olmayan cümlelerin okurun yakalaması benim için çok kıymetli. Şair İlhami Çiçek, ‘Satranç Dersleri’nde ‘Yalnız hüznü vardır kalbi olanın/Hüzün öylece orta yerdedir’ diyor.

İlk öyküde Hakan adlı annesine hasret bir karakteri, ‘Kemik Tozu’nda ise Serdar’ı tüm duygularıyla anlatıyorsunuz. Öykülerinizdeki erkekler genel olarak davranışları nedeniyle kadınlar tarafından pek makbul olmayan tipler. Neden o iki öykü dışındakilerde böyle bir yol izlediniz?

İşte tam burada bahsettiğiniz iki erkek karakter; Serdar ve Hakan bana felsefe yapma imkanı sunuyor. Kendileriyle uğraşacak o kadar dertleri varken uğraşmamaları, karşı tarafa değer katmaya çalışmaları, bu değerin iyi geldiği yer onları haysiyet sahibi yapıyor. Karşılığında, Serdar’ın Fadime’yi gördüğü zaman kendisini küçük görmeyi bırakması gibi bir duygu dikiliyor karşımıza ya da Hakan’ı artık annesi tanımıyor olsa da onun bunu bilip mutlu olması... Öz saygı elde etmek, çok katmanlı bir durum. Yaşadığımız çağ, ucube bir biçimde evirilen ve değişen kültür ne yazık ki en çok insanı hırpalıyor! Toplumun sürekli maruz bırakıldığı psikolojik, ekonomik, fiziksel şiddet haysiyetsiz, kendi ekseninden çıkmış insanlar ortaya çıkardı. İnsan, haysiyet sahibi olmadan içkinlik kazanamaz. Haysiyet, şiddetsizliğin en önemli dinamiği ve en çok insana yakışıyor. Bu iki öykü dışında neden mi makbul tipler yok? Çünkü öz saygısı olan insan çok az!

Bir katili anlatırken bile kaleminizin naifliğiyle ona kızamıyoruz. Ama karakterlerin çektiği acıları anlatırken okur onlarla dertleniyor.

Hıncını başka yerden çıkarmayıp sadece kendisiyle didişen ve dinleyen insanlar, farklı bir eşik atlar. Bu tıpkı Fernando Pessoa’nın ‘Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum’ demesine benzeyen, sürekli kendisini dinleye dinleye ıssızlaştığı, bitmeyen, dile gelmeyen bir huzursuzluk.

‘Ölüyorum Kederimden’ adlı öykünüz hem anlatıcısı hem de anlatılan olay açısından çok ilginç. Bu öykünün bir öyküsü var mı?

18-06/14/ekran-resmi-2018-06-14-000247.png

Kederden ölmek, söylemek kadar kolay bir şey olmasa gerek! Bir acıyı durmadan tarif etmek, belki azalır diye ümit ederek anlatmak. Kederin içimdeki anlamı böyle bir şey. Ancak çok derin. Öyle derin ki eşyayı bile etkiliyor bu durum… ‘Ölüyorum Kederimden’, editörü olduğum ‘Benim Şarkım’ isimli öykü kitabında yer alan yazarlara ‘Sizin şarkınız hangisiyse onun hikayesini yazar mısınız?’la başlatılan bir kitap çalışması sonucu ortaya çıktı. Ben de sevdiğim şarkınınkini yazdım diğer on iki öykücü gibi.

‘Yara Bandı’ öykünüz ise İhsan-Semra üzerinden kadın-erkek ilişkisine odaklanıyor. “Nasıl azalttın beni içinde?” cümlesi ise bir erkeğin kadının içinde nasıl derinler yaralar açtığının özeti. Neden pek çok öykünüzde kadın-erkek ilişkilerine değiniyorsunuz?

İnsanın noksanlığı en çok ikili ilişkilerinde belli ediyor kendini. Kadın-erkek ilişkisinde ise bu noksanlık/lar, tezgah altında saklananlar çok daha net görünüyor. Yani kadın-erkek ilişkisine değinmemek, başka başka karakterler üzerinden göstermemek mümkün değil.

EDEBİYAT AHLAK FELSEFESİYLE DİRSEK TEMASINDA

Öykü yazmayı neye benzetirsiniz?

Olmayan insanların hayatlarına sızıp onları oradan çekip çıkarmaya, sonrasında benim bir şeyim olmalarına benzetiyorum. Günlük hayatta kendi yazdığım karaktere benzer davranışları yakaladığım zaman, karakterlerin o kalabalıklara karışmayacak olmalarına mutlu oluyorum. Bir sokak düşünün, içinde herkes var ve onları benden başka hiç kimse görmüyor ama anlatınca inanıyorlar!

Felsefe ve psikoloji eğitimi almanız kaleminizi nasıl şekillendiriyor?

İnsanın en büyük ‘değer’i bana göre ‘önkabuller’de gizli. Ahlak felsefesinin olmazsa olmazı da önkabulleri açıklığa kavuşturmak. Edebiyat bu anlamda ahlak felsefesiyle dirsek temasında. Psikoloji ise bu açıklığa kavuşturmanın çabası, bocalaması, ıskalaması! Ona denk gelen duygu, davranış, hastalıklar. Bütün bunlar çok yorucu gözlemler ve o gözlemlerle küt diye karşılaştığım zamanlar çok sık!

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN