En Meşhur Türk Pehlivanları’nı ilginç hayatları

En Meşhur Türk Pehlivanları’nı ilginç hayatları

Oğuzhan Murat Öztürk kardeşimin notlandırarak yayıma hazırladığı ve Ötüken Neşriyât’tan yayımlanan En Meşhur Türk Pehlivanları’nı okurken eski günlere kayıp gittim. Oğuzhan, artık hiç kimsenin anımsamadığı Karayel tefrikalarını tek ciltte toplayıp yayımlayarak o kadar değerli bir iş yapmış.

TANER AY

Lise ve üniversite yıllarımda evimize her sabah Yeni Ortam, Vatan, Politika, Cumhuriyet, Milliyet ve Günaydın gazeteleri girerdi. Yeni Ortam’ın kültür ve sanat sayfasına, Cumhuriyet’in ve Milliyet’in roman tefrikalarına ve yine Cumhuriyet’te Ayhan Başoğlu’nun ‘Malkoçoğlu’ çizgi romanına bayılırdım.

Ben de bu gazetelerden başka Tarık Buğra’nın ve İslam Çupi’nin yazılarıyla Murat Sertoğlu’nun pehlivan tefrikaları için Tercüman alırdım. Oğuzhan Murat Öztürk kardeşimin notlandırarak yayıma hazırladığı ve Ötüken Neşriyât’tan yayımlanan En Meşhur Türk Pehlivanları’nı okurken eski günlere kayıp gittim. Bâb-ı Âli Caddesi’nde ‘pehlivan tefrikacısı’ olarak hep küçümsenmiş olan Sami Karayel’in o yıllarda birkaç eserini sahhaflardan bulup okumuştum. Oğuzhan, artık hiç kimsenin anımsamadığı Karayel tefrikalarını tek ciltte toplayıp yayımlayarak o kadar değerli bir iş yapmış ki, Sami Karayel’in muhacir ağzıyla İstanbul şivesinin terkibinden yarattığı ‘Kırkpınar dili’nin aslında edebiyatımızdaki ayrıksı bir üslupçuluk olduğunu En Meşhur Türk Pehlivanları’nı okurken fark ettim.

3kr2-en-meshur-turk-pehlivanlari.png

Turgay Anar’ın Ketebe Yayınları’ndan çıkan ‘Mekândan Taşan Edebiyat’ kitabını nedense bir türlü edinememiştim. Ekim ayının ilk pazarında kitap muhibbânının Kandilli’deki buluşmasında bana kitabı imzalayıp verince, nasıl sevindiğimi anlatamam. O akşam üstü hemen okumaya başladım ve son sayfaya geldiğimde artık yeni bir gün başlıyordu. Edebiyat mahfilleri ilgilendiğim ve araştırdığım bir konu. Mahfil kelimesinin anlamı için bilhassa eserin birinci bölümünü okumalarını herkese öneririm. Mahfil toplantıları bir kimlik inşâsı olduğundan, edebiyat tarihimizin, mahfil, muhit, mekân ve kanon kavramları tartışılmadan ve de mahfillerin dışında kalan edebiyatçıların yazdıklarının mahfillerden doğan edebiyat eserleriyle karşılaştırmalarının yapılmadan yazılamayacağı kanısındayım. Anar’ın bu eserini de onun ‘Huzur Atlası’ ile birlikte kitaplığınızın en kolay erişebilinen rafına koyunuz. Çünkü, Türk Edebiyatı’ndan hangi eseri okursanız okuyun, bu iki çalışma, eskilerin ifâdesiyle birer ‘muhit-ül-maârif’ (ansiklopedi) olduklarından onlara sık sık bakmaya mutlaka gereksinim duyacaksınız...

BU ‘JÜBİLE’Yİ OKUMAK KEYİFLİ

Bakü’de görev yapan Selçuk Karakılıç dostumun gönderdiği ve Kapı Yayınları’ndan çıkan ‘Jübile’ kitabının ‘Darülkemal’de Âlim Bir Kemal’ ve ‘Sorbonne’da Kürk Giyen Bir Türk’ gibi bazı bölümlerini birkaç defa okudum. ‘Jübile’ değerli olduğu kadar da önemli bir çalışma. Yazar ile okur arasına ‘akademik bir mesâfe’ konulmadığı için okunması çok keyifli. Her münevverin kitaplığında mutlaka bulunması gerekiyor. Bu eseri daha kapsamlı bir şekilde, yazarın, Sürgün, İntihal ve İntihar isimli çalışması ile birlikte değerlendireceğimi belirteyim.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN