‘Siyasal İslamcılığın zaafı popülizm’

‘Siyasal İslamcılığın zaafı popülizm’

Prof. Dr. Ali Tekin’in ‘Kısır Döngü’ ve ‘Üretken Döngüye Geçiş’ kitapları Osmanlıcılık, siyasal İslamcılık ve milliyetçiliği ele alıyor. Tekin, popülizmin tuzağına düşen bu ideolojilerin hayal kırıklığı yaratacağını savunuyor.

İLHAN SARI | KARAR

Ülkemiz siyasetinde, sağın sağ, solun sol olmadığı sıkça söylenegelmiştir. Bunun sebebi, Türkiye’de ideolojik değerlerin eşi benzeri görülmemiş şekilde dezenformasyon ve manipülasyon virüsüne bulaşmış olmasıdır. Toplumumuzun bu virüse karşı hiçbir bağışıklık geliştirememiş olması, çoğu kez savundukları fikirlerini bilgiyle desteklemiyor oluşlarıdır.

Bunun nedenlerinden en kuvvetlisi bilgiye ulaşmak isteyen hevesli biri, eline o alanla ilgili bir kitap aldığında ağır, akademik bir dille karşılaştığından devamını getirmekte zorlanıyor, anlamdan kopuk bir halde okumaya çalışıyor. Doğal olarak devamını getirmek istemiyor, bu da neticesinde düşünsel yoksullaşmanın önünü açıyor. Çoğu insanın toplumun öncüsü misyonunda konumlandırdıkları aydın ve akademisyenlerin aktarmak istedikleri yorumu hemen hemen herkesin anlayabileceği bir sarahatle kitlelerle buluşturup, bu nedeni yok etmeleri beşeri ve sosyal sermayemizi artırmamız için başat görev olduğu kanaatindeyim.

Prof. Dr. Ali Tekin’in ‘Kısır Döngü’ ve ‘Üretken Döngüye Geçiş’ kitapları, bu alandaki görevini yerine getiriyor. İlk kitap ülkenin ‘geri kalmışlığının’ sebeplerini, Osmanlı’nın son dönemindeki mutlakıyetten günümüz Türkiye’sine kadarki 200 yıllık modernleşme macerasını anlaşılır bir şekilde sunuyor. Bu sunuyu daha da kıymetli hale getiren husussa bunu yaparken benzer referans ülkelerle mukayeseli bir şekilde analiz ediliyor oluşu. 

1800’LERDEN GÜNÜMÜZE MODERNLEŞMENİN TARİHİ

İkinci kitap olan Üretken Döngüye Geçiş ise bu sorunların nasıl bir yöntem arayışıyla çözüme kavuşturulması gerektiğini anlatıyor. Bu coğrafyada gerçekleşen siyasi modernizasyonun doğuşundan ve izlediği yoldan bahsediliyorsa sübjektifliğe kaymayan bir analiz ve yorum okuyabilmek sanırım çölde su bulmaya eşdeğer bir şeydir. Özellikle de bu modernleşme sürecinin getirilerinin kapsayıcı bir şekilde; ekonomik, kültürel ve dini boyutlarını aynı anda söz konusu edip de zorlama olmayan, doğal bir tarafsızlığı korumak bu değeri olabildiğince artırıyor. Somutlaştırmak gerekirse; ‘Ulu/Kızıl Hakan II. Abdülhamid’in ‘ümmetçi yaklaşımla’ Hilafet makamını kullanarak bir yandan Balkanlar’da ölümcül darbelerle imparatorluğu güç durumda bırakan Rusya’ya, diğer yandan da düşülen bu müşkül durumdan istifade etme gayesindeki Birleşik Krallığa karşı o topraklardaki Müslümanları birleştirme çabasının pratikte nasıl başarısızlığa uğradığını aktarıp ardından da tarihin ilerleyen safhalarında Cumhuriyet’in siyasi ve sosyal alan kurucu paradigması olan Kemalizm’in ülkenin 60-70’li yıllarında yükselen sınıf yapısının dillendirilmesiyle Halkçılık ilkesinin toplum nezdinde zayıfladığını; 90’larda ayrılıkçı Kürt hareketinin yükselmesiyle Atatürk milliyetçiliğinin kapsayıcılığının zarar gördüğünü, gittikçe artan siyasal İslamcı trend karşısında alışılagelmiş laiklik anlayışının yetersiz kaldığını ve uygulanan Varlık Vergisi gibi politikaların adaletsizliğini peşi sıra okumanın sıradanlaşan tarihi analiz ve yorumlamalarının dışına çıkılması bakımından iyi birer örnek olduğunu düşünüyorum. 1820’li yıllardan günümüze modernleşme tarihini inceleyen çoğu çalışma gibi bu kitapta da bolca Japon ve Türk modernizasyonunun birbirine benzeşen yönlerine klasiklerden de alıntılar eşliğinde işaret ediyor, sonuçlardaki farklılıkları ve bu farklı sonuçların nedenlerini de irdeliyor Tekin. 

‘Kısır Döngü kitabında, çok partili dönemden günümüze kadar işlediği kısmını 50’lerden başlayıp 2010’lara kadar her on yıllık süreci kendi içinde ele alarak anakronik bir hataya düşmeden değerlendiren yazar, Üretken Döngüye Geçiş’te, ‘Türkiye’nin Küresel Sistem İçindeki Konumu Nasıl Olmalıdır?’, ‘Geçmiş-Bugün-Gelecek Dengesini Nasıl Yakalamalıyız?’, ‘Türkiye’nin Dönüşüm Ajandası Neleri İçermelidir?’ gibi birçok kritik meseleye rasyonel biçimde yaklaşarak cevaplandırıyor. Bir çırpıda okunabilecek her iki kitap da alanla ilgilenen herkes için ufuk açıcı eserler olarak kitaplıklarda yerini almalı.

‘GERÇEK ÖTESİ’ İDEOLOJİLER HAYAL KIRIKLIĞI

Yazar Tekin, Osmanlıcılık, siyasal İslamcılık ve milliyetçiliğin tasavvur ettiği büyük nihai amaçlarının gerçekleştirilmesi için yapılagelen faaliyetlerin nasıl ve neden yetersiz kaldığını/kalacağını, bu ideolojilerin olumlu olup olmamasından bağımsız, somut tahlillerle değerlendiriyor ve ekliyor; “Türkiye toplumunun önemli bir kesiminin son yıllarda bu psikozu daha yoğun yaşadığını görüyoruz. Türkiye’nin mevcut ülke kapasitesini gerçek, somut verilerle değil, popülist ve gerçek-ötesi abartılarla işleyen yaklaşımların, eninde sonunda toplumda hayal kırıklığı yaratması ve Türkiye’nin siyasetini ve toplumun psikolojisini zaafa uğratması kaçınılmazdır.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN