O siteler misilleme hukukuyla mı kapatıldı?

Dünya medyasında çıkan haberler derlenmiş, istisnasız hepsi şöyle yansıtıyor: O Türkçe siteler Suudilere missilleme olarak kapatıldı...

Suudiler, TRT Arapça’yla Anadolu Ajansı sitelerine erişim yasağı getirmişlerdi.

Ankara da Arabistan ve Emirlikler’in resmi ajanslarını kapatmakla sınırlamamış misillemeyi. Ne var ne yoksa, Suudi ve Emirlik sermayeli bütün siteleri bir seferde yasaklayarak cevap vermiş.

Devletimizin azametiyle, büyüklüğüyle orantılı bir güç gösterisi olsun, gazabımızın şiddetini görsünler diye sanırım.

Independent Türkçe dahil, 12’den fazla siteye erişim engellenmişti.

Independent Türkçe, Rus sahipliğine geçmiş bir İngiliz medya grubuna ait. Ama yüzde 30’una Suudiler ortak edilmiş. Hedefe oradan girdiği anlaşılıyor. Kanuna aykırı içerik yayımlamaktan, kendisi bir yanlış yaptığından değil.

İngiliz medyası, ‘güçleri ancak sitelere yasak koymaya yetiyor’ diye savaşın taraflarıyla kafa bulmamış, hayır.

Kısasa kısas, dişe diş, siteye karşılık site kurallarıyla yürütülen bir savaşın ortasında Indepent Türkçe’nin nasıl kaldığına odaklanmışlar.

Ben de, bu misillemenin hangi kanuni yetkiyle yapıldığına odaklanmak isterim. Ve hangi demokratik hukuk devleti anlayışıyla...

Öyle ya, muhatabımız çadır devleti olabilir, aşiret ve kabile kanunlarıyla davranabilir...

Suudiler, hukuksuz bir şekilde sitelerimizi kapatabilir. ‘Biz yaptık oldu’ diyebilirler...

Fakat biz hukukun üstünlüğüne dayalı bir demokrasiyiz. Elimizi bağlayan özgürlük kanunları var.

Aynı yöntemle missillemede bulunabilir miyiz? Çadır devletiyle çadır devleti olabilir miyiz? Farkımız nereden belli olacak?

Karşılıksız ve yanlarına bırakmama duruşumuz, sırf missilleme için bulduğumuz bütün siteleri toptan yasaklamayı meşrulaştırır mı? Bir cevap verme gereği duymamız, bunu haklılaştırır mı?

Önce BTK, idari kararla engel koyuyor. Mahkeme kararı sonra geliyor. Yani istim arkadan yetiştiriliyor.

BTK’ya erişim engeli yetkisi, böyle kullansın diye mi verilmişti? Mahkemeden karar çıkartılana dek telafisi imkansız zararlar oluşturabilecek içeriklere anında müdahale için değil miydi o?

Süresinde mahkemeye onaylatma şartıyla tabii...

Oysa, mahkeme kararından sonra bile hala neye dayanılarak kapatıldıklarını bilmiyorlar. Independent Türkçe yöneticisi Nevzat Çiçek yazdı.

Bilinen tek gerekçe misilleme. O da BTK’ın re’sen müdahale, mahkemenin de yasaklama kararı için gösterebileceği bir yasal dayanak değil.

Misillemeyi 24 saat geciktirmekte, kişi haklarının ihlali ve kamu düzeninin bozulması açısından nasıl bir sakınca görüldü mesela?

Kanun düzeni, keyfiliğe müsaade etmez...

Maazallah yarın Arabistan iki vatandaşımızı haksız tutuklasa, İstanbul’da sokaktan Arap mı toplayacak polis?

Cani aftan çıkmadıysa sevinelim mi?

Gaziantep’te, 9 yaşındaki kızını döverek öldürmekten tutuklanan M.A.’nın, Korona Affı’ndan çıkmadığı anlaşıldı.

Zaten ilk haberlerde tahliye detayları verilmiyordu.

Daha açıklığa kavuşturulmadan önce, ilk tepki tivitime şu notu düşmüştüm:

“Bunun gibiler afla bırakıldı, bunun tahliye tarihiyle ilgili bilgi yok. Denk gelse bunu da kapsardı. Prof. Sözüer’le Prof. Özgenç’in kapsamla ilgili değerlendirmelerine dayanarak...”

İnfaz indiriminden yararlanmamış olması, sanki infiali boşa ve haksız çıkarırmış gibi bir hava estiriliyor.

O zaman sorun yok mu yani, rahatlayabilir miyiz?

Boğazını keserek eşini yaralamaktan tutuklanmış, 5 ay yatıp çıkmış, 5 ay zarfında da kızını canice döverek katletmiş...

Onun gibilere de yaradığı söylenen düzenlemeden hem de suç tarihi nedeniyle yararlanmadan 5 ayda çıkması, daha mı iyi haber?

Bari aftan çıkmasını tercih ederdim ben.

Orası netleştirilmiyor savcılık açıklamasında. Ama anlaşılan 5 ay sonra tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi.

‘Şu tarihte tutuklanmıştı, bu tarihte tahliye edildi’ deniyor. Yargılanması devam ederken bırakıldığı şeklinde anlaşılmaya müsait.

Ağrı’da, naylonla yüzlerini yakarak eşine ve kızına eziyetten tutuklanan R.İ.’nin durumu da benziyor. Tutuklandı, 5 ay gibi bir sürede tahliye oldu, 10 gün içinde adam bıçakladı, vurularak öldürüldü...

Aftan çıkmış olsa, daha mı kötü yapardı durumu?

Bu suçları işleyenler 5 ayda çıkabiliyor, yargılanmalarına belki de yer yokluğu ve salgın korkusundan tutuksuz devam edilebiliyorsa...Meclis’ten geçen affa bile ihtiyaç kalmadan, zaten fiilen bu kapsamda oldukları sonucu çıkmıyor mu?

Eziyet, işkence ve kadına şiddet suçları, nasıl ceza indirimi dışında tutulmuş oluyor o halde?

Onların tutulması gereken yerde şiddete, somut suç eylemine bulaşmayıp zorlamayla örgüte sokulanların tutulduğu gerçeğini değiştiriyor mu?

Alt tarafı da üst tarafı da çıkmaz sokak.

YORUMLAR (36)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
36 Yorum