Modern tıptaki ilerlemelere rağmen, tifo gibi eski tehditler hala ciddi bir sağlık riski oluşturuyor. Gelişmiş ülkelerde nadir görülse de, özellikle Güney Asya’da yaygın bir sorun olan tifo, ilaca dirençli bakteriler nedeniyle tedavisi giderek zorlaşan bir hastalık haline geliyor.
Tifo hastalığına neden olan Salmonella enterica serovar Typhi (S Typhi) bakterisi, hızla antibiyotiklere karşı direnç geliştirerek tıp dünyasını endişelendiriyor. Son araştırmalar, bu bakterinin hem geleneksel hem de yeni nesil antibiyotiklere karşı bağışıklık kazandığını ortaya koydu. Bu durum, tifo tedavisinde kullanılabilecek sınırlı ilaç seçeneklerini tehdit ederek küresel bir sağlık krizi riskini artırıyor.
ANTİBİYOTİK DİRENCİ TEHLİKESİ
Geleneksel antibiyotiklerle tedavi edilemeyen tifo vakalarının sayısı giderek artıyor. Özellikle yaygın ilaca dirençli (XDR) Typhi bakterileri, florokinolonlar ve üçüncü kuşak sefalosporinler gibi daha modern antibiyotiklere de direnç kazandı. Bu direncin hızla yayılması, tifo tedavisini giderek zorlaştırıyor. Şu anda, etkili kalan tek oral antibiyotik azitromisin, ancak bu ilaca karşı da genetik mutasyonların hızla yayıldığı belirtiliyor.
Stanford Üniversitesi’nden bulaşıcı hastalıklar uzmanı Dr. Jason Andrews, bu durumun ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirterek, “S Typhi'nin dirençli suşlarının hızlı yayılması, özellikle yüksek risk altındaki bölgelerde önleyici tedbirlerin acilen genişletilmesi gerektiğini gösteriyor” dedi.
ARAŞTIRMALAR KORKUTUCU VERİLER SUNUYOR
NTV'de yer alan habere göre; 2014-2019 yılları arasında Nepal, Bangladeş, Pakistan ve Hindistan’da 3.489 tifo suşu üzerinde yapılan genom analizi, XDR Typhi vakalarında çarpıcı bir artış olduğunu ortaya koydu. Araştırmalar, bu bakterilerin yalnızca Güney Asya’da değil, 1990’dan bu yana 200’den fazla uluslararası yayılma vakasıyla Güneydoğu Asya, Afrika, Birleşik Krallık, ABD ve Kanada’da da görüldüğünü belirtti.
TEDAVİ EDİLMEDİĞİNDE ÖLÜMCÜL
Tifo, tedavi edilmediğinde yüzde 20’ye kadar ölüm oranıyla ciddi bir tehlike oluşturuyor. Her yıl yaklaşık 11 milyon yeni vaka görülüyor. Bu vakaların büyük bir kısmı Güney Asya’da ortaya çıkarken, diğer kıtalara yayılması küresel bir salgın riski yaratıyor. Dirençli bakterilerin artışı, mevcut tedavi yöntemlerinin yetersiz kalabileceği bir döneme işaret ediyor.
AŞILAR TEK ÇARE OLABİLİR
Uzmanlar, gelecekteki salgınların tifo konjuge aşılarıyla önlenebileceğine inanıyor. Ancak bu aşıların küresel çapta yaygınlaşması gerekiyor. Yetersiz sağlık altyapısına sahip ülkelerde aşılara erişimin sınırlı olması, bu bölgelerde salgın riskini artırıyor. Bilim insanları, XDR ve azitromisine dirençli tifo vakalarının artmasının, aşılama çalışmalarını hızlandırmak için bir uyarı niteliği taşıdığını vurguluyor.
KÜRESEL SAĞLIK KRİZİ KAPIDA
Tifo bakterisinin antibiyotiklere karşı geliştirdiği direnç, yalnızca tifo hastalarını değil, sağlık sistemlerini ve antibiyotik kullanımına dayalı diğer tedavileri de tehdit ediyor. Uzmanlar, küresel çapta alınacak önlemlerle aşılama çalışmalarının yaygınlaştırılması ve antibiyotik kullanımının daha dikkatli yönetilmesi gerektiğini söylüyor.
Dr. Andrews, bu konuda uyarıda bulunarak, “Eğer dirençli tifo suşlarının yayılmasını kontrol altına almazsak, dünyanın yeni ve daha ölümcül bir sağlık kriziyle karşı karşıya kalması kaçınılmaz” ifadelerini kullandı.