‘Sizi sigaya çeken…’

Öteden beri okuduğum metinlerde karşılaştığım dile ve yazıma/söyleyişe özen göstermeme hâlinden rahatsızlık duymuşumdur. Bu durumun giderek arttığını görerek ‘yazma özeni’ bağlamında kaygı duyar hâle geldim. Üzerime düşeni yapmalıyım, daha ‘temiz’ bir yazı dünyasına katkıda bulunmalıyım saikinin önüne geçemez oldum. Sabır taşı çatlamış olmalı ki, böylesi metinleri okuyucuyla paylaşarak, yazdıklarına özen gösterme gereği duymayan kalem ehline, “Sizi sigaya çeken bir Molla Kasım gelir” hatırlatmasında bulunmaya karar verdim.

***

Bu yazılar daha çok Türkçe’nin doğru kullanımı, sözü düzgün ifade etme ve yanlış, hatalı bilgilere dikkat çekmeye dönük olacak. Zaman zaman içeriğe ilişkin okuma notlarına da yer vermeyi düşünüyorum. Bunun için bir alan belirleyerek ağırlıklı olarak gazetelerimizin kitap eklerindeki tanıtım yazılarını mercek altına almaya karar verdim. Şu hususu belirtmekte yarar görüyorum: Seçilen ekler ve yazılarda birilerini karalama gayreti içinde olunmayacaktır. Haksızlık yapmak benim tabiatıma da uygun değildir.

14 Şubat 2018 tarihli Yeni Şafak Kitap ile başlayalım. Ayşe Olgun’un editörlüğünde çıkan Ek, gazetelerin kitap ekleri arasında seçkin bir yere sahip. Fakat diğer eklerde olduğu gibi (biraz da kısa sürede yayına hazırlama zorunluluğu sebebiyle olsa gerek) yazarlardan kaynaklanan bir takım özensizlikler gözden kaçıyor. Bunları örnekleyelim: Necmettin Turinay’ın ‘Zarifoğlu’dan Kaplan’a’ başlıklı yazısında İstanbul Kültür dergisi bağlamında Mehmet Kaplan’dan söz ediliyor ve yazının sonlarına doğru, “… hemen hepsi Kaplan’ın avuçlarından su içmişler (niteleme güzel) diyerek isimler sıralanıyor. İsimlerden ikisinin yazımında hatalar var: Ceyhun Atıf (doğrusu Atuf) Kansu ve Şükran Kudakul (doğrusu Kurdakul).

***

Ünlü ABD’li yazar Ursula le Guin’in ölümüne bağlı olarak Merve Akbaş’ın kaleme aldığı ‘Ursula’nın Gezegenine Dönüş’ başlıklı nitelikli yazıda, kaynak belirtilmeden tırnak içinde uzun bir alıntıya yer verilmiş. Ayrıca şöyle bir cümle var: “Kime (doğrusu kimine) göre yazdıkları düpedüz politik söylemlerdi.” “Söylemlerdi” kelimesi cümlede fazla, “politik”ti şeklinde yazılmalıydı. Ekte çeviri konusunda Seray Şahinler Demir tarafından güzel bir dosya hazırlanmış. Cümle Yayınları yayın yönetmeni olarak bu konuda ciddi sıkıntılar yaşamakta olduğumdan dikkatle ve notlar alarak okuduğum dosyada Demir’in bir de yazısı var: Her Çeviriyi Okumak İstemiyoruz. Yazının ilk iki cümlesi şöyle: “Çevirinin tarihine baktığımız zaman asırlar öncesinden izlere rastlıyoruz. M.Ö. gerek Antik Çağ’da gerek Mezopotamya’da ya da Mısır’da çok dilliliğin, çeviri faaliyetinin ilk adımları olduğu kabul ediliyor.” Antik Çağ, Mezopotamya ve Mısır gibi bir coğrafî bölge mi? Ayrıca, Mezopotamya ve Mısır Antik Çağ’dan bağımsız mı?

YORUMLAR (15)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
15 Yorum