Seray Şahiner'in Ülker Abla romanı okuyucuyla buluştu

Seray Şahiner'in Ülker Abla romanı okuyucuyla buluştu

Yazar Seray Şahiner’in tutunmaya çalışan bir kadın hikayesini anlattığı ‘Ülker Abla’ romanı Everest Yayınları tarafından okura sunuldu. Gerçekçi, gerçekçi olduğu kadar da sert bir dille yazılan roman ülkemizde gittikçe derinleşen sosyo-ekonomik farklılıklara gönderme yapmakla birlikte, kadınların ayakta durmaya çalışma hikayesine bir selam veren güçlü bir metin.

SEDAT PALUT

Ülkemizin kronik sorunları gün geçtikçe artıyor. Toplumsal dönüşümün, değişimin hızına siyasiler ayak uyduramayınca hem sorunlar daha derinleşiyor hem de kronikleşen sorun sayısı artıyor. Bu da sosyal sorunları içinden çıkılmaz bir hale sokuyor. İstanbul Sözleşmesi tartışması hala sürerken kadın cinayetleri işlenmeye, bu toprakların kanayan yarası olmaya devam ediyor. Bu durumun düzeltilmesi için atılan adımlar ise çok yetersiz. Kadınlar, kendilerini bu topraklarda çaresiz hissediyor.

90’lı yıllardan itibaren kadınların iş hayatında daha çok görünmesi ailede sosyolojik değişime sebep oldu. Para kazanmaları, onları sadece özgüvenli hale getirmedi. Aynı zamanda kendileriyle tanıştırdı. Bu tanışma hikayesi haliyle eve de yansıdı. Fakat evin reisleri, ilk başlarda bu tanışma ile değil de eve giren para ile ilgilendi. Kadınlardaki bu değişimi fark etmediler, belki de fark etmek istemediler, bu fark etmeyiş ailenin dinamiklerini oldukça sarstı. Bunu özellikle orta ve alt sınıfta görmek mümkün. Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde veya birçok televizyonun sabah programlarında bu tür haberler okuyoruz, izliyoruz ve bunları yapmaya her gün devam ediyoruz.

21kr2-ulker-abla.jpeg

Antabus, Gelin Başı, Hanımların Dikkatine, Hep Yek, Kul gibi kitaplarından hatırladığımız ödüllü yazar Seray Şahiner’in Ülker Abla adını taşıyan son romanı Everest Yayınları arasından çıktı. Ülker Abla, tutunmaya çalışan bir kadının hikayesi. Sadece hayata değil, kendisine de tutunmaya çalışıyor. Ülker Abla, oğlunun askere gitmesini fırsat bilip, eşinin şiddetinden dolayı evden kaçıyor. Eşinin tanıyabileceği hiçbir ortamda bulunmamaya özen gösteriyor. Kaydını bırakmamaya çalışıyor, hastanelere, karakollara.

Kısacası bir gölge gibi diri kalmaya çalışıyor. Hem hayatında bizzat içinde kalıp ayakları üzerinde durup yaşamaya, hem de kimseye görünmeden usulca nefes almaya çalışıyor. Parası olmadığı için bu tutunma çabası onun için oldukça zor oluyor. Hastanede, parklarda, mescitlerde, kaçak iş yerlerinde kalıyor. Bu kalışlarının ayrı ayrı maceralara tanıklık ettiğini söylemek mümkün. Fakat kaldığı bu yerlerde hep bir korku ve yalnızlık söz konusu. Büyük şehrin tekinsizliği onun adımlarını güçsüzleştiriyor. Kulaklığı olmasını bile istiyor. Yolda yürürken birisiyle konuşur gibi yapıp, niyeti bozuk olanları kendisinden uzaklaştıracağını düşünüyor kulaklığın. Gölgelikten kurtarıp onu sahiciliğe ulaştıracak gibi. Aslında kendisini sahici buluyor, etrafı tekin değil.

Ülker Abla romanı, son dönem Türk edebiyatının önemli kalemlerinden birisi olan Seray Şahiner’in yazdığı gerçekçi, gerçekçi olduğu kadar da sert bir metin. Ülkemizde gittikçe derinleşen sosyo-ekonomik farklılıklara gönderme yapmakla birlikte, kadınların ayakta durmaya çalışma hikayesine bir selam veren güçlü bir metin. Son sözü ise Ülker Ablamız söylesin: “Ne sığınabilecek bir geçmişim ne yürüyebileceğim bir gelecek var. Ben burada, sığındığım yerde mahsur kaldım: Şimdide.”

seray-sahiner.jpg

ONU SABAH PROGRAMLARINDA, 500 T’DE GÖREBİLİRSİNİZ..

Romandaki Ülker Abla’nın dili sert. Bu sertliği başına çok iş açıyor. Kaldığı yerlerden uzaklaşmak zorunda kalıyor. Yaptıklarından pişman oluyor. Ama kendini bu şekilde de kabulleniyor. Tutunmaya çalıştığı sanki hayatın bizzat kendisi değil de aldığı antidepresanların sürekliliği adeta. Yanından ayırmadığı, bittiğinde bir an önce bulmaya çalıştığı bu ilaçlar onun arkadaşı gibi. Günümüzde birçok kent insanın arkadaşı olduğu gibi. Kendi gerçekliği olan bir karakter Ülker…

Her gün aslında 500 T’lerde görünen, biraz önce zikrettiğim sabah programlarında var olan bir karakter. Yazar Şahiner hayatın bu gerçekliğini bizzat yaşayan ve nefes alan bir karaktere dönüştürmüş Ülker Abla’yı. Dönüştürürken kullandığı mizahi dil okuru metne daha çok bağlıyor. Ayrıca Ülker Abla’nın sürekli ayakta durma çabası okurdaki merak duygusunu zinde tutuyor. Okurken, şimdi ne olacak sorusu geliyor okurunun zihnine.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN