Soylu: Ankara ve İstanbul'a kayyum atanması mümkün değil

Soylu: Ankara ve İstanbul'a kayyum atanması mümkün değil

Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine atanan kayyumlar hakkında konuşan Soylu "Teröre bulaşan belediye başkanlarına yapılan işlemlerin hepsi anayasaya uygun. Bir kişinin seçilmiş olması istediğini yapabilme özgürlüğünü getirmez" diye konuştu. 'İstanbul'a kayyum atanacak mı' sorusuna da cevap veren Soylu "Ankara ve İstanbul'a kayyum atanması mümkün değil. İstanbul ve Ankara için kayyum söz konusu değil, terör iltisakı olması gerekir, ne İstanbul ve ne Ankara ile ilgili böyle bir değerlendirmemiz söz konusu değil" ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Eğer ABD Fırat'ın doğusundaki devriye atmayı bizim silahlı kuvvetlerimizle kabul ediyorsa Türkiye'nin girişimi ile söz konusudur" dedi. Diyarbakır, Van ve Mardin belediyelerine atanan kayyumlar hakkında konuşan Soylu "Teröre bulaşan belediye başkanlarına yapılan işlemlerin hepsi anayasaya uygun. Önceki davalarda 237 yıl 237 ay hapis cezası verildi. Bir kişinin seçilmiş olması istediğini yapabilme özgürlüğünü getirmez" diye konuştu.

CNN Türk'te Hakan Çelik'in sorularını cevaplayan Bakan Soylu "Türkiye burada önleyici, düzenleyici bir rolü ve pozisyonu yönetiyor. Bölgede Türkiye, tarihsel sorumluluğunu yerine getiriyor. Burada işimizin kolay olmadığını söylemeliyiz. Bu coğrafyanın tam kalbindeyiz ama aynı zamanda bu coğrafyanın geçiş noktasıyız. Bugün eğer Amerika, Fırat'ın doğusunda bizim silahlı kuvvetlerimizle devriye yapmayı kabul ediyorsa bu Türkiye'nin girişimiyle oluşmuştur. Orada güvenli bir bölge oluşuyorsa bu Türkiye'nin ortaya koyduğu çabalarla ortaya çıkmıştır" dedi.

Soylu'nun açıklamalarından satır başları:

"İşimizin kolay olmadığını  söylemeliyiz. Coğrafya avantajdır bizim için ama aynı zamanda göç ve terör konusunda da dezavantajdır. Bu coğrafyanın tam kalbindeyiz ama aynı zamanda düzensiz göç için bir geçiş noktasıyız. Uyuşturucu için bir hedef noktasıyız, geçiş noktasıyız. Bir taraftan İdlib'de gözlem noktaları oluşuyorsa bu Türkiye'nin attığı adımlarla oluşmuş bir süreçtir. Bir taraftan Fırat Kalkanı, bir tarafta Zeytindalı harekatıyla ilgili orada güvenli bir bölge oluşuyorsa bu da Türkiye'nin ortaya koyduğu öncülükle alakalıdır.

"INTERPOL BUNLARI HALA TERÖR SUÇLUSU SAYMIYOR"

Şimdi asayiş veya narkotik olayları için kısmen yüzde 85'tir bizim iade talebimizin kabul edilmesi. Ama terörde yüzde 3'tür. Biz hala FETÖ'cüleri Interpol kanalıyla arayabilme kabiliyetine sahip olamadık. Ülkelerle ikili iade ilişkilerimiz anlaşmamız varsa bu ikili anlaşmalarımız sayesinde yapıyoruz. Interpol bunları hala terör suçlusu olarak görmüyor.

Sınırlarımızın ötesi, bir vesileyle Avrupa'ya da geçiştir. Hem kendimizi hem sınırlarımızı hem de kendi iç huzurumuzu muhafaza edebilmek için çok ciddi bir uğraş içindeyiz. Sadece bu yıl 550 civarında DEAŞ'lı tutuklu. Bin 500 civarında DEAŞ'lı gözaltına alındı. Bizim sınırlarımızda analizcilerimiz var. Yaklaşık bu yıl için söylüyorum, yurt dışından Türkiye'ye normal yollarla da gelen 30 bine yakın kişinin analizleri gerçekleştirilmiştir. Bunların 10 bini ülkeye alınmayıp geri gönderilmiştir. Geri gönderilenlerin birçoğunda özellikle Avrupa'da geri gönderildikten sonra 'evet haklısınız' diye geri bildirimde bulunmuştur.

Mesela İngiltere özellikle PKK konusunda sağlam durmaktadır. Almanya yine PKK ile mücadele konusunda son 2-3 yıldır bir atak ortaya koymuş ama FETÖ konusunda aynı şeyi söyleyemem. FETÖ konusunda başka bir noktadan bakıyorlar ama oradaki olumlu tutum daha fazla yükselmelerini engelliyorlar. Tamamen bitirmeye yönelik değil.

NEDEN KAYYUM ATANDI?

Türkiye hatalı bir kavram kullanıyor. Doğru kavram geçici olarak görevlendirilen belediye başkanı. Kayyum ve kayyım, tamamen görevden alırsınız, onun hukuki hakkını ortadan kaldırırsınız, artık o yoktur. Biz bir belediye başkanının hukuki hakkını ortadan kaldırmıyoruz. Biz anayasanın ve kanunların bize vermiş olduğu yetkiyle onu açığa alıyoruz. Tedbiren oraya yine kanunun verdiği yetkiyle geçici bir belediye başkanvekili görevlendiriyoruz. Yani bir belediye başkanı da değil, belediye başkanvekili görevlendiriyoruz.

Böyle bir şeyin söz konusu olabilmesi mümkün değil. Bu terörle alakalı bir şeydir. Siz terör örgütünü destekliyorsanız, teröre yardım ve yataklık yapıyorsanız, terörle irtibatınız, iltisakınız söz konusu ise elbette ki devlet burada boş durmaz, gereğini ortaya koyar ama ne İstanbul'un ne Ankara'nın ne diğer noktaların bu konuda bir değerlendirmemiz söz konusu değildir. Bunu şunun için çarpıtıyorlar, başından beri bu yaygarayı kopartıyorlar. Sebebi de Diyarbakır, Van ve Mardin'i kurtarabilmek.

Çok net söylüyorum, eğer siz kendi işinizin dışında bir taraftan orada terörden alınmış belediyelere destek olabilmek ve diğer taraftan kendi işinizin dışında dönüp bir takım meselelere girerseniz elbette ki biz bu konuda üzerimizdeki sorumlulukları yerine getiririz demektir. Bu kadar açık ve net. 

Teröre yardım ve yataklık yapan, terörle iltisakı olan, bu konuda İçişleri Bakanı eğer yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda, hatta tutuklama işlemleri olmuşsa bu hakkını kullanabilir. Biz geçen sefer bu hakkımızı kullandık. Diyorlar ki 'bu hakkınızı kullanmasaydınız. Çünkü bunlar seçilmişlerdir' Yani seçilmiş suç işleme özgürlüğü mü getiriyor? 94 belediyenin 41 belediyesinin aldığı ceza 237 yıl 237 ay. Biz bir hukuk devletindeyiz.

O zaman İçişleri Bakanlığı olarak bir şey yapmayalım, duralım biz. Almasaydık. Onlar da seçilmişlerdi. Burada bizim şehitlerimiz oldu. Cevizli Jandarma Karakoluna bombalı araç, bu kamyon belediyeye ait. O zaman anayasanın bize sağladığı imkanı yerine getirmemiş olacağız, bize verdiği görevi yerine getirmemiş olacağız. Hatta görevimizi kötüye kullanacağız. Diyorlar ki 'seçilmiş Diyarbakır belediye başkanı' Terörist cenazesine gideceksin, terörist marşında saygı duruşunda bulunacaksın, teröristin ismini caddene vereceksin, bizim terörle ilişkili diye belediyeden ayırdıklarımızı, orada çalışmasını sakıncalı bulduklarımızı gelir gelmez belediyene alacaksın, teröristlere ilaç sağlayacaksın, bedava tedavi edeceksin, gizli gizli tedavi edeceksin... Cumhuriyet Halk Partili kardeşlerime söylemek istiyorum, siz bunu hazmediyorsanız ben hazmedemem. Kusura bakmayın yani. Ay yıldızlı bayrağı gelir gelmez hemen çıkaracaksınız. 'Ben ayrı bir yapı oluşturmaya çalışıyorum ve ben bunu oluşturacağım' diyor. Biz buna devlet olarak müsaade edemeyiz.

 

GÜL VE DAVUTOĞLU'NA TEPKİ

Anayasamız, kanunlarımız var,  bunlara uymak zorundayız. Bizim görevimiz de bunlara uymayı temin etmektir. Yani bunlara uymayan varsa vatandaşın bu konudaki hakkını korumak ve muhafaza etmektir. Çocuklarımızı alıp dağa götürecekler. 14 yaşındaki çocuğa Murat Karayılan tecavüz edecek. Bunu herkes biliyor. Genç kızları nasıl seçtiğini. Biz bu çocuklarımızın oralara peşkeş çekilmesine neden müsaade edecekmişiz? Kanun 'müsaade etme' diyor. O zaman biz kendi görevimizi yapmamış olacağız. 

Bunu Güneydoğu'daki herkes biliyor ki, CHP'de siyaset yapan herkes biliyor ki, bunu Türkiye'de siyaset yapan herkes biliyor ki eş başkanı görevlendiren Kandil'dir. Kandil şu parmağını oynatmadan bir tane adamı bir yerden bir yere getiremezler. Parayı oraya akıtacak, çocuklarımızı alacak dağa götürecek. 2015 yılında 15 yaşın altında 521 çocuğu terörist olarak götürdü bunlar. Yapmayalım biz bu işi. Çocukların eline silah verecekler, dağa getirecekler. Arkadaşlar da TBMM'de beyler, paşalar gibi oturacaklar. Var mı böyle bir şey. Gül, Davutoğlu hangi demokrasi? Hangi ülkede demokrasi kendisini öldürür? 
 
Bir siyasi parti niye bir suçluyu aday gösterir? Suça meyilli olan bir kişiyi niye aday gösterir? Geçmişte bu işlere bulaşmış olanları niye aday gösterir? Bu konuda hapis yatmış insanları niye aday gösterir? Dertleri şu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kanırtmak istiyorlar. Bu milletin beraberliğini ve birliğini kanırtmak istiyorlar. Bizim de burada sığınacağımız bir tek yer var, demokrasi. AK Parti, demokratik, hukuk devletinin kurallarına göre aday koyuyor mu, koyuyor. Eğer bir eksiklik yapmışsa gerekli bir hukuki müeyyide ile karşı karşıya kaldığı zaman sesini çıkarmıyor. Cumhuriyet Halk Partisi de öyle, Milliyetçi Hareket Partisi de öyle. Biz geçen dönem sadece PKK'dan almadık ki. FETÖ'den de aldık. 7 belediyeyi de FETÖ'den aldık. MHP'li de vardı, AK Parti'li de vardı bu belediyeler içerisinde.
 
İSTANBUL'A KAYYUM ATANIR MI?

İstanbul kararını verdi. Demokratik ve hukuki bir karardır. İstanbul seçmeninin oy vermesinin bir sebebi var. Yerel hizmetleri gör, standardımı yükselt, sorunumu çöz, ihtiyaçlarımı karşılayacak yatırımları yap. Belediye ülke yönetmek için, iri iri laflar etmek için seçilmez.

İstanbul ve Ankara için kayyum söz konusu değil. Terör iltisakı olması gerekir. Ne İstanbul ve ne Ankara için böyle bir değerlendirmemiz söz konusu. İstanbul ve Ankara için böyle bir şeyin söz konusu olması mümkün değil. Pejmürde kelimesini üzerimizdeki sorumlulukları yerine getiririz demek için kullandım. Türkiye'deki bütün belediye başkanları benim görev alanım çerçevesindedir.

İstanbul seçmenin meşruiyetini meşruiyetsizliğe ciro etmek, ben de İstanbul seçmeniyim, 16 milyonun selamını getirdim, ben selam göndermedim, Diyarbakır'da terörist adını caddeye verene selam göndermedim. Bunlar belediye başkanının yapması gerekenler değildir. 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN