Sinemamızın Türkçe imtihanı

Karar Kitap yazım için okuduğum İ. Arda Odabaşı’nın Milli Sinema / Osmanlı’da Sinema Hayatı ve Yerli Üretime Geçiş (Dergâh Yayınları) kitabında Türkçe ile ilgili bir bahis de var. I. Dünya Savaşı yıllarında İttihat ve Terakki Cemiyeti / Partisi yönetimindeki Osmanlı Devleti yeni arayışlara sahne olmaktadır. Türkçülük ideolojisi bağlamında tarihin akışına müdahale dönemin yönetim anlayışının esasını teşkil eder. Askerî kaygıların yanı sıra iktisattan dile kadar pek çok husus bir mesele olarak gündemdeki yerini alır. 1914 yılı sinemamız için de bir dönüm noktasıdır. Bir taraftan yerli üretime geçiş gayreti içinde olunurken, diğer taraftan yabancı filmlerin gösterimi hızla yaygınlaşmaktadır. Batılılaşma maceramızın en çok kabul gören mecrası herhalde sinema olmuştur.

Sessiz sinema yıllarında filme ilişkin bilgiler tercüme edilerek perdeden okunmakta ve sözlü açıklamalar yapılmaktadır. Bunun bir Türkçe meselesi doğuracağı herhalde düşünülemezdi. Kitaptan aktaralım: “ (İstanbul’da) Pek çok sinemada açıklamalar Türkçe dışı dillerde yapılabilmektedir. Balkan Savaşı’nın ardından Türkçülüğün yükseldiği dönemde seyircinin Türkçe ara-yazı ve açıklama talebinin güçlü protestolar şeklinde kendini duyurduğu ve hatta şiddete vardığı bilinir.”[ Şüphesiz bu hassasiyette 1911’de Selanik’te yayımlanan Genç Kalemler dergisinin başlattığı “ Yeni Lisan “ cereyanının etkisi de vardı. Ömer Seyfeddin’in başını çektiği ve konuşma dilinin yazı dili haline getirilmesi ile dilimizin yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılması hareketi olarak tanımlanabilecek bu önemli Türkçe hamlesi, belli ki devlet katında da kabul görmüştü.] “ Daha az bilinen ise, özellikle Beyoğlu bölgesindeki sinemalarda Türkçe kullanımına karşı da tepkilerin ve protestoların görüldüğüdür.” [ Muhtemelen tepki gösterenler gayrimüslim müşterilerdir.] Matbuat da Türkçe kullanımı konusunda yayına başlar. Tasvir-i Efkâr gazetesi (Yazar gazetenin ismini Tasfir-i Efkâr veya Tesvir-i Efkâr şeklinde yazıyor.) “Oryanto Sineması’nın bir biletinin resmini birinci sayfasından ‘Türkçemiz İstanbul’da Nasıl Tezlîl Ediliyor? [ Hor ve hakir görülüyor ] başlığıyla vererek, bilet üzerindeki Türkçe kelimelerin çirkinliğine ve ters basılmış olmasına tepki gösterir. Sedat Simavi’nin [Simavi paranteze alınmalıydı] çizeri olduğu Türkçü çocuk dergisi Talebe Defteri de vatandaşlara, ‘şeritleri (film anlamında) Türkçe olmayan sinemalara gitmeyiniz’ çağrısı yapmaktadır. Dergiye göre en iyi sinema Ali Efendi Sineması’dır’, çünkü ‘şeritleri Türkçe, ahlakî ve ciddidir. Sahibi Müslüman ve Türktür.”

İ. Arda Odabaşı, bu noktada sözü Avrupa’da da milliyetçiliğin dil üzerinden yükselişine bağlar ve önemli bir aktarımda bulunur. “ 20. yüzyıl başlarında Avrupa’da dil, ulus olmanın en önemli kriterlerinden biri hâline gelmiş, ulus özellikle dile göre tanımlanır olmuştur.” Dipnot olarak da, E. J. Hobsbawm’ın 1780’den Günümüze Milletler ve Milliyetçilik kitabından bir cümleye yer verir. “…dildeki milliyetçiliğin özünde iletişim, hatta kültür sorunları değil, iktidar, statü, politika ve ideoloji sorunları yatar.” Yabana atılmayacak bir tespit olduğu söylenebilir.

***

Bu vesileyle, yabancı dille isimlendirmenin bugünün meselesi olmadığını söyleyelim. 1910’lu yıllarda İstanbul’da yabancı dilde isimler taşıyan bir hayli sinema ve tiyatro bulunmaktadır. Elbette pek çok pastane, lokanta, gazete, dergi ve otel de. Bugünden farkı isimlerin Fransızca olması. Bu işyerlerinin sahipleri gayrimüslim olabilir, fakat bu isimlerle çalışma ruhsatı alabilmektedirler. Birkaç örnek verelim: Yukarıda adı geçen Oryanto Sineması, Cinéma Théatre Pathé Freres, Skating Sinema Tiyatrosu [ 2500 kişilik], Sinema Artistique, Varyete Tiyatrosu, Eclaire Sineması, Lüksemburg Sineması, Sinema Kozmograf ve Sinema Royal.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum