Ayhan Bilgen: AK Parti Kürt açılımı hazırlığında

SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, KARAR TV'de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un konuğu oldu. SES Partisi'ni neden kurdu, HDP'den neden ayrıldı, ittifaklara nasıl bakıyor sorularını yanıtlarken gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

KARAR TV'de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un sorularını yanıtlayan SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, İktidarın açılım yapma ihtiyacını duyduğunu bildiğini belirterek ''HDP'yi de İkna ederek mi yapacak daha düşük düzeyli bir hamle mi yapar ben MHP'yi de ikna ederek yapmaya çalıştığını düşünüyorum. Şu anda böyle bir hazırlık var biliyorum. Abdullah Öcalan'ın da buna dahil edilmeye çalışıldığını düşünüyorum. Ama ne kadar mümkün olur, belediye seçimindeki gibi yanlış yöntemle olmayacağını biliyorum'' ifadelerini kullandı.

GERİ ÇAĞIRMA MODELİ OLMALI
Muhalefetin genel bir iktidara öykünme sorunu olduğunu düşündüğünü dile getiren Bilgen, ''Bir siyasal okuma sorunu var. Bugünün dünyasında biz yeni kuşaklara 5 yılda bir oy verelim, tam yetki verelim. O nasıl istiyorsa öyle yapsın sonra yeniden oynarız diyemezsiniz. Böyle bir şey yok gençlerin karar alma süreçlerine her gün katılma istemelerinden daha doğal ne olabilir. Onların geleceği ile ilgili süreçleri biz klasik geleneksel temsili demokrasi ile tartışmayalım, daha katılınca daha kaliteli demokrasi mekanizmaları ile konuşalım'' dedi. Bilgen sözlerine şöyle devam etti:

''Örneğin Geri çağırma mekanizması bu dünyada artık tartışılıyor. bir takım ülkeler bunu anayasalarına koyuyor. Biz birine yetki verdiğimizde 5 yıl vermek zorunda mıyız? 5 yıl beklemek zorunda mıyız? Yetkinin gerçek sahibi biz miyiz yetki verdiklerimiz mi? Eğer derdimiz demokrasiyse, toplumsa, yurttaşlarsa onların çıkarlarına hizmet ettiği ölçüde siyaset değerlidir, partiler değerlidir.''


SİYASİ OLARAK NEREDE KONUMLANIYOR?
Türkiye'nin ciddi bir sosyal çürüme, yozlaşma ve felaket yasadığına vurgu yapan Bilgen, ''Ne yazık ki parti içi motivasyon komplo teorilerinden besleniyor. Bir kanat benim için HDP'lilerin kurduğu parti, HDP kapandıktan sonra HDP'nin yedek partisi olacak, iktidarı kandırmaya çalışıyor diyor. Tersi de HDP'yi bölmek için kurulmuş bir parti diyor. Bu şablonlarla okuma yapmak hayatı sadece parti penceresinden bakmaktır. Bana ne Erdoğan'dan, bana ne kendi emeğimin de olduğu büyük fedakarlık yaptığım, iki kez cezaevine girdiğim, bir buçuk yıl cezaevinde kaldığım mücadelenin penceresinden. Benim bir tane pencerem var. Bu ülke bir krizi yaşıyor, bu ülke hak etmediği bir yaşama mahkum kalıyor. Her gün intiharlar, kadına yönelik şiddet, bir sürü sosyal sayılabilecek çürüme, yozlaşma ve felaket yaşıyoruz. Ülkeyi kimin yönettiğinden daha önemlisi nasıl yönetildiği değil mi bizim derdimiz de bu'' şeklinde konuştu.

KÜRT SORUNU TÜRKİYE SİYASETİNİN KİLİT ROLÜ
Kürt sorunun Türkiye siyasetindeki kilit bir olduğunun altını çizen Bilgen, ''Kürt sorunu barışçıl yöntemlerle çözülmedikçe bu ülkede hiçbir sorun çözülmeyecek. Çünkü para oraya gidiyor, güvenlik politikası oranın üzerinden oluşuyor, dış politikada orası esas tutuyor, demokratikleşme olmuyor çünkü terörle mücadele ediyoruz deniliyor'' dedi. Bilgen şöyle devam etti:

''Benim öğrendiğim geldiğim nokta şu, Türkiye artık sadece kimlik siyaseti ile sorunlarını çözemiyor. Kimlik talepleri ile ekonomik talepler arasındaki bağı kuramıyoruz. Analizlerimiz paradigmalarımız bir yere oturmuyor. İstanbul'a göç etmiş Kürtler 90'lı yıllarda köyü yakıldığı için göç etmişti şimdi Digor'un köyünden Esenyurt'a geliyor. Önce İnşaat sıvacısı olarak başlıyor sonra müteahhit oluyor. Bulunduğu sosyal çevre ve talebi başka''

AK PARTİ KÜRT AÇILIMI HAZIRLIĞINDA

Cumhur İttifakı'nın seçime bu şekilde gitmeyeceğini belirten, ''Kürt sorunu iki taraf için de dağıtıcı rol oynayabilir. İktidarın açılım yapma ihtiyacını duyduğunu biliyorum ama bu açılımı nasıl yapacağı konusu mesele belli değil. HDP'yi de İkna ederek mi yapacak daha düşük düzeyli bir hamle mi yapacak göreceğiz. Örneğin, genel bir demokrasi, anayasada küçük rötuşlar, ana dil hakkının yasak olmaktan çıkması gibi, vatandaşlık tarifinin görece iyileştirilmesi gibi seçim kampanyasında anayasa üzerinden bir yeni hegemonya inşa edeceğini düşünüyorum. Yani MHP'yi de ikna ederek yapmaya çalıştığını düşünüyorum. Şu anda böyle bir hazırlık var biliyorum. Yorum yapmıyorum, hazırlık olduğunu biliyorum.''

Öcalan'ın da açılım sürecine dahil edilmeye çalışılacağını tekrar göreceğimizi sözlerine ekleyen Bilgen ''Erdoğan bence her şeye rağmen ben değişiyorum. 20 yıl sonra ben reform yapmak istiyorum. Tıpkı 2002'de olduğu gibi. Erdoğan muhalefeti bunlar statükocu diyecek bir mindere çekmeye hazırlanıyor. Ben bu kaygıyı muhalefet liderleri ile paylaştım. Eğer seçime Türkiye şöyle bir havada giderse şaşırmayalım. MHP'nin de yüksek sesle tepki vermediği Erdoğan'ın yeniden reformdan ve değişimden yana muhalefetin de istemezük pozisyona itildiği bir resimde gidebiliriz. Özellikle Kürt meselesinde. Abdullah Öcalan'ın da buna dahil edilmeye çalışıldığını düşünüyorum. Ama ne kadar mümkün olur, belediye seçimindeki gibi yanlış yöntemle olmayacağını biliyorum. Aynı yöntemi de denemeyeceklerdir daha usulüne uygun olur diye düşünüyorum. Bunların birazı öngörü birazı da bilgi'' dedi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN