Mülteci sanatçılarla artık ‘tanış olalım

Mülteci sanatçılarla artık ‘tanış olalım

Anadolu Yazarlar Birliği Suriye, Doğu Türkistan, Mısır, Filistin, Cezayir gibi ülkelerden Türkiye’ye gelen ‘mülteci sanatçıları’ İstanbul Boğazı’nda yüzen bir gemide Türk çağdaşlarıyla bir araya getirerek bir ilke imza attı. Yunus Emre’nin ‘Gelin tanış olalım’ dizesi çatısı altında gerçekleşen etkinlikte yüze yakın sanatçı birbiriyle tanıştı, gelecekte ortak çalışmalar yapmanın yöntemleri üzerine fikir alışverişinde bulundu.

SALİHA SULTAN

Ülkemizde sayısı milyonları bulan Suriyelilerle birlikte ‘mültecilik’ kavramı yaklaşık on yıldır Türkiye’de sokaktaki sıradan insanın bile gündelik sohbetlerinin bir parçası. Siyaset sahnesinde sürekli inip çıkan tansiyon, basında karşımıza çıkan ilginç haberler, sosyal medyadaki ‘linç kampanyaları’ bir yana, yıllardır süregelen bütün bu kaosun içinde mültecilerin duygularını dile getirebilen Suriyeli sanatçıları hala tanımıyor olmamız işin en tuhaf yanı. Suriyeli birkaç ressama karma sergilerde, kimi müzisyenlere bir konser organizasyonunda rastlayabiliyoruz. Peki ya Suriyeli edebiyatçılar? Şairler, hikayeciler, romancılar? Bazılarının Fransa gibi ülkelere göç ettiğini bilsek de, Türkiye’de bulunan yüzlerce Suriyeli şairden, hikayeciden ya da roman yazarından hala haberdar değiliz. On yıl boyunca aynı havayı soluduğumuz halde hala bu sanatçıları tanımıyor oluşumuz, Ortadoğu ile ilgili nutuklar atan siyasetçilerin olduğu kadar, yayıncılarımızın, edebiyatın mutfağı dergicilerimizin ve kültür sektörü aktörlerinin de büyük kusuru. İşte bu konuda bir farkındalık yaratmak için harekete geçen Anadolu Yazarlar Birliği (AYB), 20 Eylül’de kıtaları birleştiren İstanbul Boğazı’nda salınan bir gemide çoğunluğu Suriyeli olan, Mısır, Filistin, Özbekistan, Doğu Türkistan gibi farklı milletten sanatçıları Türkiye’deki sanatçılarla bir araya getirdi. Yüze yakın yolcusu olan geminin girişinde ise konukları Yunus Emre’nin meseleyi özetleyen ‘Gelin tanış olalım’ dizesi karşıladı.

‘SANATLARINI ZOR ŞARTLAR ALTINDA İCRA EDİYORLAR’:

Gemi turunda konukları selamlayan AYB Başkanı Yusuf Tosun, konuşmasında Türkiye’de 50’yi aşkın ülkeden 3 binden fazla yazar, şair, müzisyen ressam sanatçı bulunduğunu söyledi. Etkinliği bir başlangıç olarak gördüklerini kaydeden Tosun’un konuşmasında asıl amacı ifade eden sözleri ise şunlardı: “Bugün burada sadece şair, yazar ve sanatçı dostlarımız yoklar. Bu buluşmada istedik ki; yayıncı dostlarımız, medya mensupları, gazeteci arkadaşlarımız da bulunsun.

Kültürümüzü, sanatımızı besleyen, renklendiren ve geliştiren birçoğu dilimize çevrilmeyen eserleri var ve bizim bunlardan istifade etmemiz gerekir. Aynı şekilde sanatçılarımızın da yayınlanmayı bekleyen ürünleri olduğunu biliyoruz. Şair, yazar, sanatçı dostlarımız zor şartlar altında sanatlarını icra ediyorlar. Bu buluşmada esas amaç tanışma, kaynaşma olmakla ile birlikte kültürel iş birliklerini artırmayı, diyalog zemini oluşturmayı bir de kamuoyuna özellikle mülteci konusunda pozitif mesajlar vermeyi de arzu ediyoruz.”

AYB Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Karaca ise amacın Yunus Emre’den ilhamla bulundukları çağrıda olduğu gibi tanışmak olduğunu söyleyerek “Bu toprakların kültür ve sanatının gelişmesi, ait olduğumuz medeniyet istikametinde ilerlemesi için her şeyden önce birbirimizi tanımaya ihtiyacımız var” diye konuştu. Etkinliğe büyük destek veren Sultangazi Belediye Başkanı Abdurrahman Dursun da “Gelin tanış olalım sözü aynı zamanda ilahi buyruğa da bir gönderme ve davettir” diyerek coğrafyamızdaki sanatçılarla diyaloğu geliştirmenin bu toprakların kültür ve sanatı için önemini vurguladı.

Yaklaşık iki saat süren gemi yolculuğu sırasında, yerli ve yabancı sanatçılar, yayıncılar Sedat Anar’ın canlı müziği, tercümanların büyük özverisi eşliğinde sohbetler ederek ‘tanış olma’ fırsatı buldu. AYB, bir ilke imza attığı etkinliği yıl boyunca çeşitli zamanlarda tekrarlamayı planlıyor.

'YAŞANAN ACILAR BİZE YENİ BİR YOL AÇTI'

Gemideki tanışma etkinliğine Türk öyküsünün önemli ismi Yıldız Ramazanoğlu’da katıldı. Son kitabı ‘Cam Kenarı’nda mülteciliği merkeze alan yazar Ramazanoğlu, konuklara yaptığı konuşmada, etkinliğin kendisi için çok özel bir gün olduğunu belirterek, şunları söyledi: “31 Aralık 1999 gecesine gitmek istiyorum. Üçüncü milenyuma girdiğimiz geceydi. O gece yerkürenin çekimleri yapılıyor. Japonya, Amerika ve Avrupa’nın ışıklar içinde olduğunu, dünyanın geri kalanının ise oldukça karanlık olduğu gözleniyor. Yorumcular, dünyada artık taşıyamayacağı boyutta bir adaletsizlik, küresel bir yoksulluk, eşitsizlik olduğu sonucuna varıyorlar. Bu yorumun ardından dünyanın çok farklı yerlerinde birçok konferansa katıldım, bir takım çabalara girildi ama maalesef karşılığı olmadı. Ve 11 Eylül’e geldik... O günden sonra o bahaneyle İslam coğrafyasına çok ağır saldırılar gerçekleştirildi. O saldırıları gerçekleştirenlerle, o saldırılardan kaçarak ülkelerine gelen mültecileri geri göndermeye çalışanlar aynı insanlar oldu. Bu da bize farklı coğrafyalardan olsak da nasıl bir kader birliği içinde olduğumuzu gösterdi. Sanatın devreye girdiği yer tam da burası. Acı yollardan geçerek bir yol açmaya başladık. Bunun kıymetini bilmemiz ve birbirimizi ötekiler üzerinden tanımayı bırakmamız lazım. Bu gemi yolculuğu bende bu anlamda ümitleri yeniden yeşertti, birbirimizin hakikatine eğilmek için bir başlangıç olmasını diliyorum.”

‘BİZ ZAYIFIZ, SİZ GÜÇLÜ’

AYB’nin etkinliğinde sohbet etme fırsatı bulduğum Suriyeli yazar Eyass Elraşid, 5 yıldır Türkiye’de yaşıyor. Ülkesinde dört kitap yayınlayan Elraşid, Türkiye’ye geldiğinden beri ise sürekli iş aramak, ev bulmak gibi zorlu meselelerle uğraştığı için edebiyata yeterince vakit ayıramadığını dile getiriyor. Şimdilerde Atatürk Üniversitesi’nde ders veren Elraşid’in Türk yazar olarak tanıdığı isimler ise Aziz Nesin, Orhan Pamuk ve Elif Şafak ile sınırlı. Günümüzde mülteciler hakkında metinler kaleme alan Yıldız Ramazanoğlu gibi onlarca yazarı ise hala tanımıyor. Edebiyatın mutfağı dediğimiz dergiler ya da yayınevleri konusunda ise hiç bilgisi yok. Ülkesindeyken Fransa’dan davet aldığını ama gitmeyi tercih etmediğini dile getiren Elraşid, nedenini ise “Ben ülkeme yakın olmak, bildiğim bir kültürde yaşamak ve o kültürü yaşatmak istedim” sözleriyle ifade ediyor. AYB’nin etkinliğinin çok değerli olduğunu söyleyen Elraşid, “Düzenlenen etkinlikler oluyor bazen ama yabancılar kendi arasında, Türkler kendi arasında konuşuyor. Burada birbirimizle sohbet etme fırsatı bulmak güzel. Çünkü sanat, edebiyat insanların, toplumların birbirini tanımasını sağlar. Yazar mesela toplumunun gerçeğini anlatır, yaşadığı topluma ayna olur, o toplumu bir fotoğraf gibi başkalarına sunar” sözleriyle edebiyatın gücüne dikkati çekiyor. Yakın zamanda buradaki yaşamı anlatan bir hikaye yazdığını da söyleyen Elraşid, “Bu yazdığım hikaye çevrilsin, Türkiye’deki insanlar yazdıklarımı okusun isterdim. Gazeteciler, yayıncılar Suriyeli yazarlara bu konuda yardımcı olsalar memnun oluruz. Çünkü biz zayıfız, siz güçlüsünüz” diyerek, kendisi gibi yaşamın zorlukları yanında dil sorunu yaşayan mülteci yazarların şu anki en temel sorununu dile getiriyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN