Hidayet romanlarının annesi

Bir hakikati, ya da hakikat olduğunu düşündüğün şeyi bir anda fark edersin. Sen farkında değilsen bile ruhun arıyordur onu. Bulursun.

İç dünyandaki bütün öteki gerçeklikler yıkılır.

Ya da yıkılmaz, yeniden kurulur.

“İşte bu” dersin, “Ben bunu arıyordum.”

‘Aydınlanma’ lafı çok kullanılmaya başlandı böyle durumlar için.

Biz ‘hidayet’ desek daha iyi.

En güzel, en öğretici ‘hidayet’ öyküsü İbrahim Peygamber’inki olmalı. Adım adım, aşama aşama.

Yanlışları, eksikleri eleye eleye.

Bütün dinlerde, bütün ideolojilerde bulursunuz hidayet öykülerini.

Tabii benim ‘hidayet’ dediğime başkası ‘sapma’ diyebilir.

Herkes kendi ‘hidayet’ini sever.

Muhammed Ali’yi çok severdik mesela.

(Dövmeseydi, dayak yeseydi o kadar sever miydik? Şüpheliyim. O halde, biz hidayeti mi seviyoruz, attığımız dayağı mı? Üzerinde düşünmek lazım.)

Fakat, aynı yıllarda hidayete eren Malcolm X’i neden çok geç tanıdık?

O devirdeki ‘İslamcılık’ın sağcılığı mı, Amerikancılığı mı sakladı onu bizden?

Bunu da düşünmek lazım.

Yine de çarpıcıdır hidayet öyküleri. Ya da bize öyle gelir.

Bizim hakikatimizi öğrendiğinde başkalarının sarsıldığını hissetmek güzeldir.

Bu hissi, dimağımız daha temizken, kalbimiz henüz lekelenmemişken daha yoğun, daha kuvvetli yaşarız.

Sonra yavaş yavaş sakinleşiriz.

Şule Yüksel Şenler’in vefat haberini işittiğimde, ‘Kimdir Şule Yüksel’ sorusunun cevabını bulmaya çalıştığımda, en çok ‘hidayet’ mefhumu dolaştı zihnimde.

Benim akranlarım Şule Hanım’ı çok iyi tanır.

Biz Üsküdar’da oturuyorduk. Bugün gazetesi okuyorduk.

Şule Hanım İstanbul’un çeşitli yerlerinde konferanslar veriyordu. Rahmetli annemin birkaç kez bu konferanslara gittiğini hatırlıyorum.

Gidiyordu ama, galiba anneme fazla hitap etmiyordu konferanslar.

Biz üç kardeştik o yıllarda. Üç çocuklu yoksul bir ailenin annesine nasıl hitap etsin, değişik, o zaman için yeni, özgün baş örtme tarzıyla ve kafasında modern sorunlarla Şule Hanım?

Bu bir süreç. Annemin ayağı kesildi konferanslardan ama, evinin içinden, dört duvar arasından sokağa, okullara, iş yerlerine, bürolara doğru çıkmaya hazırlanan bir kadınlar kuşağı vardı.

Onlar için yeni ve iyi bir başlangıç sayılır.

Bir müddet sonra Huzur Sokağı çıktı piyasaya.

Olağanüstü bir hikaye.

Romanın kahramanı Bilal makine mühendisiydi yanlış hatırlamıyorsam.

Feyza da aklı bir karış havada sosyete kızı.

Bizim oğlumuz, sosyete kızı Feyza’yı yakışıklılığıyla, kalitesiyle, fikirleriyle imana getirdi.

Tabii ki böyle bir öykü, hiçbir yerde talihi yaver gitmeyen mütedeyyin fukaranın hoşuna gider.

‘Evet işte biz böyleyiz’ dersiniz filmi seyrederken.

Gerçekte böyle değilsek bile... Çünkü aramızda makine mühendisi o kadar az ki... Fırsat olunca böyle oluruz. Çünkü biz daha iyiyiz, daha doğruyuz, daha güzeliz.

Ayrıca da zararsızız.

Bu öykü, kitapla yeni yeni tanışan yeni nesle moral vermiş olabilir.

O yeni nesil, biz oluyoruz. Biz ve bizden beş on yaş büyükler.

Sonra Feyza, Türkan Şoray; Bilal, İzzet Günay oldu.

Huzur Sokağı, hidayet romanlarının anasıdır.

Birleşen Yollar da hidayet filmlerinin anası...

Oğlum Osman’lar, Kızım Ayşe’ler hep sonradan geldi.

Şule Hanım’ın bizim ilk ‘artist’lerimizden Abdullah Kars’la evlenmesi de her halde ilk ‘magazin’imizdir. (Sonra başka evlilikler de yaptı.)

Hayatımızda bir yeri vardı Şule Yüksel Şenler’in.

Sonra, kendisi çekildi, münzevi sayılacak bir hayat sürdü.

Kendisi çekilince, hayatımızdaki yeri eksilmedi.

Sanki o bir çığır açtı ve kendisiyle çok karşılaşmasak bile açtığı çığır devam etti.

Beğensinler, beğenmesinler, aynı istikamette veya aksi istikamette olsunlar, bugün sokağa çıkan, okula giden, konuşan, yazan çizen, kendince bir meselesi olan şimdilerde adına muhafazakar denilen kadınların yakın tarihimizdeki öncüsü Şule Hanım’dır.

Tabii ki kadınlar üzerinden erkeklerin de şekillenmesinde rolü olmuştur.

Ondan hoşlanmayanlar dahil, bir kuşağın annesi sayılır.

Allah ona rahmet etsin.

Ahiretini güzel yapsın.

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum