Mustafa Ergen: Önemli olan diplomalar istihdama dönüyor mu sıralaması

Deva Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ergen, KARAR TV'de Gazeteci Yazar Gülay Erdemli, Dr. Emrah Gülsunar ve Doç. Dr. Can Kakışım'ın konuğu oldu. YKS'ye saatler kala barajın kaldırılmasının etkilerini ve üniversitelerin yeni dünyaya nasıl hazırlanması gerektiğini değerlendirdi.

BİRGÜL TEKÇE | KARAR

KARAR TV'de Gazeteci Yazar Gülay Erdemli, Dr. Emrah Gülsunar ve Doç. Dr. Can Kakışım'ın sorularını yanıtlayan Deva Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ergen, ''Aslında baraja değil de daha çok bu diplomalar istihdam yaratıyor mu noktasına bakmakta fayda var. Önemli olan diplomalar istihdama dönüyor mu noktasında bir sıralamanın olması'' ifadelerini kullanırken üniversitelerimizin dünya çapında olabilmesi için idari, mali ve bilimsel olarak özek hale getirilmesi gerektiğine de vurgu yaptı.

18-19 Haziran'da düzenlenecek Yükseköğretim Kurumları Sınavı'na geçen yıla kıyasla yüzde 24,36 oranında artışla 3 milyon 243 bin 425 adayın başvurduğunu bildirildi. Böylece üniversite sınavında barajın kalkmasıyla en yüksek başvuru gerçekleşmiş oldu. Barajın kalkmasını değerlendiren Deva Partisi Eğitim Politikaları Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ergen,

''Özünde üniversite sınavı bir sıralama sınavındır. İnsanları sıralayıp açık kontenjanlara yerleştirme sınavıdır. zaman içerisinde üniversiteye gidecek öğrencilerle üniversite kontenjanları eşitlendi. Bir milyon öğrenci giriyorsa bir milyon da kontenjanımız var. Siz buna baraj koyduğunuzda o kontenjanlar boş kalıyor, boş kaldığı zaman da otomatikman üniversitenin de ekonomisine etki ediyor. Üniversiteler ayakta kalmaya çalışıyor, çocuklar aşağıdan baskı yapıyor. Aslında bu tarafa değil de daha çok bu diplomalar istihdam yaratıyor mu noktasına bakmakta fayda var. istihdama dönük bir diploma istihdama dönük bir üniversitenin olup olmadığının ölçülmesi gerekiyor. Bunu yapmadığınızda ölçümü barajda koyduğunuz zaman lise eğitimine bakmanız gerekiyor. Lisede diploma almış bir çocuğu bir şekilde mezun ediyorsunuz, bunu sıralama sınavında kaç net aldığı önemli değil. onun için kaliteyi yukarıdan başlatmanızda fayda var. Önemli olan diplomalar istihdama dönüyor mu noktasında bir sıralamanın olması gerekiyor'' şeklinde konuştu.

DİPLOMA İLE İSTİHDAM KOLERASYONU DÜŞÜYOR

diploma ile istihdam korelasyonunun gitgide düşmeye başladığının altını çizen Ergen, ''Buradaki en büyük nokta şu, yükseköğretime giden nüfus sürekli artıyor dünyada da artıyor. 1985'lerde 20-21 milyon kişi varsa 2022'de 200 milyonu geçmiş durumda ve Türkiye'de daha fazla çünkü genç nüfusumuz daha fazla. Sizin bu nüfusu karşılamanız lazım ya bunlara üniversiteye girmeden istihdam yaratmanız lazım ya da üniversiteden sonra istihdam yaratmanız lazım. Bu ikisi olmadan, üniversitede zamanı öteleyelim noktasına geliyor. Bu alttaki baskıyı görmek gerekiyor. Bir taraftan da üniversiteler akademisyen olarak yetersiz, her bölümü açamıyorsunuz. Olan akademisyenlerin bölümünü açıyorsunuz. Bu yüzden diploma ile istihdam korelasyonu gitgide düşmeye başlıyor. Burada bir çözüm bulmak lazım, üniversite yalnızca Türkiye istihdamına değil dünya istihdamına bakması gerekiyor. Çünkü aşağıdan büyük rakamlar geliyor. Dünya istihdamına bakan bir yapılanma olursa o zaman daha fazla istihdam garantisi yaratabiliriz'' dedi. Ergen sözlerine şöyle devam etti:

''Akademisyenin yetmeyeceği zamanlarda hibrit, online eğitimlerle içeriği dışarıdan alarak akademisyenin ya da asistanların katkısı ile yerelleştirmemiz gerekiyor. Müfredatın bütün dünyaya bakacak şekilde güncellenmesi gerekiyor. Bunu yapmadığınız zaman 4 sene sonra sorunu görmeye başlarız.''

ÜNİVERSİTELER İDARİ MALİ BİLİMSEL ÖZERK OLMALI

Üniversitelerimin dünya çapında olabilmesi için üniversitelerin idari mali ve bilimsel olarak özek hale gelmesinin önemine vurgu yapan Ergen,

''Neden ilk 500'de üniversiteniz yok. Çünkü sistem herkesi askeri müştereklerde eşitliyor. Bugün alttan gelen öğrenci baskısını yükseköğretim kurumu her üniversiteye dağıtıyor. Sizin sıralamaya girmeniz için bazı oranlarda yüksek yapmanız lazım, ölçüm üyesine düşen öğrenci sayısının az olması lazım, bütçenizin eş olması lazım, Amerika'daki üniversitelerle kıyaslıyım Stanford Üniversitesi'nin 12 bin öğrencisi varsa İTÜ'nün 40 bin tane var. ODTÜ'nün 30 bin tane var. Boğaziçi'nin 17-18 bine gelmiş. Öğrenci sayısı yüksek bir rakama ulaştığı zaman otomatikman oranlarda aşağı düşmüş oluyorsunuz. İkincisi aynı bütçeleri konuşmuyorsunuz. İlk yüzdeki yüzüncü üniversitenin bütçesi milyar dolarlar civarında, oraya girmesini istediğiniz üniversitenin bütçesi 100- 200 milyona ulaşmıyor. bence herkesi askeri müştereklerde eşitleyen bir anlayıştan çıkmamız gerekiyor. Hızlı koşanın daha hızlı koşabileceği bir sistem getirmemiz gerekiyor. İki yüz üniversitemiz varsa iki yüzünde gireceğini düşünmüyoruz ama 2 tanesinin girmesi bile Türkiye algısını bambaşka bir yere getir'' dedi. Ergen sözlerine şunları ekledi:

''Onlar biraz akıncı gibi önde koşan üniversiteler olmalı, belli üniversiteler var öne çıkan bunların kim olduğunu bilmiyoruz. Onların önünü açmamız gerekiyor. Onların önünü açmamız için de onları özerk hale getirmemiz gerekiyor. İdari mali ve bilimsel olarak özek hale getirelim. Her birisini aynı paranın içinde eritmeye çalışmayalım. Yeter ki tek merkezden yönetmeyelim. Bunun için de yüksek öğretim kurumunun bir anlamda özerkliğin önünü açması gerekiyor''

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN