Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler, Orta Doğu ve Batı Asya Bölge Teşkilatı’nın (UCLG-MEWA) Sosyal İçerme Komitesi Başkanlık Divanı Toplantısı, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in ev sahipliğinde yapıldı
Toplantıda, 2019-2022 yılları stratejik yol haritası belirlenirken, komite bünyesinde göç konusunda etkin faaliyetler yürütmek adına “Göç Görev Gücü” kurulması kararlaştırıldı
Yerel yönetimler arasında işbirliği oluşturarak dünya genelindeki yerel yönetimleri bir şemsiye altında toplayan UCLG’nin 9 bölge teşkilatından biri olan UCLG-MEWA’da Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin başkanlığını yaptığı Sosyal İçerme Komitesi Başkanlık Divanı toplantısında önemli kararlar alındı. Başkan Seçer’in başkanlığında yapılan toplantıya, UCLG-MEWA Genel Sekreteri Mehmet Duman, Lübnan Saida Belediyesi Meclis Üyesi Mohamed El Baba, Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Fatma Hoşgöz, Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Ahmet Haşim İnan, Türkiye Belediyeler Birliği Proje ve Finansman Birimi Uzmanı Tuğba Ereken, UCLG-MEWA proje sorumluları ve asistanları katıldı.“Sosyal içerme günümüzde son derece önemli bir konu”Toplantının açılışında konuşan Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin başkanlığını yaptığı Sosyal İçerme Komitesi’nde önemli faaliyetler yürüterek, hem Mersin’e hem de UCLG-MEWA oluşumuna önemli katkılar sağlayacaklarını söyledi. Seçer, “Sosyal içerme günümüzde son derece önemli bir konu. Bu konunun komitesi de son derece önemli bir komite. Bu masa etrafında bulunan özellikle Türkiye, Ortadoğu, Arap yarımadası gibi gelişmekte olan toplumların devlet yapılarının, sistemlerinin yerli yerine oturmadığını düşünürsek, başlıca sorun sosyal içerme konusu. Tüm bunları göz önünde bulundurursak, dezavantajlı grupların yaşadığı olumsuzlukları daha net anlayabiliriz” dedi.“Büyükşehir olarak dezavantajlı gruplara odaklanıyoruz”Sosyal içerme konusunu Türkiye ve Mersin özelinde değerlendirmek istediklerini kaydeden Seçer, Büyükşehir Belediyesi olarak Mersin’de bulunan dezavantajlı gruplar üzerine yoğunlaştıklarını vurguladı. Seçer, “Biz iç savaştan kaçarak Türkiye’de yaşama tutunmaya çalışan ve sayıları 400 bine ulaşan Suriyelilerle birlikte yaşıyoruz. Bunun yanı sıra dezavantajlı gruplar içerisinde önemli bir yere sahip olan engelliler, Mersin nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Ayrıca, dezavantajlı gruplar içerisinde bizim belediye olarak odaklandığımız, özel olarak onlar adına daire başkanlığı kurduğumuz kadın, çocuk, aile gibi yapıların da önemli sorunlar yaşadığını söyleyebilirim” diye konuştu.“Temel amacımız, dezavantajlı gruplar için yeni politikalar üretmek”Bu kitlelerin yaşadığı sorunların Mersin’in sosyo-ekonomik yapısından kaynaklı olduğunu dile getiren Seçer, “Sosyo-ekonomik dengesizlikler bize önemli sorunlar olarak geri dönüyor. Bu sebeple bu dönem başkanlığını yapacağım Sosyal İçerme Komitesi’nin kentim adına da önemli yararlar sağlayacağını düşünüyorum. Temel amacımız, sosyal içerme kavramının da içeriği olan bu kitleleri topluma entegre etmek, etkin yurttaş haline getirmek. Kentlerimizi yöneten başkanlar, siyasetçiler olarak onların yaşamlarını kolaylaştıracak yeni yasalar yapmak, yeni kararlar almak ve yeni politikalar üretmek bizim görevimiz olacak” ifadelerini kullandı.“Personel rejiminde kadın ağırlıklı bir kadro kurmak istiyorum”Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde toplam 24 daire başkanlığından 10’unda kadın daire başkanı bulunduğuna dikkat çeken Seçer, “Yüzde 50’yi yakalamak üzereyiz. Bundan sonra da özellikle uygulayacağım personel rejiminde kadın ağırlıklı bir kadro kurmak istiyorum. Geçtiğimiz hafta Park ve Bahçeler ve Çevre Koruma Daire Başkanlığına aldığımız personelin tamamı kadınlardan oluşuyor. Otobüs filomuza kazandıracağımız 100 yeni otobüs için şoför alımı yaparken de ağırlıklı olarak kadınları tercih edeceğiz. Yine bundan sonraki süreçte belediyemizde karar alma mekanizmalarında, eşitler arasında tercih yaparken kadınlara daha avantaj sağlayacağım, inisiyatif kullanacağım” şeklinde konuştu.“Göçlerden kaynaklı sürpriz nüfus artışları, kentlere önemli yükler getiriyor”Kentin önemli bir sorunu haline gelen Suriyeli misafirler konusuna da değinen Seçer, “Suriye’ye komşu olan ülkeler içerisinde Lübnan’dan sonra en fazla yükü çeken ülke Türkiye. Türkiye’de de başta Şanlıurfa, Kilis, Adana, Mersin, yani bu güney hinterlandında, Suriye’ye sınırı olan tüm şehirler son derece önemli yük altında. Önemli sorunlar yaşıyoruz ve bu toplulukların kısa bir süre sonra kendi ülkelerine dönme ihtimallerinin olmadığını bilmemiz lazım. Onun için bu sorunu çok daha farklı bir bakış açısıyla görmemiz gerekiyor. Birçok konuyu ekonomik desteklerle çözebiliriz” dedi.Türkiye’nin çok zengin bir ülke olmadığını, belediyelerin merkezi bütçeden gelen paylar ve kendi öz gelirleriyle kendi öz nüfuslarına zor hizmet verebildiğinin altını çizen Seçer, “Göçlerden kaynaklı sürpriz nüfus artışları, kentlere önemli yükler getiriyor. Bu yüklerle baş edilemeyişi de önemli toplumsal sorunları oluşturuyor. Örneğin Mersin, çevre sorunları ile karşı karşıya. Belediye kendi öz gerçek nüfusuna göre birçok yatırım yapmış ama birdenbire sürpriz bir nüfus artışı ile karşılaşınca kapasite yetersiz kalmış. Bu konuda özellikle Ortadoğu’daki sorunların kaynağı olan batılı ülkelerin himmeti ya da yardımı değil, zorunlu olarak buralara fon aktarmaları gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.“Suriye’de silahı ben satmadım, onlar sattı”Belediye başkalığı görevine geldiği ilk zamanlarda The Economist Dergisi’ne verdiği röportajda söylemlerinin nasıl farklı bir biçimde çevrildiğinden söz eden Seçer, “Belediye başkanı olduğum ilk zamanlarda The Economist Dergisi benimle röportaj yaptı. Suriyeli misafirlerin kentim için önemli bir sorun oluşturduğunu söyledim. Seçim kampanyası boyunca hemşerilerimin bu konuda önemli şikayetlerini dinlediğimi dile getirdim. Bunun dergideki haber karşılığı ‘Sosyal Demokrat Bir Belediye Başkanından Faşizan Söylemler’ başlığı oldu. Çok manidar. Avrupa basınında bu sözlerimiz faşizan söylemler olarak değerlendiriliyor. Avrupalılar, Batılılar ilginç insanlar. Suriye’de savaşı ben çıkarmadım, onlar çıkardı. Silahı ben satmadım, onlar sattı. Çocukların katledilişini onlar izledi, onlar tezgahladı. Ama onlar demokrat oldu, bizler faşist olduk. Yükü biz çekiyoruz. Şimdi böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Gerçekten önemli bir yük çekiyoruz. Bunları çözmek için de elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Komitemizde yapılan toplantılar, değerlendirmeler bize de önemli bir kılavuz ve gösterge olacak” ifadelerini kullandı.“Mersin Büyükşehir’in liderliğinde bölgemize yönelik önemli faaliyetler gerçekleştireceğiz”UCLG-MEWA Genel Sekreteri Duman ise UCLG-MEWA’nın komiteleri ve çalışmaları hakkında bilgi verdi. Sosyal İçerme Komitesi’nin genişleme ve faaliyetlerini yaygınlaştırma aşamasında olduklarını ifade ederek, bu aşamada Mersin Büyükşehir Belediyesi ile önemli yol kat edeceklerini belirten Duman, “Mersin Büyükşehir’in liderliğinde bölgemize yönelik önemli faaliyetler gerçekleştireceğimize inanıyorum. Vahap Başkanımız belediyenin değişik departmanlarından arkadaşlarımızı davet etmiş. Sadece başkan düzeyinde değil, personel düzeyinde sosyal içerme komitesine liderlik etme arzunuzun bir göstergesidir. Bizim teşkilatımız zor bir bölgede iş üretmeye çalışıyor. Zaten bu zor bölgelerde başarıyı elde edersek dünyanın bütün sorunları çözülmüş olur. Biz dertlerin paylaştıkça azalacağına, sevgimizin de paylaştıkça çoğalacağına inanıyoruz. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer liderliğinde sadece Türkiye’ye yönelik değil, bölgemize yönelik sosyal içerme alanında hayırlı, verimli çalışmalar yapacağımıza inanıyorum” dedi.Önemli kararlar alındıToplantıda, komitenin 2019-2022 yılları arası faaliyet programı ve stratejik yol haritası belirlendi. Komite bünyesinde göç konusunda etkin faaliyetler yürütmek adına ‘Göç Görev Gücü’ kurulması kararlaştırıldı. Engelli dostu kentler kurmanın gerekliliği hakkında farkındalık oluşturmaya yönelik çalışmaların yapılması gerektiği konusunda da kararların alındığı toplantıda, komitenin çalışmalarına farkındalık oluşturmak adına yapılması gerekenler konuşuldu.MERSİN/İHA
(FOTOĞRAF)
