Sanatçının en büyük yarası ‘popülist müzik’

Sanatçının en büyük yarası ‘popülist müzik’

Klasik Türk Musikisi sanatçısı Eda Karaytuğ ‘Canımın İçi’ ile dinleyicilerini selamladı. Üç şarkılık adlı maxi single’da özgün yorumuyla beğeni toplayan Karaytuğ, müzik dünyasında sanatın popüler işlerin gölgesinde kaldığını söylüyor. Başarılı sanatçı “Bu gerçekliğin geçmişten günümüze değişmemesi benim çizgimdeki her sanatçının gönül yarasıdır” diyor.

SALİHA SULTAN

Klasik Türk Musikisi sanatçısı Eda Karaytuğ, farklı ses renginden, sanatçı duruşuna, tarzı dışındaki müzik dallarındaki şarkıları başarıyla yorumlama kabiliyetinden Türk Sanat Musikisi eserlerindeki seçkin icrasına müzik dünyasında saygın bir sanatçı olarak tanınıyor. İlk albümü ‘Gönülden’ ile bir anda müzikseverlerin gönlüne girmeyi başaran sanatçı, müzik yolculuğunu ‘Masum Aşk’, ‘Aşka Sevdalanma’ çalışmalarıyla sürdürdü. Geçtiğimiz günlerde ise sanatçının yeni maxi single’ı ‘Canımın İçi’ dinleyicileriyle buluştu. Sanatçının üç parçadan oluşan yeni single’ında seslendirdiği ‘Canımın İçi’, ‘Dosta Çağrı’ ve ‘Gurbanım’ parçalarının söz ve müziklerinde ‘Aşka Sevdalanma’ single’ında olduğu gibi yine Seher Çelik imzasını görülüyor.

Müzik dünyasının yakından tanıdığı Turgut Özüfler ve Murat Süngü gibi usta isimler de enstrümanlarıyla sanatçıya eşlik ediyor. Albümün sanat yönetmenliğini ise yine müzik dünyasının önde gelen isimlerinden Selçuk Murat Kızılateş üstleniyor. Seslendirdiği her şarkının sözlerindeki heyecanı, hüznü ve aşkı terennümüyle her icrasını merakla bekleyen özel bir dinleyici kitlesine sahip olan Karaytuğ ile KARAR okuyucuları için konuştuk. Karaytuğ doğru bildiği sanat yolunda, kendi çizgisinde ilerliyor olmaktan memnun fakat o da müzik dünyasındaki sabun köpüğü işlere maruz kalmaktan usanan herkes gibi dünyada bazı şeylerin artık değişmesini diliyor. 

Eda Hanım, ‘Aşka Sevdalanma’ maksi single çalışmanızdan sonra kısa bir sürede ‘Canımın İçi’ albümünüzü dinleyicilerinizle buluşturdunuz. Hazır mıydı şarkılar? 

Aslında şarkılar hazırdı, fakat bu kadar kısa bir süre içerisinde çıkarmayı ben de düşünmüyordum. Canımın İçi, Dost’ Çağrı ve Gurbanım adlı eserlerin birbiri ile uyum içerisinde olduğunu fark edip, belli bir konseptle bu üçlüyü sunmak istedim. Azımsanmayacak sürede emek verildi ve bizleri tatmin eden bir sonuç elde edildi. 

Önceki albümde olduğu gibi ‘Canımın İçi’nde yer alan şarkıların söz ve bestesi Seher Çelik imzalı. Sanat dünyasında uzun ilişkiler görmeye çok alışık değiliz, siz birlikte yürümeye devam ediyorsunuz... 

Seher Çelik müziğin farklı kollarında kendini kanıtlamış başarılı bir sanatçı. Aynı zamanda çok değer verdiğim bir dostumdur. Samimiyet olduğu sürece maneviyatı yüksek sonuçlar elde edilir. Biz buna inanıyoruz. Aslında onun şarkılarından oluşan bir albüm planlıyordum en başta. sonrasında belli bir konsept üzerinden eserleri gruplandırarak maxi single çalışmaları ile hareket etmeye karar verdik.  

Stüdyo kayıtları nasıl oldu? Çok değerli isimler var albümdeki enstrümanlarda. Enstrümanlarla aynı anda mı yapıldı kayıtlar?  

Stüdyo aşaması çok titiz ve çok zevkliydi. Elbette önce enstrüman kayıtları yapıldı. Ardından vokal kayıtları yapıldı. Hücum kayıt şeklinde olmadı yani. Oldukça keyif aldığımı söyleyebilirim. Başta yönetmenim Selçuk Murat Kızılateş olmak üzere, Murat Süngü, Turgut Özüfler ve emeği geçen herkese gönülden teşekkürler.  

Sizi konserler dışında Nağmedar’da dinlemiştim. Enstrüman eşliğinde canlı performansınız çok etkileyiciydi. Hangisini seviyorsunuz? Büyük salonlarda konserler mi, butik mekanlar mı? 

Benim için mekan farketmiyor. Gönlümdeki duyguları aktarabildiğim her yer benim için sahnedir.  

Türküden gazele hatta tangoya farklı türleri çok rahat seslendiriyorsunuz. Bunun sırrı nedir? 

Farklılıkları seviyorum. İnsanlar arasında ayrım yapmıyorum. Benim için herkes bir. Dilim döndüğünce hepsinin dünyasını anlatmaya çalışıyorum şarkılar ve türkülerle. Bunun bir sırrı varsa o da evrensel müzik sevgisidir.  

20-01/30/2.jpg

Her meslekte birtakım hayal kırıklıkları olur. Yola ilk çıktığınız günden bu güne sanat dünyasında sizi hayal kırıklığına uğratan bir şey oldu mu? Neyi değiştirmek isterdiniz? 

Sanata gönül veren her sanatçı gibi elbette benim de gönül kırgınlıklarım oldu. Popüler müzik alanında çalışan müzisyenlerin, sanat kaygısı ile müzik yapanlara göre daha önde ve tercih edilir olması ve bu gerçekliğin geçmişten günümüze değişmemesi, ben ve benim çizgimdeki her sanatçının gönül yarasıdır. Bir gün kalitenin popülerleşmesini isterdim. Değişmesini arzu ettiğim tek şey bu... 

Albümün ardından rahat bir soluk almışsınızdır diye tahmin ediyorum. Şimdi neler yapıyorsunuz? Ufukta ne var? 

Doğru tahmin... Ancak her çalışma hali hayat bulmak gibi ayrı keyif dolu soluklardı benim için... Her çalışmamın finalinde hissettiğim elbetteki derin  huzur... Ufukta ne var? Konserlerim... Sevenlerimi cok beklettigimin farkındayım ancak beklediklerine değecek seri proje konser hazırlıklarım var. Taslak tamamlandı, mekanlar belirlendi. En kısa zamanda sanatseverlerle buluşmamızın heyecanı içindeyim. 

20-01/30/1.jpg

SEVGİLİYE DUYULAN DERİN HAYRANLIĞIN ŞARKISI

Neden ‘Canımın İçi’? Sizde bu şarkıyı seslendirme arzusu uyandıran neydi?
Canımın İçi, hem geçmiş zamanlarda hem de bugünkü söylemiyle sevgiliye duyulan derin aşk ve hayranlığı konu alan bir eserdir. ‘Derûn-i dil’, gönlümün derinliği manasına gelmektedir. Zaten şarkının sözlerine bakıldığında bu açıkça görülebiliyor, ‘Derûn-i dil derdi eskiler, şimdi canımın içi’... Beni bu şarkıyı seslendirmeye iten asıl sebep, ‘sevenin sevdiğine karışması ve onda yok olması’ gibi içten ve derin duyguları içerisinde barındırması... 

 

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN