Türkiye'nin pandemi planında dikkat çeken detay: Termal kamera etkin yöntem değil

Türkiye'nin pandemi planında dikkat çeken detay: Termal kamera etkin yöntem değil

Türkiye'de koronavirüsün resmi olarak açıklandığı 11 Mart'tan bu yana peş peşe sıkı tedbirler alınmaya başlarken, Sağlık Bakanlığı'nın öncülüğünde 2019'da hazırlanan 'Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı'nda' dikkat çeken detaylar yer aldı: Termal kameralar ile tarama yapmanın, damlacık yoluyla yayılan bir enfeksiyon için çok fazla etkili olmayan bir yöntem olduğu biliniyor.

Sağlık Bakanlığı'nın öncülüğünde birçok kurum ve kuruluş temsilcinin katılımı ile 2019'da hazırlanan 'Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı'nda', pandemi ilan edilen hastalığın bir daha baş göstermesi ihtimali üzerine yapılacak hazırlıklar anlatıldı.

Söz konusu raporda dikkat çeken detaylar yer aldı, örneğin raporda "Termal kameralar ile tarama yapmanın, damlacık yoluyla yayılan bir enfeksiyon için çok fazla etkili olmayan bir yöntem olduğunun bilindiği" vurgulandı.

ÜLKELER ÖNCE TERMAL KAMERAYA BAŞVURDU

Independent Türkçe'nin haberine göre, tüm dünyayı etkisi altına alan ve Kovid-19 salgınının da damlacık yoluyla bulaştığı biliniyor.

Ülkelerin Kovid-19 salgınının ilk dönemlerinde aldığı önlemlerden biri de havalimanlarında termal kamera ile tarama yapmak oldu. Termal kameralar vücut sıcaklığını ölçelerek ateşi olan kişileri tespit edebiliyor. Ama hastalığın kuluçka süresinde henüz semptom vermeyenleri tespit etmesi zor.

Raporda, termal kameralarla yapılan taramanın risk iletişimi açısından Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromu salgını sırasında Güney Asya ülkelerinde tecrübe edildiği belirtilerek, Influenza salgını sırasında Türkiye’deki giriş kapılarında ateş taraması yapılmasında kullanıldığı ifade ediliyor.

"ETKİNLİKLERİ SINIRLI OLSA DA..."

Ulusal Pandemi Hazırlık Plan'ında, çok riskli ve yurt dışından bulaşacak bir hastalığa karşı bir an önce önlem alınmasına yönelik termal tarama yönteminin kullanılmasının etkinliği sınırlı da olsa bazı yöntemlerin uygulamaya konabileceğini gösterdiği belirtiliyor.

Domuz gribi olarak da bilinen salgın 12 Nisan 2009'da tespit edilmiş, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) bu durumu pandemi olarak ilan etmesinin ardından Türkiye'deki ilk vaka 2 ay sonra 18 Haziran 2009’da görülmüştü.

2009-2010 arası Türkiye’de toplam 13 bin 691 domuz gribi vakası tespit edilmişti. Hastalananlardan 656’sı ise hayatını kaybetmişti.

Influenza pandemisi 40. haftadan itibaren pik yaptı, 40. haftadan itibaren hastalığın arttığı gözlenirken hastalık 47. haftada ise pik yaptı. Pandemik Influenza Ulusal Hazırlık Raporu'na göre bu hastalığa bağlı ölüm her yaş grubunda görülebiliyor ama en fazla tıpkı yeni tip koronavirüste (Kovid-19) olduğu gibi 65 yaş üstünü etkiliyor.

3 MİLYON DOZ AŞI KULLANILDI

Influenza DSÖ tarafından pandemi ilan edildikten 7 ay sonra aşılama çalışmalarına başlandığının belirtildiği raporda, ilk olarak sağlık personeli ve hacı adaylarının aşılandığı belirtiliyor.

Toplam uygulanan pandemik influenza aşısı ise 3 milyon doz. Geçen yıl hazırlanan raporda hızlı tanı kitlerine de yer verildi. Yeni pandemide, bir virüsün 16 alt tipi ortaya çıkacak, hızlı tanı testlerinin duyarlılıkları net olamayacak.

"ÖZGÜLLÜKLERİ NET OLAMAYACAK"

Bu testlerin çok fazla kullanıldığının görüldüğünün belirtildiği raporda "Özellikle özel sağlık kuruluşlarının bir kısmı tarafından kullanılan bu hızlı tanı testlerinin validitesi (duyarlılık ve özgüllükleri) yetersiz olup influenza virüsünün alt tiplerini belirlenmesinde faydalı olmamıştır. Yeni bir pandemi durumunda, yeni bir virüs 16 alt tipi ortaya çıkacağı için hızlı tanı testlerinin duyarlılık ve özgüllükleri net olamayacaktır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş kriterlere sahip hızlı tanı yöntemleri yayımlanan algoritmalara uygun olarak kullanılmalıdır" denildi.

Raporda, sosyal mesafeyi arttırmak için alınacak önlemler ise şöyle sıralanıyor:

O önlemlerden biri "Hastalık belirtileri olan kişilerin gönüllü olarak evde kalmalarının sağlanması." Bu önlem, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da işaret ettiği 'Gönüllü karantina' uygulamasını yansıtıyor.

Diğer önlemler de şöyle:

*Çocukların bir araya gelmesini azaltacak diğer önlemlerle birlikte (okul sonrası aktiviteleri kısıtlama) eğitim ve öğretime ara verilmesi.

*Erişkinlerin bir araya toplanmasını azaltmak için toplum tabanlı önlemlerin alınması.

*Halka açık alanlarda hastalık belirtileri olan kişilere cerrahi maske dağıtılması.

*Etkilenen bölgedeki toplumun tamamının günde en az bir kez ateş ölçmeleri konusunda teşvik edilmesi

*Ambulans destekli acil çağrı telefon hatlarının kullanılması

*Bulaşma riskini azaltmak için ayrı girişi olan influenza poliklinikleri kurulması.

Geçen yıl hazırlanan bu planın hazırlanmasına İçişleri, Milli Eğitim, Milli Savunma, Tarım ve Orman, Ticaret, Ulaştırma ve Altyapı bakanlıkları ile AFAD, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kızılay ve Yükseköğretim Kurulu da destek vermişti.

TÜRKİYE'DE SON DURUM NE?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de koronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 131'e, vaka sayısının ise 9 bin 217'ye yükseldiğini duyurmuştu.

Bakan Koca, dün Türkiye'deki koronavirüs vaka ve ölüm sayısına ilişkin son bilgileri paylaşmıştı. Son 24 saatte 9 bin 982 test yapıldığını ve bin 815 yeni tanı konduğunu belirten Koca, toplam 23 kişinin hayatını kaybettiğini ifade etmişti.

En çok merak edilen konulardan birisi de Türkiye'de yapılan koronavirüs test sayısı olmuştu.

Türkiye'de koronavirüs hastalarına bugüne kadar yapılan test sayısının toplam 65 bin 446 olduğu açıklanmıştı.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN