Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rahmet Güner bu krizi doğru yönetmenin önemine vurgu yaptı. Peki Prof. Dr. Rahmet Güner kimdir kaç yaşında ve nerelidir? İşte detaylar…
Koronavirüs ile mücadele önemli bir görev yürüten Bilim Kurulu üyesi, 11 Şubat 1966 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir ve asıl adı Hatice Rahmet Güner’dir. İşte Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Rahmet Güner’in hayat hikâyesi…
RAHMET GÜNER KİMDİR?
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı olan Hatice Rahmet Güner, 11 Şubat 1966 yılında Ankara’da doğdu. Viral Hepatitler, Sağlık Hizmeti İlişkili Enfeksiyonlar ve Enfeksiyon Kontrolü, İmmunsupresif Hastalarda Görülen Enfeksiyonlar alanlarında uzmanlaşan Güner, 1983-1989 yılları arasında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından Bilim Kurulu Üyeliğine seçilen Rahmet Güner, iyi derecede İngilizce bilmektedir.
GÜNER: TOPLUMDA GEREKLİ ÖNLEMLERİN ALINMASI SAĞLANMALIDIR
Bakan Koca’nın il vakayı açıklaması sonrası açıklama yapan Prof. Dr. Güner, bundan sonra yapılacak en önemli şeyin bu krizi doğru yönetmek olduğunu, daha önce bahsedilen önlemlerde bir değişiklik olmadığını, bunların vakanın yakınları için de önlem olacağını, bunun tek vaka olmayacağını, bundan sonra hem hastanın iyi yönetilmesi gerektiğini hem de toplumda gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak gerektiğini söyledi.
Tespit edilen vakanın son zamanlarda yakın ilişkide olduğu kişilerin bir an önce tespit edilmesi gerektiğini dile getiren Güner, hemen bu kişilerle temasa geçilmesi gerektiğini, 14 gün boyunca bu kişilerin gözlem altında tutulması gerektiğini belirtti.
KRONİK HASTALIĞI OLANLAR KALABALIKTAN UZAK DURSUN
Hastalığın Türkiye’de görülmesi sonrası hayatımızda değişecek çok şeyin olmadığını ifade eden Güner, vatandaşlara bazı tavsiyelerde bulundu. Eşlik eden hastalığı olan kişilerin kalabalık ortamlarda bulunmamasını dile getiren Güner, şu ifadeleri kullandı:
“Aktif insanların ilave önlemlerle donanmalarına gerek yok. Hasta iseler dışarı çıkmasınlar. Hasta değilseler işe gitmeleri gerekiyorsa el hijyenine uysunlar, ellerini ortak kullanılan yerlere dokundurduklarında ellerini yüzlerine dokunmamayı alışkanlık haline getirsinler, mümkün olduğu kadar kapalı ortamlarda, sıkışık insanlar arasında bulunmaktan kaçınsınlar. Lütfen panik yapılacak hiçbir şey yok. Olmaması beklenmezdi bunun Türkiye'de. Oldu şimdi yönetmemiz çok önemli. Toplum olarak yöneteceğiz. Bizlerde sağlık personeli olarak ayrı göreve sahibiz."
