Erdeğer: Kul hakkının yasallaşmış şekli

Gazeteci Yazar Bülent Şahin Erdeğer KARAR TV'de Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un sorularını yanıtladı. KPSS’den yüksek puan alan öğretmen adaylarının mülakatlarda verilen düşük puanlar ile elenmesine ilişkin ''Ülkede mülakat diye bir sorun var. 90 puan alıyorsunuz adam kendi tanıdığını almak için kul hakkı yiyor. Kul hakkının yasallaşmış şekli, dolayısıyla siz hak edeni değil kendi tanıdığınızı alıyorsunuz'' dedi.

Yıldıray Oğur ve Elif Çakır konukları Gazeteci Yazar Bülent Şahin Erdeğer ile gündemi değerlendirdi. KPSS’den yüksek puan alan öğretmen adaylarının mülakatlarda verilen düşük puanlar ile elenmesine ilişkin ''Ülkede mülakat diye bir sorun var. 90 puan alıyorsunuz adam kendi tanıdığını almak için kul hakkı yiyor. Kul hakkının yasallaşmış şekli, dolayısıyla siz hak edeni değil kendi tanıdığınızı alıyorsunuz. Yargı siyasallaşmış zaten. KHK'lar var, mahkeme kararı olmadan bir kişinin ailesiyle beraber tüm hayatını karartıyorsunuz, bu bir soykırımdır'' ifadelerini kullandı.

ÖRTÜLÜ FAİZ DEĞİL HİBE TARTIŞMALARI

İlahiyatçı Hayrettin Karaman 'dövize endeksli TL mevduat sistemi ' hakkındaki tartışmalara ilişkin olarak yaptığı "Örtülü faiz değil hibe" yorumunu değerlendiren Erdeğer, ''İlahiyat Fakülteleri hem dışardan hem içerde bir kuşatma altında olduğu için, akademisyenler kendini memur olarak görüyor ve bir ölü toprağı var. Şahsi olarak haksızlık ve hukuksuzlukları isyan etmek istemiyor. Küçük bir kısmı ise de ya davalık oluyor ya da zındık ilan ediliyorlar. İlahiyatçıların büyük bir kısmının sindirilmesinin hem iç hem dış hem de psikolojik sebepleri var elbette. Üreten, düşünen, tartışan, tavır koyan küçük bir kesim var. Hayrettin Karaman'a gelirsek, koluna girmediğinin derdiyle dertlenmediğinin hakkında konuşmaya da sahip değilsin. Ülkemizde kadına karşı şiddet sorunu var. Kadına karşı şiddet sorunu, başörtüsü gibi namaz gibi İslami bir sorundur. Kadına karşı şiddet konusunda aynı hassasiyet oluşmuyor. Bizim burada şuna karar vermemiz gerekiyor. Ne İslami'dir? İslami olan sadece şekiller midir erdem midir?''

Erdeğer şöyle devam etti:

''Bir makarna firmasını işçilerine haksızlık yapıyor çalışanların %90'ı çalışan örtülü kadınlar. Bu insanlar grev yapıyorlar ama Akit, Yeni Şafak, Hayrettin Karaman vs bundan bahsetmiyor. Haberleri yok onlara yabancı bir dünya hiç sesleri çıkmıyor. Başörtüsü hassasiyeti orada devreye girmiyor. Burada emek sorunu var, kadına karşı şiddet var, hayvana karşı şiddet var, çocuğa karşı şiddet var, hak hukuk sorunu var. Ülkede mülakat diye bir sorun var. 90 puan alıyorsunuz adam kendi tanıdığını almak için kul hakkı yiyor. Kul hakkının yasallaşmış şekli, dolayısıyla siz hak edeni değil kendi tanıdığınızı alıyorsunuz. Yargı siyasallaşmış zaten. KHK'lar var, mahkeme kararı olmadan bir kişinin ailesiyle beraber tüm hayatını karartıyorsunuz, bu bir soykırımdır. Müthiş bir adaletsizlik söz konusu. Hayrettin hoca ve vs hocalar bunlara tek söz etmiyorlar. Tıpkı Muaviye döneminde ki saray uleması gibi.''

TALİBAN'DAN BİR YASAK DAHA

Afganistan’da, 31 Aralık’ta vitrin mankenlerinin başlarını sergilenmesine yasak getiren Taliban, mağazalardaki cansız mankenlerin kafalarını kesmeye başladı. Konuya dair Erdeğer, ''Bölge gerçekliği ve zihniyet arasındaki farkı ya da ayırımı yapamamak bizi iki aşırı uca savuruyor. Bu aydınlanmacı ve aşırı modernleşmeci bakış açısıyla bölgedeki hareketleri Hamas'tan tutun Irak'taki Afganistan'da ki hareketleri tamamen küçümseyen yobaz, gerici olarak gören üstenci oryantalist bir bakış var. Bir de 3. Dünyacılıktan, anti emperyalizmden, İslamcılıktan kaynaklanan mevcut olan coğrafyamızdaki zihniyet kodlarını, sorunlarını görmezden gelen tamamen bu hareketleri idealleştiren kahramanlaştıran, masumlaştıran bir diğer uç var. Benim önerim şu sadece Ortadoğu için değil tüm dünya için, bir şeyi idealleştirmek ya da yerin dibine batırmaktansa yerine sosyolojik dengelerini çözmek lazım. Afganistan toplumu gün yüzü görmemiş bir ülke yoksulluk, açlık işgaller geçirmiş 70'li yıllardan beri istikrarsızlık yaşıyor. Kendisini toparlamış eğitim kurumlarını oluşturmuş düzenli bir toplum değil. Böyle bir ortamda düşünce de zihniyette sağlıklı bir şekilde gelişmiyor'' dedi.

Erdeğer sözlerine şöyle devam etti:


''İslam anlayışı, din anlayışı kalıpçı, tutucu olunca çok şekilci bir dindarlık sınırlı bir dindarlıkla karşılaşıyoruz. Bu şekle çok takılı kalmak, hareketlerin perspektifini dağıtıyor. Manken meselesi İslam fıkhına göre yenilenmesi güncellenmesi gerekir, güncel sorumlarla ilgili çözüm arayışı olmalı. Mezhepler bin küsur yıl önceki sorunlara yönelik çözüm üretmişler, sorun bu çözümlerin dondurularak kutsallaştırılması dolayısıyla bugün ki toplumsal gerçeklikle kalıbı kopyalayarak zorla dayatmasıdır. Mekke ortamında putperestlik vardı yeni idealist toplum inşa ediliyordu. Toplumdaki şirk nesnesi heykel olduğu için heykellere yönelik negatif bir tutum sergileniyordu ama bütün heykel sanatının, görsel sanatların yok edilmesini gerektirmiyor. Öyle olsa Osmanlı'da minyatürler yapılmaz, resim çizilmezdi. Taliban bin 400 yıllık süreci atlıyor, bir metni dini bir delili kopyala yapıştır yapıp toplumsal dengeye bakmadan buna takılıyor. Mankenin kafasını kestiğinde put kırdığını sanıyor. Halbuki bugün ki putlar daha spesifik putlar, fikirsel ideolojik başka putlar var. Burada soyut putları bırakıp mankenlerle uğraşıyor. Bu zihniyet sorunuyla toplumsal dinamikleri birbirinden ayırmak lazım. Talibanı tek başına ele alamayız, Taliban 40 yıllık bir ülkenin yerle bir edilmesi, yıkılmasının bir sonucudur.''

DEĞER MERKEZLİ DİNDARLIK İLE ŞEKİL MERKEZLİ DİNDARLIK MÜCADELESİ


Biat kültürünün günümüze yansımalarına değinen Erdeğer ''Değer kaygısı güden, değer merkezli bir dindarlıkla ki bunu şuanda mumla arıyoruz şekil merkezli bir dindarlık arasında ki bir mücadele bu. Bütün ideolojiler ve tüm dinler kurumsallaştıklarında katı kalıplara dönüşüyorlar ve skolastik bir resmi ideoloji dönüşüyor. Bu otoriterlik yukarıdan aşağıya doğru tüm toplumu şekillendirme gibi çarpık bir kaygıyı doğuruyor. Mutlak bir hakikatiniz oluyor ve bunu topluma dayatmak için devleti ele geçirmek istiyorlar. Bir toplum mühendisliği yaparak insanlara kabul ettirmeye çalışıyorlar'' dedi, sözlerine şunları ekledi:

''Gerçek iyilik erdem yüzünüzü doğuya ya da batıya çevirmek değildir, değer kaygısı güden bir dindarlık gütmektir. Erdemliliği esas alan dindarlığı geliştirebilirsek eşitsizliği de aşmış oluruz. Tevazu gösterisi şov yapmak değil asıl erdemi kaybetmiş oluyorsunuz. Dinsel kibir, şatafatlı törenlere, büyük mabetlere ve insanları aşağılamaya dönüşüyor. En büyük ahlaksızlığı size ahlak olarak gösterebilir. İşte bu zihniyeti çözümlemek gerekiyor. Tüm kutsal kitaplarda olan temel erdemlere vurgu yapmak ve bu erdemleri hayata geçirmektir''

KADERCİLİK İDEOLOJİSİ CEBRİYYEYE DÖNÜŞÜYOR

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, "Sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki, bize yaptıran Allah'tır" sözlerinin hatırlatılması üzerine Erdeğer, ''Süleyman Soylu'nun açıklamaları tanıdık. Müslümanların tarihindeki ilk izdüşümünü Muaviye'de rastlıyoruz. Peygamberimizin arkadaşlarından Hucr b. Adiy'i Hz. Ali taraftarı olduğu için öldüren Muaviye, tepkiler karşısında zor durumdaydı. "Biz yapmadık, Allah yaptırdı bize" diyerek kendisini sorgulanamaz kılmaya çalışmıştı. Buna biz kadercilik ideolojisi diyoruz bu zaman içerisinde cebriyyeye dönüşüyor. Yaptığımız her şey Allah tarafındandır bizim bir dahlimiz yoktur demek, özgür iradeyi tamamen yok sayan bir yaklaşımdır. Yöneticilerin hesap verilebilirliği ile ilgili bir tartışma bu. Özellikle suçu işleyen yöneticiler sorumluluklarındaki eylemleri meşrulaştırmak, bu icraatları sorgulatmamak için "Biz yapmıyoruz; bunları bize Allah yaptırıyor" derler. Bize karşı çıkarsan, Allah'a karşı çıkarsın gibi söylemlerin amacı daha edilgen, yönlendirilecek insan tipi oluşturmak. Bu söylemler yüzünden dinden uzaklaşan da olmaktadır. Böyle dini ve siyasi söylemlerin şuan gençler üzerinde bir etkisi yok gündemine hiç almıyorlar.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN