Tepeden inme ‘toplum mühendisliği’nin ironisine Necip Tosun tahlili

Tepeden inme ‘toplum mühendisliği’nin ironisine Necip Tosun tahlili

Yazar Necip Tosun’un Tanpınar’ın Türk edebiyatının en zor metinlerinden biri olarak görülen ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ eserini tahlil ettiği kitabında, romana dair şu tespiti dikkat çekiyor: “Tepeden inme biçimde yapılan ‘toplum mühendisliği’nin ağır hicvi olan bu roman, ironik anlatımın şaheserlerinden biri.”

Günümüz Türk öyküsünün usta yazarı ve eleştirmen Necip Tosun, Türk edebiyatının usta kalemlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ romanına dair incelemesi ile okurun karşısında. Tosun’un, Tanpınar’ın birçok motif ve simgeyi ustaca kullandığı için anlaşılmasını ve yorumlanmasını zor olarak görülen romanını incelediği çalışması Ketebe Yayınları’ndan ‘Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü-Bir Tahlil’ adıyla çıktı. Eseri daha iyi anlamak isteyenler için yeni bir kapı aralayan kitap Tosun’un da bir yazar olarak Tanpınar’a ödediği bir borç niteliğinde.

Tosun kitabında Tanpınar’ın “ülkemizin kaderinin ironik bir destanı” olarak nitelediği eserinin, hem tarihsel hem sosyo-kültürel hem de yazar merkezli birçok açıdan detaylı olarak tahlilini yapıyor. Tosun ayrıca kitapta romanın Türk edebiyatındaki öneminin altını şu tespiti ile çiziyor: “Tanpınar, ‘yeni’nin getirdiği ikilik ve yabancılaşma olgusunu romanda ikna edici ve tutarlı görüşlerle tartışmaya açar. Toplum yapısının, zihniyet ve anlayışının iyi okunmadan tepeden inme biçimde yapılan ‘toplum mühendisliği’nin ağır hicvi olan bu roman, ironik anlatımın şaheserlerinden biridir.”

Rüya ile gerçeğin zirvelerinde salınan bir maceraperest

Necip Tosun, kitabın 125’inci sayfasında Türk edebiyatının yapı taşlarından Tanpınar için şu ifadeleri kullanıyor: “Tanpınar, dün ile bugünün, rüya ile gerçeğin, Doğu ile Batı’nın, sağ ile solun, inkâr ile inancın, zaman ile zaman dışının zirvelerinde salınan bir maceraperesttir. Paris ile İstanbul, Dede Efendi ile Beethoven arasında gidip gelir. Tüm zıtlıklarını ve farklılıklarını, zaaflarını ve erdemlerini sanatının malzemesi yapıp estetik seviyeye çıkarır. İnançlarıyla yaşamı arasında da aynı zıtlık ve ikilik vardır. O, bir anlamda Cumhuriyet ideolojisinin merkezine konuşlanıp Osmanlı rüyaları görüyordu. Bu yüzden onda geleceğin rüyası ile geçmişin rüyası iç içedir.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN