RTÜK, Halk TV’ye verdiği cezayı “Medyanın istediğini başa getirebilecek, istediğini alaşağı edebilecek derecede önem arz ettiği bir durumda, her program konuğunun istediğini söyleme özgürlüğünden bahsetmek asla mümkün değildir” ifadeleriyle savundu.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), 7 Nisan 2020 tarihinde Halk TV’de yayımlanan 'Şimdiki Zaman Siyaset' programında konuğun kullandığı ifadeler nedeniyle kanala verdiği para cezası yargıya taşındı. Cezanın iptal edilmesi istemiyle açılan davada, RTÜK savunma gönderdi.
RTÜK savunmasında medyanın iktidarı devirebilecek güçte olduğu ifade edilerek, “Medyanın iktidarın yıkılmasına sebep olabilecek, ekonomik kararlara hükmedebilecek, daha açık ifade ile istediğini başa getirebilecek, istediğini alaşağı edebilecek derecede önem arz ettiği bir durumda, her program konuğunun medya kanalı ile istediğini söyleme özgürlüğünden bahsetmek asla mümkün olmayacaktır” denildi.
DARBE ARACI GÖRÜYOR
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, RTÜK’ün mahkemeye sunduğu savunmaya, şu ifadelerle tepki gösterdi:
RTÜK, dava dosyasına sunmuş olduğu cevapta, ülkemizdeki medyaya bakış açısını ortaya koymuş ve medyayı bir ‘darbe’ aracı olarak görmüştür. RTÜK’ün medyaya karşı, darbeci olabilecek türden ifadeler içeren cümlelerinin, Halk TV gibi bir kanalın dava dosyasında yer alması kabul edilebilir bir durum değildir. RTÜK’ün davaya vermiş olduğu cevapta ‘…her program konuğunun medya kanalı ile istediğini söyleme özgürlüğünden bahsetmek asla mümkün olmayacaktır.’ ifadeleri ile sanırım yandaş havuz medyasından bahsetmektedir.
RTÜK TARAFSIZ VE SAĞDUYULU OLMALI
CHP'li Başarır, "Türkiye'nin basın ve yayın denetiminden sorumlu kurum tarafından, iktidarı eleştiren yayın organlarına uygulanan ağır yaptırımlar, önemli bir kamu kurumunun AK Parti iktidarının bir kolu haline geldiğini göstermektedir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, medyayı sansürlemek ve medya mensuplarını korkutmak için bir araç olarak hizmet etmeyi bırakmalı, görev tanımındaki gibi tarafsızlık ve çoğulculuk için çalışmalıdır" dedi.
