Sakarya ve Kocaeli gibi önemli kentlerin su kaynağı olan Sapanca Gölü'nde su seviyesindeki hızlı düşüş, bölgede ciddi bir su krizi alarmı verdi. Uzmanlar, gölün sadece iklim değişikliğiyle değil, aynı zamanda kontrolsüz kentleşme, sanayileşme ve yanlış su yönetimiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Cumhuriyet gazetesine konuşan Kuzey Ormanları Araştırma Derneği Sözcüsü Başar Alipaşa, Sapanca Gölü'nü geri dönülemez bir kuruma tehlikesine sürükleyen ana unsurları sıraladı. Alipaşa'ya göre, göl çevresindeki yoğun kentleşme, TEM otoyolu hattı boyunca hızla yayılan sanayi bölgeleri ve plansız turizm tesisleri, gölün doğal dengesini bozuyor.
Alipaşa, gölün kuzey kıyılarındaki koruma bantlarının yetersiz olduğunu ve güney kıyısının rant odaklı turizm baskısı altında olduğunu vurguladı. "Sakarya kentsel alanı göle doğru sarkarken, güney kıyısı ise turizm tesislerinin yoğunluğu altında. Bu durum gölün doğal direncini kırıyor" dedi.
İKLİM KRİZİ DEĞİL, KÖTÜ YÖNETİM
Sorunun sadece kuraklığa bağlanmasının eksik bir yaklaşım olduğunu belirten Alipaşa, asıl sorunun "kötü yönetim" olduğunu ifade etti. "Dünyanın birçok yerinde kuraklık var, ancak göllerin direnci yüksek. Sapanca Gölü'nün beslendiği sudan çok daha fazlası tüketiliyor" diyen Alipaşa, özellikle tarımsal sulamalarda ve ruhsatları kolayca verilen su şirketlerinin yer altı sularını çekmesinde ciddi bir kontrolsüzlük olduğunu söyledi.
Uzman, iklim krizine dirençli tarım uygulamalarına geçilmeden ve koruma-kullanma dengesi gözetilmeden gölün kurtarılamayacağı uyarısında bulundu.
