Bilim Kurulu üyesi'nden 'Favipiravir' açıklaması: İlacı kullananlar endişelenmesin

Bilim Kurulu üyesi'nden 'Favipiravir' açıklaması: İlacı kullananlar endişelenmesin

Kovid-19 tedavisinde kullanılan Favipiravir hakkında yapılan araştırma geçtiğimiz günlerde sonuçlanmış ve 'etkisiz' olduğu tespit edilmişti. Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, 'ilacı kullananların endişelenmesine gerek yok.' dedi.

Sağlık Bakanlığı'nın koronavirüs (Kovid-19) tedavisinde kullanılan Favipiravir hakkında Appili Therapeutics şirketi tarafından yapılan Faz 3 klinik araştırmalarının ilk sonuçları geçtiğimiz hafta açıklandı. Buna göre, Favipiravir'in 'etkisiz' olduğu ortaya çıktı.

Araştırma sonuçlarını inceleyen Bilim Kurulu Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz şu sözleri kaydetti:

'YAN ETKİSİ AÇISINDAN TEHLİKELİ BİR DURUM YOK'

''Bu ilaç vücutta birikip herhangi bir şekilde istenmeyen bir sonuca yol açabilecek bir ilaç değil. Favipiravir'le ilgili şimdiye kadar yapılan çalışmalar ya gözlemseldi, ya da az sayıda vaka ile veya plasebo grubu olmayan küçük çaplı, heterojen hasta gruplarının alındığı çalışmalardı. PRESECO ile ayaktan tedavi gören hastalar incelendi ve ilk açıklanan sonuçlara göre ilacın hastalığı tedavi etmede çok da etkin olmadığı gösterildi. Ülkemizde de tedavi protokolünden çıkarılmasını bekliyoruz. Şimdiye dek ilacı kullanmış kişilerde ise yan etki açısından tehlikeli bir durum yok.

'RİSK GRUBUNDAKİLERDE BEN DE KULLANMAK ZORUNDA KALDIM'

uju.jpg

Ölümcül salgınlarda büyük çalışmaların sonuçlarını bekleyecek zaman olmadığı için bütün dünya bu ilaçları kullanmak durumunda kaldı. Hidroksiklorokin, Avrupa ve Amerika'da kullanılan remdesivir, favipiravir de bunlardan biriydi. Son 6 aya kadar Kovid'de etkili bir ilaç yok diye hep söylüyorduk. Kullandığımız ilaçların ne kadar etkili olduğunu bilmiyoruz da diyorduk. Bu, gizlenen bir şey değil. Ama sonuçta ölümcül bir hastalıkla karşı karşıyasınız, kısmi bir etkinliği bile olsa, özellikle risk gruplarında bu ilaçları kullanmak zorundasınız.

Bu çerçevede favipiravir'i ben de kullandım risk grubu yüksek hastalarda. Faydası olabileceğine yönelik veriler olduğu için. Ama genç, Kovid'i ağır geçirme riski olmayan hastalarda kullanmadım. Favipiravir ile ilgili şimdiye kadarki çalışmaların hepsi ya gözlemsel çalışma dediğimiz dezavantajlı çalışmalardı ya da heterojen hasta grupları ile yapılmış çalışmalardı. Bu konudaki esas iki çalışmadan biri de bu PRESECO çalışmasıydı.''

'BU ÇALIŞMA EN GÜÇLÜ VERİLERİ SUNDU AMA KARARI BAKANLIK VERECEKTİR'

Bir diğer çalışmanın da İngiltere'de yürütülen "PRINCIPLE" çalışması olduğunu ifade Yavuz şunları söyledi:

Onlar da Kovid'de etkili olma olasılığı diyelim yüzde 20-25 olan bu tarz ilaçlarla ilgili bir çalışma yürütüyor. Favipiravir de var içinde. O da devam ediyor binden fazla hastayla. Bu iki çalışmada da oral verilen favipiravir ilacının erken dönemde ve ağır olmayan hastalarda, gerçekten de bu antivirallerin etkili olabileceği ilk haftalarda kullanılarak inceleniyor. Bu nedenle buradan çıkacak sonuçlar bizim açımızdan çok güvenilirdi. Bu çalışmadan birinin ilk sonucu açıklandı bu hafta ve benim de kafamdaki soru işaretlerini gideren bir çalışma oldu.

Benim Bilim Kurulu sözcüsü olmadığımı bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bilim Kurulu üyesiyim ve Bilim Kurulu da bir bilimsel danışma kuruludur. Biz bu ilaçları baştan beridir çok yakından izliyorduk. Her türlü çalışmayı, nerede ne çıktı, ne tür gelişmeler oldu ilaçlarla ilgili, çok yakından izliyoruz, bu bilgileri de paylaşıyoruz. Ama son tahlilde, salgının her türlü yönetimi sağlık otoritesi yani Sağlık Bakanlığı'nın kontrolünde. Benim tahminim, favipiravirin de tedavi rehberinden çıkarılacağı yönünde. Çünkü bu çalışma bayağı güçlü veriler sundu.

'İLACI KULLANMIŞ OLANLARIN ENDİŞELENMESİNE GEREK YOK'

Prof. Dr. Yavuz, şimdiye dek tedavisinde bu ilacı kullanmış olan hastaların endişeye kapılmaması gerektiğini de söyleyerek şu açıklamayı yaptı:

Bu ilaç vücutta birikip herhangi bir şekilde istenmeyen bir sonuca yol açabilecek bir ilaç değil. Kullanılan doz da çok yüksek bir doz değildi. Aslında çok çok daha yüksek dozları, RNA virüslerinin tedavilerinde, mesela Ebola'da kullanılıyor. Bu dozların 2-3 katı üstelik. Kovid'de kısa süreli kullanıldığı için, vücutta uzun vadeli istenmeyen etkileri olması ya da ilaç birikimi gibi bir durum söz konusu değil.

Özellikle evde Kovid tedavisi gören hastaların kafasına göre ilaç kullanmaması gerektiğini bir kez daha vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, uyardı: Hastalar çok çeşitli. Komorbiditesi olanlar var, hiçbir risk faktörü olmayanlar var. Herkes kafasına göre kan sulandırıcılar, vitaminler steroidler kullanmamalı. Riskine göre gerekiyorsa, hekimin verdiği tedavileri uygulamalı. Onun dışında semptomatik şikayetleri giderecek ateş düşürücüler, ağrı kesiciler dışında ilaç önermiyoruz.

'İYİ HABER, ARTIK ETKİNLİĞİ GÖSTERİLMİŞ İLAÇLAR VAR'

Pandeminin yarattığı çaresizlik nedeniyle bu tarz tedaviler bütün dünyada kullanıldığını ve bazılarının hala da kullanılmaya devam ettiğini belirten Prof. Dr. Yavuz, bir de iyi haber vererek, ''Ama bunun da sonuna geldik. İyi haber bu, mesela yurt dışında kullanılan monoklonal antikorlar var. Onlar özellikle erken dönemde oldukça etkililer. Ayrıca iki tane de antiviral ilacın gene erken dönemde aynen favipiravir gibi oral bir şekilde kullanıldığında oldukça etkili olduğu, güvenilir çalışmalarla gösterildi. Şu anda esas sorun, tabii ki bütün dünyanın bu ilaçlara nasıl ulaşabileceği. Kovid'de etkili olduğu gösterilmiş olan mesela Paxlovid, aslında SARS için bulunmuş bir ilaç. SARS kontrol altına alındıktan sonra rafa kaldırılmış, çalışmalara kaynak ayrılmamış bir daha. Oysa o ilaç şu anda raflarda hazır olsaydı, çaresizlik içinde kalmadan biz o ilacı kullanılabilir hale gelecektik" dedi.

'ARTIK ÇOCUKLARIN DA BULAŞTIRICI OLDUĞUNU BİLİYORUZ'

Pandemideki son durumu da değerlendiren Prof. Dr. Yavuz, sözlerini şöyle noktaladı: Türkiye'de koronavirüs salgını seyrinde maalesef kontrolsüz bir gidiş var. Çünkü vaka sayıları hala yüksek ilerliyor. Elimizde sadece aşı var bu enfeksiyonun bulaşmasını azaltmak için. O da bu oranlarla engellenemez. Bir sıkıntı bu. İkincisi, aşıların belli bir süresi var, ek doz zamanı gelen herkes aşılamaya gelmiyor ve onlar da yine enfekte olabilecek gruba katılmış oluyor. Enfeksiyon bu şekilde kontrolsüz olarak yayılmaya devam ettiği için de ölümler maalesef 200'ün altına inemiyor. Ayrıca maske mesafe kurallarına hala dikkat etmemiz gerekiyor.

Dışarıda diyelim ki açık havada bile olsa, kalabalık ortamdaysanız ve mesafeyi de koruyamıyorsanız, iki metreden daha yakınsınız, oradaki insanlar aşılı mı değil mi bilemediğiniz için maske kullanmak zorundasınız. Ben böyle ortamlarda maskemi çıkarmıyorum. Yine toplu taşımada insanlar aşılı mı değil mi bilmiyorum ve çok kalabalık, mesafeyi koruyamıyoruz, kesinlikle maske kullanıyorum. Salgının başlangıcında okullar kapalı olduğu için çocukların bu kadar bulaştırıcı olabileceği bilinmiyordu. Çocukların da aynı oranlarda virüsü saçabileceğini biliyoruz. Aşı yaş grubundaki çocukların aşılanması gerekiyor. Aşılı öğrencilerin çoğunlukta olduğu sınıflarda, benim de kızım var okula gidiyor, hiç sıkıntı yaşamadılar. Bir çocuk hasta oldu mesela, diğerlerine bulaşmadı ve gayet güzel derslerine devam ettiler.

NE OLMUŞTU?

Dünyada yakalanan 256 milyon kişiden 5.13 milyonunun ölümüne sebep olan Kovid-19, Türkiye'de 8.5 milyonda görüldü ve 75 bin kişinin ölümüne sebep oldu. Salgın, hala tüm dünyada devam ediyor.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN