Mustafa Öztürk: Millet 'mağdurum da mağdurum' senfosinden bıktı | Bi' Karar Ver

Bi' Karar Ver'e bugün Prof. Dr. Mustafa Öztürk konuk oldu. İktidarın gündemdeki konulara yaklaşımını değerlendiren Öztürk şöyle konuştu: Mağdurum da mağdurum'la 20 yıl. Tamam anladık, gerçekten de mağdur oldu. Bitmedi arkadaş. Patates stoku bitiyor mağdursun, dolar yükseliyor, mağdursun. Bakanın yolsuzluk yapıyor, mağdursun. Sedat Peker konuşuyor, muhtemelen yine mağdursun. Ama millet artık 'mağdurum da mağdurum' senfonisinden bıktı, yemiyor. "

DEMET İLCE | KARAR

Elif Çakır ve Yıldıray Oğur, haftanın ilk 3 günü Bi' Karar Ver'de yazılı, görsel ve dijital medyada öne çıkan haberleri ekranlara taşıyor. Bi' Karar Ver'e bu kez Prof. Dr. Mustafa Öztürk konuk oldu. İktidarın 'din' kavramını yönetim sürecinde nasıl kullandığını belirten Öztürk, gündemdeki konulara iktidarın yaklaşımını da ele aldı.

"MİLLET 'MAĞDURUM DA MAĞDURUM' SENFOSİNDEN BIKTI"

Seda Peker'in iddialarına karşı iktidarın yeterli tepki göstermemesi ve gündemde tepki toplayan konuların üzerine düşmemesini Öztürk, şöyle değerlendirdi:

"Bakanlık koltuğunda bir hanımefendi, kendi kocasıyla birlikte işlettiği şirketin ürettiği dezenfektanı almış THY'na, kendi bakanlığına satmış. Fiyatları da ortada, devleti kendi yağlı müşterisi gibi yapmış. Meclis gelmiş demiş ki, 'Arkadaş şu nedir şunu bir soruşturalım.' Soruşturma izni dahi istemiyoruz diyen bir yapı.

Adam bugün suç örgütü lideri olarak devlet tarafından tescillendi ve arama kararı mı çıkarıldı, doğru. 2015 yılında bugünkü siyasi iktidarı temsil eden parti lehine illerde binlerce kişiyle mitingler yapıldı mı, yapıldı. İktidar Partisinin Sözcüsü dedi ki, 'biz onaylamadık.' İnsanla bu kadar alay edilir mi? Düşünün, 90'lı yıllar lanet yıllar değil mi? Susurluk oldu. Susurluk olunca ne oldu? Bakan düştü mü, düştü. Soruşturma yapıldı mı, yapıldı. Rapor hazırlandı mı, hazırlandı. Mecliste işlem başladı mı, başladı. Bakan hüküm giydi mi, giydi. Yattı mı, yattı. Şimdi üstadım böyle bir ülkede bunları yaşarken, böyle bir dönemden geçerken bana camii açmışsın, mukabele okumuşsun, hatim indirmişsin, bırak Allah aşkına. 'Mağdurum da mağdurum'la 20 yıl. Tamam anladık, gerçekten de mağdur oldu. Bitmedi arkadaş. Patates stoku bitiyor mağdursun, dolar yükseliyor, mağdursun. Bakanın yolsuzluk yapıyor, mağdursun. Sedat Peker konuşuyor, muhtemelen yine mağdursun. Ama millet artık 'mağdurum da mağdurum' senfonisinden bıktı, yemiyor. "

Günümüz Türkiye'sinin 90'lı yılları arattığını Öztürk, şöyle dile getirdi:

"Taksime camii açmanın görüntüsü veya TRT 1'de Kur'an- ı Kerim yarışması yapmak arasında etki yok artık. Bu kadar dini görsele rağmen 90'lı yılların o kara tablosu dediğimiz Türkiye'sine bile rahmet okutturacak bir durumdan geçiyoruz. İslam dedik, kardeşlik dedik.. Ne rahmet ne vicdan kaldı.. İktidarın tek amacı mevcut durumunu korumak. "

"İSLAM DÜNYASI DİYE BİR ŞEY YOK"

İslam ülkelerinin Filistin konusuna yaklaşımını Öztürk şöyle dile getirdi:

"Ben Filistin meselesinin iç siyaset malzemesi olarak kullanılmasının bize mahsus olduğunu düşünüyorum. Arapların Filistin'i dava meselesi ettiğini düşünmüyorum. Tepki eskisi kadar güçlü olmadı. Piyasası yok artık. İslam dünyası diye bir şeyin olduğuna inanmıyorum. İslam ülkeleri neden dünyanın etkin ve güçlü cephesinin yanında yer alıyor derseniz, zihniyet yapısı öyle. Güçlü neredeyse İslam ülkeleri oradadır."

"GÜÇLÜ NEREDEYSE İSLAM ÜLKELERİ ORADA"

Öztürk İslam ülkelerinin ve İslamcı bazı kesimlerin daima güçlünün yanında yer aldığını belirterek şu eleştiride bulundu:

"Güçlü neredeyse İslam ülkeleri oradadır. İktidarın gücünü sever bizimkiler. Bizim dindar camianı n geçmişten gelen, kültürel olarak kendini dışlanmış hisseden, taşradan gelen ama şehre geldiğinde de taşralı gibi yaşayan kitlede sanırım bir eziklik var. İçinde ezikliğin verdiği bir hın ç ve intikam duygusu var."

Ele alınan diğer başlıklar şöyle:

Öztürk: Türkiye'de, şu anki atmosferde bir üniversite hocalığının ve emek verilecek ortamın olduğuna inanmıyorum.

Kumanda devletin elindedir, o hangi tuşa basarsa Diyanet o kanalı gösterir.

Dibe kadar sızan mimarisinden sokağına kadar bütün tasarımı güncelleyecek yaratıcı bir yıkım olmalı. Bu milletin yapma etme reflekslerini, büyük ölçüde arka plandaki dini düşünceden bağımsız yapamıyor. Dini düşünce yapılandırılmalı.

Demokrasi kültürü için din meselesinin tepeden tırnağa yaratıcı yıkıma uğraması lazım.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (20)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
20 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN