Yeni başlayanlar için Sezai Karakoç

Yeni başlayanlar için Sezai Karakoç

Şair ve fikir adamı Sezai Karakoç’u bu kez Şaban Abak anlattı. Yazın hayatına 60 eser sığdıran Karakoç’un dilini, üslubunu ve fikir dünyasını ‘Yeni Başlayanlar için Sezai Karakoç’ kitabında okuyucuya aktaran Abak “Ne yazık ki, pek çok kişinin aklına Sezai Karakoç denilince Mona Roza şiiri gelir. Ancak bu yanlış tutumdan zararlı çıkan, sanatçının tek şiirine takılıp kalan okurdur” diyor.

MELEK GEDİK / İSTANBUL

Şair-yazar Şaban Abak ‘Yeni Başlayanlar İçin Sezai Karakoç’ta bugüne kadar yazdığı ‘Sezai Karakoç-Diriliş Akımı’ konularını bir araya getirdi. 17 yazının yer aldığı kitapta Abak sadece Karakoç’un edebiyattaki üslubunu değil öncülük ettiği fikir hareketi ‘Diriliş Akımı’nı da irdeleyerek okura geniş bir perspektif sunuyor. Karakoç’un edebi hayatının Necip Fazıl Kısakürek ile Osman Yüksel Serdengeçti ile tanışmasıyla başladığını belirten Abak “Karakoç, fikir ve sanat eserlerinde ‘geleneğin yeniden üretilmesi’ sorunsalını da aşarak, Mevlanalar, Yunuslar çağında Şeyh Galip’e uzanan İslam klasiklerinin altın zincirinin günümüzdeki temsilcisi oldu” diyor. Dokuzu şiir olmak üzere 60 eser veren Karakoç’un bir fikir adamı olduğunu da vurgulayan Abak şunları söylüyor: “Sezai Karakoç, eserleriyle ülkemizin bilhassa fikri ve sanat hayatını derinden etkilemiş, bu alanda halen ‘Diriliş Akımı’ adıyla anılan fikir, sanat ve siyasi akımın kurucusu olmuştur. Üstat Sezai Karakoç, Diriliş Akımı’nı eserlerinde örneklediği gibi tanımlamıştır. Kendisinin İkinci Yeni içinde gösteren görüşlere karşı çıkmış, sohbetlerinde bu konu zaman zaman açıldığında şiirinin Diriliş akımı veya ekolü içinde değerlendirilmesi gerektiğine işaretle, bu akımı özetle tanımlamıştır. Diriliş, medeniyet merkezli bir sanat ve hayat görüşüdür. İnsanlık tarihini, tarihi-sosyolojik açıdan, din merkezli ve medeniyet merkezli olarak ele alır.”

Sezai Karakoç’un ilk şiirinin henüz 17 yaşındayken Büyük Doğu’da yayımladığını ifade eden Abak, Diriliş dergisi serüvenini ise şu sözlerle anlatıyor: “Karakoç, 1956’da Büyük Doğu’da edebiyat editörü olarak çalışmaya başladı. Yepyeni çağı haber veren ‘Diriliş’ dergisi ise Nisan 1960’ta yayımlanmaya başladı. Diriliş dergisi, son ve altın çağını 1988-1992 arasında yaşadı. 1974 yılında ilginç bir şey oldu. İki yıl öncesine kadar ‘Halkın Dostları’ adıyla Marksist-Leninist anlayışta bir dergi çıkaran İsmet Özel, (Ataol Behramoğlu, Murat Belge, Haluk Şahin gibi arkadaşlarıyla) çevresine ‘Müslüman olduğunu’ söyleyerek Diriliş dergisinin yazıhanesinde Sezai Karakoç’u ziyaret etmeye başlar. Bu yeni döneminde yazdığı ilk şiir olan ‘Amentü’ Diriliş’in Aralık 1974 sayısında yayımlanır.”

Karakoç’un Diriliş Akımı’yla başlattığı mücadelesinin günümüze kadar sürdüğünü ifade eden Abak, Karakoç’un özellikle İslam, İslam toplumu, devlet ve millet kavramlarına dair görüşlerine kitabında geniş bir paragraf açıyor: “Karakoç, 1988-1989 yıllarında haftalık Diriliş dergisinde ‘Devlet’ başlıklı on başyazı kaleme almış ve bu yazılarda daha önce çeşitli eserlerinde açıkladığı siyasi görüşlerinin ‘devlet’ kurumuna dair bölümünü genişleterek ele almıştır. Karakoç’a göre İslam, devleti zaruri görür. İyinin yerine getirilmesi, kötünün önlenmesi ve engellenmesi, Müslümanların üzerine bir borçtur. Bu da zorlayıcı bir güçle mümkündür. Devlet, bu sebeple zaruridir.” Fakat günümüzde devletin bir zulüm odağı haline geldiğini vurgulayan Karakoç’un sözleri yine kitapta şöyle yer alıyor: “Devlet ideali, bir ırk, bir sınıf, bir parti menfaati ile özdeşleştiği için çağımızın bu felaketi belirdi. (Çünkü) Devlet, insanlık ideali ile bütünleşmedikçe, o korkunç kuvvetiyle, yıkan, önlenemez bir felaket halini alır.”

Abak, Sezai Karakoç'un fikriyatını ve eserlerini anlatırken, 'Mona Roza' şiirine özellikle yer ayırır ve Türk okuyucusuna sitemde bulunur. Mona Roza'yı modern bir Leyla ile Mecnun denemesi olarak tanımlayan Abak "Bazı şiirler vardır, şairlerinin önüne tıkar, okurun diğer eserlerine ulaşmasını engel olurlar. Hiçbir şair, falan şiirin şairi olarak tanınmak ve hep öyle anılmaz istemez. Hele Sezai Karakoç gibi bir fikir ve dava adamı, gençlik yıllarında yazıp sonraki yıllarda yazdığı eserleriyle kat kat aştığı bir şiirle anılmak istemez. Ancak bu yanlış ve bilinçsiz tutumdan şüphesiz zararlı çıkan, o sanatçının şu ya da bu sebeple meşhur olmuş o bir tek şiirine takılıp kalan okurdur. Ne yazık ki, pek çok kişinin aklına da Sezai Karakoç denilince onun Monna Rosa (Mona Roza) şiiri gelmektedir. Şayet bu şiir, bir büyük külliyatı içer gibi okumak için bir adım olacak ne ala. Değilse, böylelerin durumu, padişahın hazinesine girip de şaşkınlıktan elindeki küreğin tersiyle ancak bir tek altın alabilen kişinin gülünç ve acıklı haline benzetilebilir" sözleriyle sitemini açık eder.

17-12/23/2.jpg

ÖNCE HANGİ KİTABINI OKUMALI?

Sezai Karakoç’un kitaplarının belli bir sırayla okunmasını tavsiye eden Şaban Abak, Karakoç ile yeni tanışacaklar için şu önerilerde bulunuyor: “Hiç okumamış olanların ‘Diriliş Neslinin Amentüsü’ ile başlamalarını, ‘İslam’ın Dirilişi, ‘İslam’ ve ‘Günlük Yazıları’la devam etmelerini önerebiliriz. Uluslararası İlişkiler, Hukuk, Siyasal Bilgiler, İktisat gibi alanlarda eğitim görenlerin ise bunlara ek olarak ‘İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü’, ‘Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı’, ‘Çıkış Yolu’ ve ‘Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi’ gibi eserleri mutlaka okunmaları gerekiyor. Çünkü Karakoç’u anlamadan, Türkiye’yi ve İslam dünyasını tanıyıp anlamak mümkün değildir.”

17-12/23/1.jpg

Yeni Başlayanlar İçin Sezai Karakoç - Şaban Abak / Altiva Kitap 128 Sayfa / 14 TL

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN