Gerçek savaş esirinden okurunu sarsan roman: Görünürde Hiçbir Şey Yok

Gerçek savaş esirinden okurunu sarsan roman: Görünürde Hiçbir Şey Yok

Hayatının beş yılını Afrika, İngiltere ve Kanada’da savaş esiri olarak geçiren Alman yazar Jens Rehn’in ‘Görünürde Hiçbir Şey Yok’ romanı, Yapı Kredi Yayınları tarafından Türkçeye aktarıldı.

SALİHA SULTAN

Türk romanlarında şair imajının izini süren ‘Geç Osmanlı Dönemi Romanlarında Şair ve Şiir’den, hayatının beş yılını Afrika, İngiltere ve Kanada’da savaş esiri olarak geçiren Alman yazar Jens Rehn’in ‘Görünürde Hiçbir Şey Yok’ romanına haftanın öne çıkanlarını KARAR okurları için derledik.

15kr2-gorunurde-hicbir-sey-yok.jpeg

120 Sayfa-20 TL

İlk kez 1954’te yayımlanan kitap Beckett’in Godot’yu Beklerken (1952) oyunu ve Hemingway’in Yaşlı Adam ve Deniz (1952) romanıyla ortak yazınsal-felsefi çağrışımlar içeriyor; anlatısı, dili ve biçemi açısından varoluşsal deneyimle kendi rotasını çizen, sarsıcı bir ilk roman olarak okurla buluşuyor.

Ersel Kayaoğlu’nun çevirdiği roman, duygusallıktan ve yalancı coşkudan arındırılmış, nesnel bir yazını ve yalınlığı pusula edinen Gruppe der Zwölf’ün (On İkiler Grubu) ilkelerine bağlı kalarak ‘buz gibi’ bir gerçekçiliğini yazar Rehn’in II. Dünya Savaşı’nda denizaltı subayı olarak yaşadığı olayı merkezinde anlatıyor.

‘Melankolik şairin’ roman dünyasındaki ‘imajı’

bahanur.jpg

108 sayfa, 13 TL

Vakıfbank Kültür Yayınları, ‘Geç Osmanlı Dönemi Romanlarında Şair ve Şiir’ kitabını okura sundu. Akademisyen Bahanur Garan Gökşen’in titiz araştırmalarından meydana gelen kitap, ‘Şair kimdir?’, ‘Şairleri diğer sanatçılardan ayıran özellikler var mıdır?’, ‘Şiir nedir ve nasıl yazılır?’ sorularını sorarak Türk romanında şairin ve şiirin edindiği yeri inceliyor. Gökşen, kitapta şairlerin Divan, Halk ve Batı şiirine yaklaşımlarını, dönemlerinin poetik meselelerini, şiirlerini paylaşma sancılarını ve narsisizmle mücadelelerini geniş çaplı bir incelemeyle okura sunuyor.

Şair kimliğinin ve şiir sanatının Türk romanında edindiği yeri romantizm, melankoli, yaratıcılık gibi kavramlar çerçevesinde ele alan yazar, eserinde şiir türü üzerine dönemin ünlü tartışmalarına da yer vererek şiirin tanımı üzerine yapılan yorumlara da yer veriyor.

“Şair figürünün yaradılışından gelen duygusal kişiliği romantizmin de etkisiyle melankoliye yaklaşmış, ‘devrin hastalığı’ olarak nitelenen melankoli, Batı edebiyatı gibi Türk edebiyatını da etkisi altına almıştır” diyen Gökşen, kitabı Milli Kütüphane ve İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde şaire ve şiire odaklanan roman araştırmalarından da faydalanarak hazırladı.

‘Romanın Şairi’, ‘Şairin Şiiri’ ve ‘Şairin Yaratıcılığı’ şeklinde üç ana bölümden oluşan kitap, tanzimat dönemi romanlarından Cumhuriyet dönemi romanlarına kadar romantizm akımı çerçevesinde romandan romana değişiklik gösteren şair imajını merak eden okurlarını bekliyor.

*

İstanbul sokaklarında yapayalnız bir ‘Kömür Karası’

Türk edebiyatının üretken yazarlarından Müge İplikçi’nin annesiyle birlikte İstanbul’da bir göçmen evinde yaşayan Malili Salif’in öyküsünü kaleme aldığı Kömür Karası Gözler kitabı 10'uncu baskısını yaptı.

komur-karasi.jpg

Yazar İplikçi, yapayalnız bir mülteci çocuğun iç dünyasını anlattığı kitabı için şu ifadeleri kullanıyor: "Sessizlik çok şey söyler aslında. Elbette duyabilen kulaklar için! Göçmenlerin yaşadığı, yaşamak zorunda kaldığı bu sessizliğin çağımıza dair bir sessizlik olduğunu dillendirmek istedim.”

Savaşın ve göçün çocukların dünyasında açtığı yaralara ışık tutan kitap, başka bir renkten, başka milletten bir çocuk olan Salif’in yaşadığı travma üzerinden müziğin iyileştirici gücünü de gözler önüne seriyor.

Çocuklar kitapta Salif’in hikayesini okurken göçmenliğin, mülteciliğin dünyadaki yeri, ne anlama geldiği hakkında bir fikir sahibi oluyor. Günışığı Kitaplığı tarafından okura sunulan kitaptaki çizimlerde ise Huban Korman’ın imzası yer alıyor.

*

Ultra modern akımlara zamansız bir cevap

15kr2-bustos-domecq.jpeg

148 Sayfa- 20 TL

Arjantin edebiyatının en önemli isimlerinden Jorge Luis Borges ile Adolfo Bioy Casares’in edebiyatla beslenen dostluklarından doğan kurmaca yazar Honorio Bustos Domecq okurla ilk olarak polisiye öykülerle bir araya gelmişti.

Everest Yayınları tarafından Sena Akalın’ın çevirisiyle okura sunulan Bustos Domecq Vakayinameleri ise onun bir edebiyat ve kültür muhabiri olarak, Ultima Hora gazetesi için kaleme aldığı birbirinden ilginç yazıları içeriyor.

Domecq bu denemelerinde adı sanı duyulmamış sanatçıları, yazar ve şairleri okuyucuya tanıtıyor; edebiyat, tiyatro, mimari, resim, heykel ve moda gibi pek çok farklı sanat dalındaki yeni ve deneysel çalışmalardan, gelişmelerden bahsediyor.

Borges ile Casares’in okura büyük bir şakası olarak nitelendirilen Bustos Domecq Vakayinameleri, bu iki yazarın yakından takip ettikleri edebiyat ve sanatta ortaya çıkan ultra modern akımlara parodiyle verdikleri zamansız bir cevap.

*

Distopik günlere 'Yerli' bakış

15kr2-korona-gunlugu.jpeg

452 Sayfa-45 TL

Bundan iki yıl önce bir sabah uyandığınızda kendinizi evinize hapsedilmiş, dışarı çıkma özgürlüğünüz sona ermiş ve dahası tehlikeli bir hastalık tehdidiyle karşı karşıya bulsanız ne yapardınız?

2020’nin Mart ayında Türkiye’ye de sıçrayan korona salgınının getirdiği mecburi karantina, yukarıdaki tasvirde olduğu gibi neredeyse distopik bir manzarayı ortaya çıkardı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı; olmadı da.

Yeni durum, milyonlarca insan için yeni hayat ritüellerinin başlangıcı oldu. Bürokraside ve STK’larda bereketli bir ömür geçiren yazar Fikret Toksöz, işte bu karantina günlerini tek tek, saat saat günlüğüne not etti.

Lejand Yayınları tarafından okura sunulan ‘Korona Günlüğü’ o günlüğün seyreltilmiş bir özetinden oluşuyor ve 2020’den geçmişin Türkiye’sine dair hatırlayışlarla yazarın gözünden bir memleket hikâyesi sunuyor.


**

Anadolu’da hayat bulan 44 Türk masalı

15kr2-turk-masallari.jpeg

336 Sayfa- 35 TL

Türk dili, kültürü ve halk edebiyatı üzerine önemli eserlere imza atan Macar Türkolog Ignácz Kúnos’un derlediği Türk Masalları, Artemis Yayınları tarafından yayınlandı.

Yazarın Anadolu’da geçirdiği yıllar ve yaptığı önemli çalışmalar sonucu derlediği 44 masal, sözlü edebiyatın en değerli hazinelerinden masallarımızın zamana yenilmesine engel olarak kültürel mirasımızı yeni nesillere aktarabilmemize olanak sağlıyor.

Ejderhalardan devlere, peri kızlarından sultanlara birçok yerli motifle dolu hikâyeler, her yaştan okuru tanıdık ama sihirli bir yolculuğa götürecek.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN