Taşgetiren: İstanbul iktidarda bir ukde haline geldi

KARAR yazarları Ahmet Taşgetiren ve Mehmet Ocaktan KARAR TV'de dövize endeksli mevduat siteminin yansımalarından İçişleri Bakanlığı'nın İBB'ye açtığı terör teftişine, Süleyman Soylu'nun çıkışlarından memur alımında mülakat tartışmalarına kadar öne çıkan başlıklarını değerlendirdi.

KARAR yazarları Ahmet Taşgetiren ve Mehmet Ocaktan KARAR TV'de gündemin öne çıkan başlıklarını değerlendirdi. İçişleri Başkanlığı'nın İBB'ye açtığı terör teftişi ile gündeme gelen ''İstanbul Belediyesi'' tartışmalarını değerlendiren Taşgetiren, ''Görülüyor ki İstanbul iktidarda bir ukde haline geldi. İmamoğlu'nun şuanda ki dili daha uzlaşmacı, İstanbul'un sorunlarını paylaşmak istiyor. Cumhurbaşkanı'yla görüşmek istiyor, merkezi yönetim olarak iletişimde olsanız ne olur. Ben bir şekilde burayı alırım, buranın sahibi benim yaklaşımı ortamı geriyor ve sizi hukuksuz işlere sevk ediyor'' dedi

HİBEYİ KİMDEN ALIP KİME VERİYORSUNUZ?

Dövize endeksli mevduat sisteminin piyasaya yansımalarını değerlendiren Ocaktan, ''Sayın Bakanın dolar düştükçe kıpır kıpır oluyorum ifadeleri var ama dövizde de bir kıpırdama var. Dolarda söz dinlemiyor. Hazine ve Maliye Bakanı'na bir itaatsizlik söz konusu. Muhtemelen dolar 10-11 TL civarına kadar düşer diye düşünmüşlerdir. İhracatçılarda şikayetlerini iletmişlerdi, onları da dikkate alarak 10 TL civarında tutmayı hedeflemiş olabilirler. İki gündür 13'ün üzerine doğru gidiyor. Sanki aşağıdan bir baskı var. 4 Ocak'tan sonra farklı olabilir diyenler var. Bu gidişle tüm baskılamalara, arka kapı satışlarına rağmen sistemin çokta istedikleri sonucu vermediğini görüyoruz. Merkez Bankası'nın son yayınladıkları verilere göre TL mevduatı azalıyor döviz mevduatı artıyor. İktidarın da yaptığı şu, paranızı faize yatırın diyerek faizi teşvik ediyorlar. Dövizden dönün ben sizin zararınızı hazineden karşılayacağım. Nass diyen bir Cumhurbaşkanı faize teşvik eder mi burada asıl bir sakatlık var. İktidar hiçbir yaptığını normal ekonomik kurallara göre yapmıyor. Bugün böyle oldu yarın başka bir şey deneriz diyor ama bunun sonuçlarını halk yaşıyor. Bir sefalet tablosu ortaya çıkıyor ve hükümet bunu görmüyor'' şeklinde konuştu.


Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'nin 20 Aralık gecesine dair açıklamalarına değinen Taşgetiren, ''Cumhurbaşkanı'nın konuşmasının tılsımlı bir operasyon haline dönüştüğünü ifade ediyor. İnsanların Cumhurbaşkanı'na olan güvenle dolar bozdurmak için yarışa girdiğini ve doların bu yüzden düştüğünü söylüyor. Yaşananlar bu tılsımlı dokunuşun bütün meseleleri çözmediğini gösteriyor. Enflasyon düşmüyor. Doların oynaklığı devam ediyor. İnsanların kulağı kirişte, 13'e çıkmasını bir yükseliş trendi gibi okuyup bekleyenler var. Henüz oynaklık bitmiş değil. İş dünyası da en çok bu oynaklıktan şikayet ediyordu. Yüksekten döviz alanlarla, yüksek maliyetle alım yapanlar, bu hikayelerle dolu piyasa, acaba iktidar faize karşıyım diyerek faize teşvik eden bir model mi uyguluyor diye düşünen bir kesim de var. Kur farkı dediğimiz şey orada ki faiz Nass'ın neresine düşüyor. Bazı hocalar buna hibe diyor. Hibeyi kimden alıp kime veriyorsunuz. Ekmek alan vatandaştan topladığınız vergiden bankasında parası olan kişiye para veriyorsunuz'' dedi.

ALLAH'IN ADIYLA SİYASET PAZARLAMACILIĞI YAPILIYOR

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Bursa'da Ak Parti Bursa İl Başkanlığı'nda partililerle bir araya geldiği anlarda, “Sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki; bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır!” sözlerini Ocaktan, ''Söylemesi bile üzücü Allah'ın adıyla siyaset pazarlamacılığı yapılıyor. Bu duygu insanların değerlerle, inançla, İslam'la bağlarını o kadar zayıflatıyor, dine o kadar büyük bir zarar veriyor ki. Zaten insanlar ekonomik olarak batmış, geçinmekte zorlanıyor. Bu insanlara din satıyorsunuz asıl yaralayıcı olanda bu. AK Parti güven duygusunu kaybedince fakirden topladığın vergilere zengine hibe ediyor. Bunun içine de fetva uyguluyorsunuz bu kabul edilecek bir şey değil. Bunlar kendini herhalde Allah adına yetkileri kullanan makam olarak görüyorlar ki böyle bir şey olamaz'' ifadelerini kullandı.

Taşgetiren de konu ile ilgili şu sözleri söyledi:

''Mevcut olumsuz yapıları meşrulaştırmak gibi bir problem ortaya çıkarıyor bu da insanların din algısına, inanç yapısına, olumsuz etkide bulunuyor. Süleyman Soylu'nun bu söylemi ne alama geliyor. Bunu bir din adamı bile söylemez. Bunu demeye başladığınızda kendinize ilahi bir misyon yüklüyorsunuz. Bu tarz bir şeyin içine girmemek lazım, dini mefhumları siyasetin bir uzantısı ve makyajı haline getirmemek lazım. İçişleri Bakan fütursuzca gidiyor ve hiç kimse de ne diyorsun sen demiyor. Bu tarz şeylerden kaçınmak lazım''


İSTANBUL İKTİDARDA UKDE HALİNE GELDİ

İçişleri Bakanlığı'nın İBB'ye açtığı terör teftişinin yine İçişleri Bakanı'nın pimi çektiği bir konu olduğunu belirten Ocaktan, ''İktidar makamında olan ülkeyi yönetmekle sorumlu olan insanların böyle söylentilerle bir takım dernekler üzerine bir muhalefet etme makamı değildir. Eğer belediyede 557 terörist var diyorsanız, devletin birimleri bunu yargıya taşır gereğini yapar. Bunu söylediklerinde üstelik İmamoğlu yazı yazmış kim bu isimler diye sormuş gereğini yapalım demiş. İyi hal kağıdı adalet bakanlığından alınıyor. Devletin bütün kurumlarına alımlar bu yolla yapılıyor. Eğer bundan bahsediyorsanız, devletin istihbarat birimleri dahil, İçişleri, Adalet bakanlığı görevlerini yapmamış diyorsunuz. Burada insanların aklına gelen bir siyasi hazırlık mı yapılıyor oluyor'' dedi.

Ocaktan sözlerine şöyle devam etti:

''Ülkede ekonomi kötü, zamlar yağmur gibi geliyor, işsizlik artıyor, enflasyon artıyor. İktidar çare üretemedikçe seçimlerde yaklaşıyor. Böyle arka kapıdan döviz satmak gibi arka kapıdan başka bir siyaset planı mı yapılıyor, bunun sonu kayyum atamaya mı gidecek diye konuşuluyor, tartışılıyor. AK Parti içinde doğrudan bu girişimin AK partiye zarar verdiğini bizzat AK Partililer söylüyor. İyi hal kağıdını da iktidar sandıkta alacak. Yerelde bu söylemlerle seçimi kaybettiniz. Yine aynı hataya düşüyorlar.''

Bakan Soylu'nun siz yapın hukuk arkadan gelsin gibi bir yaklaşımı olduğunu belirten Taşgetiren, ''Siz yıkın binayı, itiraz eden olsun arkadan gelsin diyor, Adalet bakanı da buna itiraz etmişti. Şuanda bu geri tepecek gibi bir endişe var. Numan Kurtulmuş bundan İmamoğlu sorumlu tutulamaz dedi. Süleyman Soylu'ya, Numan Kurtulmuş'un uyarısı yeter mi bilmiyoruz. Süleyman Soylu Ak Parti'de Bahçeli'nin, MHP'nin uzantısı gibi bir tavır sergiliyor. Bundan da AK Parti bünyesinde ciddi bir rahatsızlık olduğu ifade ediliyor. Bir kafa karışıklığı var. Bunu bize yaptıran Allah'tır diyen biri uyarılmalı mı? İmamoğlu'na yönelik bir operasyon başlatan, hiç istenmediği halde yıldızını parlatan bir insan uyarılmalı mı? Burada bir kafa karışıklığı var'' dedi.

Taşgetiren sözlerine şunları ekledi:

''İstanbul sembol bir şehir, Tayyip beyin yola çıktığı bir şehir. Görülüyor ki İstanbul iktidarda bir ukde haline geldi. 16.500 oyla kaybedince ukde depreşti içlerine sindiremeyip seçimi iptal ettirdiler. Sonra 800 bin oyla kaybettiler. Ukde haline getirmemek gerekiyor. İmamoğlu'nun şuanda ki dili daha uzlaşmacı, İstanbul'un sorunlarını paylaşmak istiyor. Cumhurbaşkanı'yla görüşmek istiyor, merkezi yönetim olarak iletişimde olsanız ne olur. Ben bir şekilde burayı alırım, buranın sahibi benim yaklaşımı ortamı geriyor ve sizi hukuksuz işlere sevk ediyor.''

KILIÇDAROĞLU MEB'E ALINMADI


Gündemde ses getiren, memur atamalarında mülakat tartışmalarına da değinen Taşgetiren,'' KPSS'de 90 alan 100 alan insanı göreve getirmemek için 50 vermek en azından vicdanınıza dokunmalı. Hukuk dışı, ahlak dışı, hiç bir pozitif değerlerle alakası olmayan bir yaklaşım olan mülakat yapılıyor. Bu ülkenin çocuğu can atıyor, çalışıyor, yüksek umutla girdiği mülakatla almıyorsunuz. Bu insaf değil. Buna herkesin itiraz etmesi lazım ama yutuluyor. Ana muhalefet partisi olmaz diyor. Milli Eğitim Bakanı'ndan randevu istiyor, vermiyorlar. Sonra bakanlığın kapısına gidince bastı oluyor . Zincirle kapatmışsınız kapıyı bakanlığı bastı oluyor. Bakan kabul etse konuşsa yaptıkları anlatsa tatmin edici açıklamalar yapsa ne olur ki bütün bu kavga gürültü olmaz'' ifadelerini kullandı.


Konuya ilişkin Ocaktan da, ''Sayın Kılıçdaroğlu çok önemli bir kanal yakaladı. Herkesin bildiği, toplumun büyük kesiminin şikayet ettiği mağduriyet alanları var. Kılıçdaroğlu'da randevu istiyor ve verilmiyor. Verilmeyince daha çok büyüyor. Keşke bir siyasi akıl olsa o siyasi buyur gel görüş dese. Bu sınav mağduriyetleri o kadar anlamsız ki o zaman bu sınavları neden yapıyorsunuz. KPSS sınavına girenlerin çok açık ki herhangi bir görüşe ideolojiye mensup olmasının önemi yok, bu ülkenin bütün çocukları var. Kriterleri, kuralları belli sınavı yaparsanız hak eden girer, puanın altında kalan da giremez. Bu son derece basit bir şey bunu yapmadığınızda vicdanları yaralıyor. Kılıçdaroğlu da burada iyi bir siyasi çıkış yakaladı. Bunu da iyi kullanıyor siyaset dediğin böyle bir şeydir. Sonuçta iktidarın hataları üzerinden belli siyasi manevralar bulunursunuz ve toplumu temsil edersiniz'' sözlerini ekledi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN