İsmet Berkan: Batı, Çin'e Uygur zulmünün bedelini ödetiyor

Ali Bayramoğlu ve İsmet Berkan, Sadece Gündem'de, iktidarın temsiliyet krizi ve siyasal kimlik unsurun ekonomiye etkileri konuşuldu. Berkan, Çin'in Uygurlara yaptığı muameleye değinerek, "Batı, Çin'e Uygur zulmünün bedelini ödetiyor" diye konuştu. Berkan, son dönemlerde siyasette tartışma konusu yaratan 'şehit yakına küfür' hadisesi içinse iktidarın, Türkkan meselesinde orantısız güç kullandığı söyledi.

İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan'ın şehit yakına yaptığı hakaret siyaset gündeminde tartışılmaya devam ediyor. Türkkan'ın kullandığı küfür nedeniyle aldığı tepkilerden sonra grup başkanvekilliği görevinden alınarak, yerine Samsun Milletvekili Erhan Usta getirilmişti. Tartışmanın uzatılmasına ilişkin Bayramoğlu, "İktidarın mevcut sorunlarından kaçışı mı? sorusunu yöneltirken, Berkan ise "Kürt meselesi ve milliyetçilik karın doyurmuyor artık" ifadesini kullandı.

"HDP'SİZ MUHALEFET ALANINA DÖNDÜLER"

İktidarın günlerdir dile getirdiği küfür tartışması, Ali Bayramoğlu ve İsmet Berkan tarafından değerlendirildi. Bayramoğlu, asıl önemli olanın yaşanılan hadiseden sonra ortaya çıkan siyasi görünüm olduğunu vurgulayarak, "Bunun iki anlamı var, biri simgesel anlam diğeri, somut bir anlam. Türk siyaseti simgeler üzerinden devam ediyor. Bu siyaset önerisizliği üzerine kurulu yol almadır. Diğer taraftan, CHP muhalefetle ilgili farklı bir fikir verirken, bugün tekrar HDP'siz bir muhalefet alanına döndük" dedi.

Bayramoğlu, "İktidarın Türkkan'ın Meclis'ten atılması için bütün kaynakları seferber etmek istemesi ve siyaseti tekrar buraya kilitlemesi bunların bir anlamı var" diyerek sözlerine şöyle devam etti:

"İktidarın mevcut sorunlardan kaçışı mıdır? Burada asıl olan ulusalcılık. Erdoğan ve Bahçeli nereden geldi? Kültürel kimlik meselesinden geldi. Bugün bu kimliği savunuyor mu? Bugün geçtiği kimlikte farklı bir milliyetçilik taşıyıcı olmaya başladı."

"MUHALEFET NEREDEN YARALANCAKLARINII GÖSTERDİ"

"İYİ Parti ve CHP nereden yaralanabileceklerini gösterdiler, bu da Kürt meselesi" diyen Berkan, "Sokağın gündemi ekonomi. Akşener ve Kılıçdaroğlu 'gündemdeki bu sorunu değiştirmelere izin vermeyeceğiz' diyor. Kürt meselesi ve Milliyetçilik kimsenin karnını doyurmuyor. Ama iktidar tarafı öyle görmüyor. 6 yıldır ilk defa siyaset alanı siyasetçi eliyle daraldı. İktidar, Türkkan meselesinde orantısız bir güçle saldırıyor. Evet çok çirkin bir durumdu. Bu bir yere varmaz. İktidar bu şekilde ayakta duracağını düşünüyor. İktidar, bu konsolidasyonu devam ettiriyor. Bir dönem bu işe yaradı, oy kaybını durdurmuştu" dedi.

p.jpg

"ÇİN, UYGURLAR'A ÖDEDİĞİ AĞIR BASKININ BEDELİNİ ÖDÜYOR"

"2017'den beri yaptığımız referandumdan beri neredeyse kesintisiz bir seçim kampanyası içerisinde yaşıyoruz" diyen Berkan, kimlik siyasetine Çin'in Uygur Türkleri muameleleri üzerinden örnek verdi. Berkan, "Çin, Uygurlara yaptığı ağır baskının bedelini ödüyor. Paranın bir gücü var, para da batıda. Paranın bir yere girip çıkmasının şartları var. Çin, bunu yapabiliyordu. Uygurlar üzerindeki baskısından sonra Çin'e sermaye akışı yavaşladı" ifadelerini kullandı.

"MODİ İLE ERDOĞAN BİRBİRİNE BENZİYOR"

Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birbirlerine benzediğini ifade eden Berkan, "Modi, özel bir Hindu milliyetçiliğinden siyasi bir hareket başlattı. Otoriter bir yönetim uyguluyor. Bunu ekonomik başarıyla süsleyemediği için iktidarı sallantıda. Biz Türkiye demokrasisi için bir iç dinamik ve dış dinamik tartışması yaşarız. Dış dinamiğe çok önem gösteririz. AB, 2007'ye kadar Türkiye'nin demokratikleşmesinde çok önemli bir motordu. O sayede Tayyip Erdoğan, bu otoriter tarzını çok kolay elde etti ya da şu an bertaraf etti. Batı Avrupa'ya eklemlenmek diyebiliriz. O bitti sona geldik" diye konuştu.

"BAŞKASININ PARASIYLA GEÇİNEN BİR MİLLETİZ"

"Yerli-Milli çok güzel bir slogan keşke gerçekleştirilse" diyen Berkan," Türkiye'nin son 200 yıllık ekonomik tarihi aynı. Biz başkasının parasıyla geçinen bir milletiz" ifadesini kullandı.

Bayramoğlu ise yerli-milli anlayışının gerçekleşmesinden ziyade evrenselleşmesinin önemli olduğunu söyledi.

"SİYASİ BÖLÜNMENİN TEMELİ İSLAMCILIK VE TÜRKÇÜLÜK"

Türkiye'deki temel siyasi bölünmenin, İslamcılık ve Türkçülük olduğunu belirten Berkan, sözlerine şöyle devam etti:

"Türkiye'nin Türkçüleri, modernistler oldular. Milliyetçiliklerinden vazgeçmediler. Ama modernsitlik daha katı bir şekilde devam etti. Bugün CHP'nin içinde hala var olan bir kesim. Türkiye'nin İslamcıları ise, solcuların gözünde sağcılar. İslamcılık çok renkli bir akım. Oy potansiyeli olarak küçük bir bölümünü oluşturuyor. AK Parti kendi kendine azar azar başladı. Kendini muhafazakar demokrat olarak adlandırdı. Zamanla demokratı gitti, muhafazakarı kaldı. Derken, dindar muhafazalar oldu. Yüzde 50 oy alıyor. Toplum yüzde 50'si dindar muhafazakarlar mı? Gözlemlerimizle uyuşmuyor."

AK Parti'nin seçmen kitlesine değinen Berkan, "Sokakta modernist dediklerimiz insanlarda AK Parti seçmeni. Kadınlar koluna bakıyoruz çoğu başı açık kesim. Bu kitleye dindar muhafazakar demek yanlış teşhis koymak demek. Türkiye'nin makul insanları, sessiz çoğunluk dediğimiz kesim oy vermezse AK Parti yüzde 50 barajını geçemezdi" dedi.

bol.png

"AK PARTİ, MUHAFAZAKAR KESİME ENJEKSİYON YAPTI"

Bayramoğlu, AK Parti'nin muhafazakar kesime enjeksiyon yaptığını belirterek, "İdeolojik yapıyla, siyasi oy davranışı her zaman üst üste oturmaz. Toplumsal doku üst üste oturmaz. İslamcılık dediğimiz hakim bir yapı değildir Her zaman ruh olarak varlığını sürdürmüştür. AK Parti'nin iktidarı o kadar uzun sürdü ki. AK Parti politikaları, siyasal sitemi dışarıya bırakıp AK Parti'nin içeri aldığı unsurlar Türk siyasi yapısını oluşturdu. O enjeksiyonda bu ayrı bir alan olan İslami unsurun merkez sağa parçası olmasına giden bir enjeksiyon" diye konuştu.

AK Parti'nin gerilmesini 3 maddede birleştiren Bayramoğlu, bunların; Yozlaşma, şahsileşme ve yönetim sorunu olduğunu ifade etti.

Bayramoğlu ,"AK Parti Kürtleri temsil etmekten vazgeçti" diyerek sözlerine şöyle devam etti:

"İslami kesimde sınıfsal bir değişim yaşandı. Bu insanlar Konya'dan dünya pazarıyla ilişkiler kurdular. Bu kişilerin çıkarları ve beklentileriyle, AK Parti'nin politik çıkarları arasında kopuşlar yaşandı. AK Parti, biraz Çin'e benziyor. Nasıl Çin'de, 6-7 tane büyük şirketi, Çin Komünist Parti'si etrafına toplayıp, onlara işleri veriyorsa Erdoğan'da buna benzer bir sistem kurdu. Yani hem sosyolojik değişimle hem politik yozlaşma hem tekleşme gibi unsurlarla bu kopuş yaşanıyor. Yani sonuç olarak Her gördüğünüz başörtülü AK Parti, seçmeni değil"

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN