Yazarının acısını dindiren bir güz sonatı...

Yazarının acısını dindiren bir güz sonatı...

Geçtiğimiz yılın son günlerinde Kavim Yayıncılık’tan Tunç Şanad’ın ‘Ters Köşe Hikâyeler’i çıktı. Tunç, benim otuz beş yıllık arkadaşım. Kitap, onun ve eşi Çağan’ın 1989 yılında başlarından geçen acı bir olayın hikâyesiyle başlıyor. ‘

TANER AY

'Güvercin’ ilk harfinden son noktasına kadar gerçek bir hikâyedir. Tunç, ‘Güvercin’i ‘Bütün Dünya’ dergisi için yazmıştı. Ama, bu hikâyeden sonra uzun yıllar boyunca başka bir hikâye yazmadı. Belki de yazmak acısını dindirmek yerine sürekli kanatmaya başlamıştı ve o yüzden yazmamak gibi bir kaçışa sığınmıştı.

2015 yılında tesadüfen Tunç’un ‘Bodrum Gündem’de hikâyelerinin yayımlanmaya başlandığını öğrendim. Onun yazmaya yeniden dönüşüne çok sevindiğimden buradaki hikâyelerinin takipçisi oldum. Ayrıca, yaşamadıklarını yazıp ahkâm kesenlere, dilimizi ‘Supeer’ örneğindeki gibi ‘çağdaş’ yorumla konuşanlara, ‘ferragamo’ marka pabuçlarını burunlarımıza uzatarak birkaç dilden ‘ekonomi’ satanlara veya ‘Çugaşvili’ bıyıklarını kazıtmakla ‘yuppie’ olduklarını sananlara inat, Tunç’un hikâyelerinin daha fazla sayıda okura ulaşması gerektiği kanısındaydım. Bu nedenle hikâyeleri bir an önce kitaplaşmalıydı. Bizim neslimiz artık 60’lı yaşların ikinci yarısını yaşamaya başladığından, ‘Ters Köşe Hikâyeler’i bir ‘güz sonatı’ olarak değerlendiriyorum. Ayrıca, ‘57’li kuşaktan olup da, ‘Ters Köşe Hikâyeler’i okuyan herkesin kitapta kendi hikâyesinden de pek çok şey bulacağına inanıyorum. Bu arada, kitabın kapak tasarımını da, Ergin Emir’in kapak illüstrasyonunu da çok sevdiğimi belirtmeliyim...

BU ÖĞRETMEN GENÇLERE KİTAP ŞUURU AŞILIYOR

Oğuzhan Saygılı ise Gaziantepli bir öğretmen yazar kardeşimiz. Kendi ifâdesiyle, 20 yaşına kadar kitaplarla arası pek iyi olmamış. Ama, 20 yaşından sonra, biraz da ağabeyi Hasip Saygılı’nın etkisiyle, her konuda sürekli okumaya başlamış. 30’unda eline kalemi almış, 35’indeyse okuduğu kitapları yurdun her yerinde kitlelere anlatmaya ve onlara yorumlamaya karar vermiş.

2.jpg

Bu amaçla Gaziantep’te ‘Okuduğumuz Kitapları Anlatıyoruz’ isimli kitap sohbetlerinin ve okunmaları koşuluyla ‘Kitap Hediye Ediyoruz’ kampanyalarının öncülüğünü yapmış. Okuduğu kitaplara ilişkin yazıları Milli Devlet, Erzurum, Kayseri Erciyas ve Gaziantep Oluşum gibi gazeteler ile Töre ve Türk Yurdu dergilerinde yayımlanmış. Bu yazılardan yaptığı derlemenin ikinci cildi olan ‘Kitaplarla Söyleşi-2’ ise, geçtiğimiz yıl üçüncü baskısını yaptı.

Post Yayın Dağıtım’dan çıkan kitabın en ilgi çekici kısımlarından biri Elif Yavaş’ın Saygılı ile yaptığı kapsamlı söyleşi. Kitapseverler bu söyleşide Saygılı ve arkadaşlarının kitap okutmak ve gençlere kitap hediye etmek için nasıl karıncalar gibi çalıştıklarının hikâyesini bulacaklardır.

Onların faaliyetlerini, Adnan Şenel’in, ‘Kitap okutturma faşizmi’ espirisiyle tanımladığını Yavaş’ın söyleşisinden öğrendim. Kitap tutkusunu ve kitap okutmayı Soğuk Savaş yıllarının kavramlarıya sınıflandırmayı doğru bulmadığımdan, Saygılı kardeşim, ‘Kitap Şuuru’ etkinliklerini belirttiğim çizgiden hiç sapmadan sürdürmeleri önerimi bir ağabey nasihatı olarak kabûl etsin. Eğer, belirttiğim çizgiden sapmazlarsa, ters köşeye yatırdıkları büyük şehirlerdeki aydınlara bile yeni kapılar açacaklardır. Saygılı ve arkadaşlarının ‘Kitap Şuuru’ isimli etkinliğin çatısı altında hangi kitapları okuyup hediye ettiklerini merak edenlereyse, ‘Kitaplarla Söyleşi-2’ fikir veriyor...

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN