Taha Akyol ve Mustafa Karaalioğlu KARAR TV'de İktidarın dış politikasını, uygulanılan ekonomik modelinin performansını ve artan kaygıları değerlendirdi.
KARAR TV'de haftanın öne çıkan başlıklarını değerlendiren Akyol, dış politika ve ekonominin mutlaka kurumsal politikalar şeklinde olması gerektiğini vurgulayarak, seçim hesabı yaparak hareket ederseniz bu noktaya gelirsiniz dedi. Kur korumalı mevduat sistemine değinen Karralioğlu da, ''Unutmayalım ki biz ekonomik krize pandemiden önce girmiş bir ülkeyiz. Bizim krizimiz özgün bir kriz. Türkiye'ye özgü bir kriz. Kur korumalı mevduatı bu hükümet kaldıramaz. Bunu kaldırdığı anda zincirlerinden boşalır dolar. Şu anda Türkiye'nin bütün risklerinin yanında böyle bir finansal psikolojik riski de var' ifadelerini kullandı.
Dış politika ve ekonominin mutlaka kurumsal politikalar şeklinde olması gerektiğine vurgu yapan Akyol, '' Cumhurbaşkanı uluslararası ilişkileri gerginleştirmek suretiyle içerde dış güçler saldırıyor, bir taraftan Suriye'den tekrar tehdit olduğunu, Yunanistan'da da adalar meselesinde egemenliğin söz konusu olduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavrını şuraya koyalım. Karşılığında Yunanistan'ı tavrına bakalım. Miçotakis gedip Amerika'da Senato'da toplu olarak hitap ediyor, kendisinin haklı olduğunu anlatıyor. Gerek kongre, gerek dinleyiciler, gerek basın Ege meselesini bilmezler Miçotakis'ten dinlemiş oluyorlar. Oradan döndükten sonra da biz çok güçlüyüz ''Uluslararası Hukuk'' yanımızda diyor ve bir şey daha söylüyor ''Müttefiklerimizle beraber çok güçlüyüz'' diyor. Peki biz müttefiklerimizle beraber çok güçlüyüz deme ihtiyacı duyarsak kimi söyleyeceğiz?'' dedi. Akyol sözlerine şöyle devam etti:
DIŞ POLİTİKA MESELESİ SEÇİM HESABI OLMAZ
''Dış politika ve ekonomi mutlaka kurumsal politikalar şeklinde olmalı. Onun için Merkez Bankası bağımsız olmalı, dış politika Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütülür. Dosyaları onlar hazırlarlar, politikacıların takdimini sunarlar. Dışişleri Bakanlığı'nın 150 yıldan beri oluştuğu dosyalardan süzerek getirdiği seçenekleri politikacının önüne koyar bu seçenekleri çok liyakatli çok bilgili ''monşerler'' hazırlamışlardır. Kurumsal hafızaya, tecrübeye, diplomasi bilimini bütün dünyada fakültelerde okuturlar, fakültelerden sonra master ve doktora yaptırırlar. Dış politika meselesini uluslararası ilişkiler meselesini seçim hesabı ile ''Bugün şuna kızdım ertesi gün şuna kızdım''a getirirseniz geldiğimiz nokta maalesef bu olur.''
BİZİM EKONOMİK KRİZİMİZ ÖZGÜN BİR KRİZ
Türkiye ekonomisinin kendi özgü bir kriz yaşadığının altını çizen Karaalioğlu, ''Unutmayalım ki biz ekonomik krize pandemiden önce girmiş bir ülkeyiz. Bizim krizimiz özgün bir kriz. Türkiye'ye özgü bir kriz. Uluslararası faktörler bunu arttırdı ya da zaman zaman avantaj sağladılar bu ayrı mesele krizimizin ana çatısı iskeleti tamamıyla bize ait hatalardan ve problemlerden kaynaklanıyor. Nitekim daha ortada pandemi yokken Rusya Ukrayna savaşı yokken biz 128 milyar doları yakmaya başlamıştık'' şeklinde konuştu. Karaalioğlu sözlerine şunları ekledi:
''Kur kontrolden çıkınca kur koluma mevduat sistemi ile TL'yi dolar yaptık. TL'yi dolara endekslemiş olduk. Şu anda korkunç bir faiz korkunç bir dolarizasyonla milli para neredeyse denklemden çıktı. sadece memur maaşlarında ya da çarşı pazarda işe yaradı ama bütün ekonomik faaliyetlerde dolara endeksli. Şimdi model yine çuvallamış oldu, fiyasko ile sonuçlandı. Şu anda modelsiz model durumumuz, enflasyonla mücadele ediyor muyuz etmiyor muyuz onu da bilmiyoruz. Meğer enflasyon ile büyümeye hedefliyormuşuz. Meğer model buymuş. Modellerden model beğen.''
KKM'NİN FİNANSAL PSİKOLOJİK RİSKİ VAR
Bu hükümetin kur korumalı mevduatı kaldıramayacağını dile getiren Karaalioğlu, ''Kur korumalı mevduatın bütün tezi doları dizginlemekti. O dizginler boşaldı. Şu anda sert boşalmadı yavaş yavaş oluyor. Kur korumalı mevduatı bu hükümet kaldıramaz. Bunu kaldırdığı anda zincirlerinden boşalır dolar. Şu anda Türkiye'nin bütün risklerinin yanında böyle bir finansal psikolojik riski de var'' dedi.
