'İyi bir polisiyenin sırrı ‘edebiyatta’ değil gizemde'

'İyi bir polisiyenin sırrı ‘edebiyatta’ değil gizemde'

Yazar Ayfer Kafkas ‘Divina’nın Bileziği’ ile Kristal Kelepçe Ödülleri’nde ‘Yılın Polisiye Romanı Ödülü’nü aldı. Osmanlı sokaklarını günümüz Türkçesiyle anlatan Kafkas, iyi bir polisiyenin şifresini paylaştı: Macera, kurgu ve gizem ön planda olmak zorunda. Okuru sözlüğe bakmaya zorlayacak kelimelerin polisiyede yeri yok. Dikkatini olaya yönlendirmeniz gerekiyor. Heyecanın sekteye uğramaması lazım.

SEDAT PALUT | KARAR

Yazar Ayfer Kafkas, Bir Osmanlı Polisiyesi üst başlığı altında yarattığı Eşrefzade İdris Bey tiplemesini önce ‘Kızıl Şebeke’, ardından ‘Divina’nın Bileziği’ romanlarında yer vererek hem yeni bir kahramanı hem de farklı bir polisiye serisini okurlara sunuyor. Romanlarında okurlarını televizyon dizilerinde işlenen entrikalı ve şaşalı Osmanlı saray yaşamı yerine Dersaadet’in fakir sokaklarına götüren yazar, dönemin pek bilinmeyen ‘sıradan’ yaşamının izini sürüyor. ‘Divina’nın Bileziği’ eseri bu yıl Türkiye Polisiye Yazarları Birliği’nin Kristal Kelepçe Ödülleri’nde ‘Yılın Polisiye Romanı Ödülü’ne layık görülen Kafkas’la KARAR okurları için konuştuk.

Ayfer Hanım, belirli bir döneme odaklandığınız bir Osmanlı polisiyesi yazma fikri nasıl ortaya çıktı?

Sanırım ben biraz nostalji meraklısı bir insanım. Eski zamanlarda geçen hikayeleri okumayı ve buna bağlı olarak da yazmayı çok seviyorum. Günümüz teknolojisi pek az sırrın gizli kalmasına müsaade ediyor. Bu da polisiyenin gizem ihtiyacını bir miktar zora sokuyor. Eski zamanların bu anlamda daha gizemli olduğuna, bunun da polisiye yazarken bir avantaja dönüştüğüne inanıyorum.

KADI SİCİLLERİNİ ÇOK İŞİME YARADI"

Romana başlamadan önce nasıl bir dönem araştırması yaptınız?

Zengin bir kaynak çeşitliliğine ulaşabildiğimi söyleyemem açıkçası. Döneme ait kaynak bulmak çok zor değil fakat Kütahya için kaynak bulmak çok kolay olmuyor. Bunun için olabildiğince fazla okumaya gayret ediyorum. En çok, akademik kaynaklardan faydalandığımı söyleyebilirim. Bilimsel makaleler için çevirisi yapılmış kadı sicilleri, şer’iye defterleri ve sancak kayıtları çok işime yarıyor.  Dönemin asayiş teşkilatını, o dönemde geçerli olan kanun, nizamname ve fermanları, şer’i hükümleri, kadı sicillerinden araştırıp bulduğum benzer davaları okuyorum. Hangi suçun cezası nedir, davalar ne kadar zamanda hükme bağlanır, infazdan önceki tevkif süreci nasıl geçer, hepsini okuyup araştırmaya çalışıyorum.

Romanda kullandığınız dil modern bir dil. Osmanlıca kelimelerle çok sık karşılaşmıyoruz. Bunu özellikle mi tercih ettiniz?

İyi bir polisiyede macera, kurgu ve gizem ön planda olmak zorunda. Bu sebeple ağır edebi tasvirler, uzun karakter analizleri ve psikolojik çözümlemeler ikinci planda olmalı. Ağır ve ağdalı bir dilin, sıklıkla kullanılmayan ve okuru sözlüğe bakmaya zorlayacak kelimelerin polisiyede yeri olmadığını düşünüyorum. Polisiye bir bulmaca türü… Bu yüzden okurun dikkatini kelimeler üzerinde toplamak yerine olaya yönlendirmeniz gerekiyor. Heyecanın asla sekteye uğramaması lazım. Okurun aklı kelimenin yabancılığına kaydığında maceradan kopma riskiniz var. Bu yüzden de modern ve yalın bir Türkçe kullanmaya gayret ettim. Önceki romanlarımdaki dil ile polisiye yazarken kullandığım dilin ve kelime seçiminin birbirinden oldukça farklı olduğunu söylemem mümkün.

OTOPSİ ABDÜLMECİT’İN FERMANIYLA YASALLAŞMIŞ

Romanda İdris Bey kadının cesedine otopsi yapmak istiyor. Fakat kadı, ölüye hürmetten buna müsaade etmiyor. Bu örnek gerçe ten yaşanmış mı tarihte? 

Ülkemizin tarihinde ilk kez ne zaman otopsi yapılmış, öncesinde bu yönteme nasıl bakılıyormuş, bunları epey araştırdım. Benim yazdığım dönemde henüz otopsi yapılmıyordu. Ölüye saygı duyulması gerektiğine duyulan inançla otopsinin günah olacağı düşünülüyordu. Otopsi ilk kez, 1841 yılında sadece gayrimüslimlere uygulanmak kaydıyla Abdülmecit’in bir fermanıyla yasallaşmış. Bunun öncesinde lafının bile edilmediğini söylemek sanırım abartılı olmaz. Benim yazdığıma uygun bir otopsi örneği ile karşılaşmadım. Zaten uygulamanın ilk örnekleri oldukça yüzeysel… Bu sebeple işin içine bolca hayal gücü kattığımı söyleyebilirim.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN