Metin Celal, Vecdi Çıracıoğlu, Besim Dalgıç, Selçuk Altun ve Veysel Gökberk Manga 2024’ün en iyi romanlarını KARAR okurları için seçti.
SALİHA SULTAN
Jürimizin 21 kitaplık okuma listesi sunan değerlendirmelerinde Murat Gülsoy’un ölüm korkusunu irdelediği ‘Kıyamet Sonrasında Olağan Bir Gün’, Taner Ay’ın Tanbûri Cemil Bey üzerinden eski İstanbul’u anlattığı ‘Vaktinden Evvel Bir Zemherir’ ve Berna Güzey’in distopik bir evrende insanlığın vicdanını sorguladığı ‘Abus’ romanları öne çıktı.
BİRBİRİNİN ALTER- EGOSU ÜÇ KADIN
AY IŞIĞIYLA YIKANAN KADINLAR, ESİN ŞENOL (SRC Kitap): Orta yaşlarına gelmiş üç kadının hayatı sorgulamasının; başka bir deyişle ay ışığıyla yıkanmalarının hikâyesi. Bu üç kadının ve muhtemelen onlardan birinin alter-egosu olan Dr. Simin’in yaşadıkları feminizm ve mitolojiyle harmanlanmış. Kadın erkek ilişkilerini ve toplumla, aileyle yaşadıkları çelişkileri gün yüzüne çıkaran güçlü bir roman.
KÖRDÜĞÜM, AYŞE KULİN (Evrest Yay.): Kulin, Kördüğüm romanı hafıza olgusu üzerine kurulmuş. Bir kaza sonucu hafızasını kaybeden romanın kahramanı Gizem, unuttuklarını dile getirmekte zorlanmaktadır. Akıcı bir dile sahip olan Kördüğüm, yazarın daha önceki bir romanıyla da bağlantılı.
GENERAL ŞIVASKO, ALİ İPEK (İletişim Yay.): İpek, geçmişlerini katırlarla taşıyanların zorlu yolculuğunu anlatıyor romanında. Roman, had ve hudut arasında yaşayan toprağa dayalı insanların var olma çabalarının, şairin peşinden, geçmişin izinden gidenlerin ve onların peşini bırakmayanların dili işlek bir roman özelliğini taşıyor.
FENOMEN (ŞEYTAN TÜYÜ), ERCAN TAŞTEKİN (SRC Kitap): “Sebebi bulan konuyu çözer” şiarıyla başlayan sürükleyici bir polisiye. Bir sosyal medya fenomeninin, faili meçhul olarak üzeri kapatılabilecek denli karmaşık bir cinayete kurban gitmesini ve olayın esrarının düğüm düğüm çözülmesini heyecanlı bir film seyreder gibi; ya da satranç oynar gibi izliyoruz.
OYUNBOZAN, NİLÜFER BENAL (Edisyon Kitap): 90’lı yılların o kaotik ortamında, ideal gelecek düşleri kuran gençlerin hikâyesini anlatan Benal’in dil ve konuya olan hâkimiyeti beni oldukça etkiledi. Özellikle bir kuşağın öyküsünü anlatması ve bunu anlatırken de durduğu yer, politik tavrı ve yaşama, edebiyata, ilişkilere bakışı bu yıl okuduğum kitaplar arasında Oyunbozan’ı farklı yere koymamı sağladı.
BÜYÜK USTANIN OLGUNLUK ÇAĞI ESERİ
YALNIZ EVLER SOĞUK OLUR, SELİM İLERİ (Everest Yay.): Büyük bir ustanın olgunluk çağı eseri İleri’nin edebi dünyasına derin bir bakış sunan, karakter odaklı ve biçimsel açıdan güçlü bir roman. İleri’nin tarzını ve temalarını seven okuyucular için önemli bir okuma önerisi olduğu kadar, yeni arayışlardakiler için de iyi ve farklı bir okuma deneyimi.
SONRA GÖZLER GÖRÜR, HİKMET HÜKÜMENOĞLU (Can Yay.): Türkiye’de yaşanan her şeyin politikayla bir bağı var. Bir aşk ya da kıskançlık cinayeti gibi görünen bir suç da büyük bir oranda siyasi ve iktidar mücadelesi ile ilişkili olabilir. Hükümenoğlu romanında bu ilişkiler ağını ilmek ilmek çözüyor.
YIRTICI KUŞLAR ZAMANI, AHMET ÜMİT (Yapı Kredi Yay.): Başkomser Nevzat’ın son macerasında Ümit çağdaş polisiyelerin gerçekçi ve eleştirel anlayışının iyi bir örneği olarak günümüz Türkiye’sinin en önemli sorunlarından birine odaklanıyor. Uyuşturucu ticaretini, onların uluslararası faillerini ve devlet içindeki suç ortaklarını ele alırken, bireyin iç çatışmalarını da ustaca yansıtıyor.
KUMA DAİRELER ÇİZEN, AYŞEGÜL DEVECİOĞLU (Metis Yay.): Kızının cinayet işlediği haberini alan roman kahramanı katili ararken de en yakınındakilerden başlayarak ülke ve dünya hakkında birçok gerçekle karşılaşır. Ülkemizde suçun suçlunun yanına kâr kalabileceğini de sık sık anımsatır. Roman bir polisiye ama kategorilere sokulmadan da okunabilecek bir edebiyat eseri.
RÖLANTİ ÇIKMAZI, İSMAİL GÜZELSOY (Everest Yay.): Güzelsoy, akıcı anlatımı, fantastik, büyülü ama olabildiğince gerçekçi dünyası ile her zaman ilgimi çeken bir yazar. ‘Üç farklı zamanın ama aynı İstanbul’un hikâyesi’ olarak tanıtılan romanda kabadayıların hüküm sürdüğü İstanbul’dan, gen aktarımının tartışıldığı İstanbul’a uzanan, gerçek ve gerçek dışının birleştiği çizgide gelişen bir edebiyat eseri vermiş.
MİZAHA DAYALI KAFKAESK BİR ANLATIM
2024 yılı roman türü açısından zayıf. Ya artan maliyetler nedeniyle yayınevleri dosyaları bekletiyorlar ya da giderek piyasa dışı edebiyat önemsenmiyor. Yine de genelde klasik romanların basıldığı bu dönemde başarılı 4 adet romanla karşılaştım.
VAKTİNDEN EVVEL BİR ZEMHERİR, TANER AY (Ötüken Neşriyat): 1902 ile 1916 arasındaki ahşap İstanbul’un kaybolan mahallelerini, meyhânelerini, Balkan Savaşı nedeniyle yitirilen geleneklerini Tanbûrî Cemil Bey üzerinden anlatıyor. Taner’in olmazsa olmaz İstanbul kedileriyse bu romanda da her zaman başat unsur. Tanbûrî Cemil Bey’in hüzünlü hayatıyla, şehrin hüzün veren çöküşü arasında bir paralellik var. Karşı durulması olanaksız yeni bir dünya kapıda bekliyor...
AYIPÇIL KUŞLAR ARASINDA, SENA KESKİN (Sözcükler Yayınevi): Bu yıl genç yaşta vefat eden Sena Keskin’den siyasi bir taşlama... Sadece kendi çıkarlarını düşünen siyasetçilerin davranışlarını ayrıntılı olarak yazmış. Sena Keskin’in mizaha dayalı Kafkaesk anlatımıyla ‘Ayıpçıl Kuşları Arasında’ kaçırılmaması gereken bir roman.
MÜNTEHİR, ADNAN İSLAMOĞULLARI (Ötüken Neşriyat): Adnan İslamoğullar’nın 80’li yılların kaotik dönemini anlatan ‘Kuyu’ ile ‘Külhan’ romanlarını okumuştum. Bu yıl da ‘Müntehir’ adlı romanıyla okurlarla buluştu. Piyasacı polisiyelerle hiç ilgisi olmayan, hem toplumsal yozlaşmanın hem tasavvufun hem de felsefenin iç içe geçtiği ilginç metinler... Sürükleyici gerçek bir edebiyat yapıtı...
ABUS, BERNA GÜZEY (Ötüken Neşriyat): ‘Balkabağı’, ‘Son Zeytinler’ hikâye kitaplarıyla bilinen Berna Düzey bu kez ‘Abus’ adlı romanında merhametin hor görüldüğü, iyiliğin suç sayıldığı, vicdanı kara, hastalıklı ütopik bir şehirden, şehir devletlerinin hüküm sürdüğü hayal ürünü bir dünyadan bahsediyor.... Huxley’in ‘Cesur Yeni Dünya’ kitabını hatırlatan yanıyla da ‘Abus’ dikkat çekici bir roman.
İLK ROMANDA ANLATICININ İMKANLARINI GENİŞLETMEK
ABUS, BERNA GÜZEY (Ötüken Neşriyat): 2024’ün, bana göre en iyisi Güzey’in romanı. Abus, somurtkan bir şehir distopyası. Güzey, her bir karakterin adını, şehrin içinden bir yüz ama her biri de bir cepheyi yansıtan bir taraf olarak seçmiş ve insanların, yöneticileriyle aralarındaki o ikircikli ilişkiyi, karakterlerin kaderleri üzerinden kana boyadığı bir şehri tasvirle anlatmış. O hâlde, biraz da Türkiye’dir, Abus.
KIYAMET SONRASI OLAĞAN BİR GÜN, MURAT GÜLSOY (Can Yayınları): Gülsoy, Tanrı Beni Görüyor mu?’dan beridir, okurla oynamayı, mitik anlatılara gitmeyi seven ve Türkiye’ye bunu, diğer herkesten daha fazla öğreten bir yazar. Gülsoy, Kıyamet Sonrası Olağan Bir Gün’de de, insanlığın son birkaç yıldır -ve her zaman da, tabii ki- zihnini en çok meşgul eden şeyle, kıyametin hemen sonrasıyla, kendi ustalığını takınarak uğraşıyor ve bence, onun için hiçbir çıkış yolu, sunmuyor.
BAZI GÜNLERİN SONU, MURAT ÇELİK (Yapı Kredi Yayınları): Murat Çelik’in ilk romanı. Elbette bütün romanlar anlatı tekniklerini mümkün olduğunca yoğun ve etkili bir biçimde kullanmayı dener, okuru da metnin içine, bir şeyler izliyormuş hissi vererek çeker; ama Çelik, bu romanında bunu, anlatıcının imkân sınırlarını alabildiğine genişleterek yapıyor ve okuru tedirgin, ürkek, siyah bir zamanın sınırlarında dolaştırıyor.
JÜL VERN SEYAHAT ACENTESİ, İLHAMİ ALGÖR (İletişim Yayınları): Algör yılın son günlerinde bu romanla geldi. Algör, bu kez kendisinden daha farklı, eski bir dostu yeni bir kıyafet içinde, biraz da tuhaf görmek gibi, Jül Vern Seyahat Acentesi’ni okumak. Eski bir anlatının başkarakterini, eski anlatıcının kalıplarıyla yeni bir biçimde harmanlayan kitap, ironinin, iç içe geçmiş metinlerin ve tanıdık bir sesin tadını almak isteyenler için yazılmış belli ki.
TATİL KİTABI, MAHİR ÜNSAL ERİŞ (Doğan Kitap): Mahir Ünsal Eriş de 2024’ün yeni verimlerinden. Mümkün olan en eski ve kendi eskiliği içinde yepyeni bir anlatı, Tatil Kitabı. Tatil Kitabı, adı özenle seçilmiş bir gurbetçi kız çocuğu, Münevver üzerinden, Eriş’in insanlarına bu kez gurbetten, bir tatil aracılığıyla bakıyor ve Eriş, kendi gurbet serüvenini başka bir gözle yeni bir vuslat anlatısına çeviriveriyor.
BU YIL BEĞENDİĞİM BEŞ ROMAN
2024’te beğenerek okuduğum 5 roman (okunma sırasına göre):
KAYGAN- Fatma Tülin (Simurg Art Yayınları)
DÜNYAYA YENİ GELEN OKURLAR İÇİN-Barış Bıçakçı (İletişim Yayınları )
KIYAMET SONRASI OLAĞAN BİR GÜN-Murat Gülsoy (Can Yayınları)
VAKTİNDEN EVVEL BİR ZEMHERİR-Taner Ay (Ötüken Neşriyat)
ATIF BEY VE DİĞER MUHTEREMLER-Hüsnü Arkan (Sia Yayınları)