Muhatabına yeni açılan trajik bir ‘yara’

Muhatabına yeni açılan trajik bir ‘yara’

Şaban Özdemir, yazar Merve Sevde Selvi’nin ilk öykü kitabı ‘Düğümlere Bitişik’ i KARAR okurları için kaleme aldı.

ŞABAN ÖZDEMİR | İSTANBUL

Edebiyatımıza katkı sunanların ilk eserlerini önemli bulurum. Daha sonra verdiği eserlerle mukayese edildiğinde ilk eserlerin yazarın edebi yolculuğuna çıkış noktası olması, onun edebiyat yolculuğunda geldiği yeri göstermesi bakımından ehemmiyetli olduğunu düşünürüm.

Nurullah Ataç, döneminde bu misyonu üstlenmiş, önemli bir eleştirmendi. Orhan Veli ve arkadaşlarının döneminde tanınmasında onun yazdıkları şüphesiz ki etkiliydi. Her ne kadar tenkit tarzı eleştirilse de Ataç dönemin edebiyatının belirleyici unsuruydu ve gençlerin elinden tutuyor, onlara yol gösteriyordu.

Tanpınar ise Batılı anlamda bir eleştirmenin bizde olmamasından ‘Tenkit İhtiyacı’ adlı yazısında yakınıyordu. Söz konusu yazısını günümüzde yazmış olsaydı Tanpınar’ın kanaatleri çok farklı olurdu sanırım. Zira günümüzde ticari kaygıların edebi kriterleri; manipülatif tanıtım mecralarının halisane edebi arayışları perdelediği bir ‘eleştiri ortamında’ yeni cevherlerin ortaya çıkarılması bahsinden söz etmek ne kadar mümkün bilemiyorum.      

SONUNU KENDİ BELİRLEYEN HİKÂYELER

‘Düğümlere Bitişik’ Merve Sevde Selvi’nin ilk hikâye kitabı. Ötüken Neşriyat’tan çıktı. Çeşitli dergilerde yayımladığı hikâyelerini topladığı bu ilk kitap yeni ve gelecek vadeden bir hikâyeciyi müjdeliyor. Kitaptaki on beş hikâyede imbikten geçmiş bir dil kullanan Selvi’nin bir dil işçisi olduğu aşikâr. Bunun yanında hikâye için çok iddialı olan kahramanları yerel ağızla konuşturma meselesinde biraz cüretkâr. Bazı hikâyelerinin aksamasına sebep oluyor bu durum.

Kelime kadrosu açısından zengin ve akıcı bir üslûba sahip olan Selvi’nin hikâyeleri okuyanı can evinden yakalıyor. Özellikle ‘Ah Bre Selânik’ hikâyesi usta işi bir hikâye ama ben özellikle günlük formunda yazılmış olan ‘Bir Yaşam Taslağı’na bayıldım. Anlattığı maraz kahramanın, günlük boyunca yavaş yavaş ilerleyen hastalığını üsluptan imlaya kadar başarıyla kurgulamasına şapka çıkarmak gerek. Bunun yanında bazen bir iki hikâyenin arabeske kaçan finallerini bazı okuyucular gereksiz bulabilir. Belki de Selvi’nin en büyük kusuru hikâyelerinin ucunu açık bırakmaması…

Bazı hikâyelerine çok yakışırdı açık uçlu sonlar. Hikâyelerinin geçtiği coğrafyayı çeşitlendirmek de belki Selvi’ye farklı açılımlar sunabilir ama yine de yazarın kendi tercihidir bu husus. Bir hikâyesinde “Ben bu dünyaya açılan bir yarayım” diyor Selvi. Yarası kanıyor, kanatıyor okuyanı. Bir ilk kitaba göre çok başarılı bulduğum bu hikâyeleri tavsiye ederim. Selvi’nin ışıltılı kaleminden yeni hikâyeleri merakla beklediğimi de belirtmeliyim.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN