Vakıflar Genel Müdürlüğü, akşam saatlerinde vakıflara gönderdiği bir yazıyla tüm sanal toplantıların da genel toplantı yasağının bir parçası olduğunu tebliğ etti. Gelen tepkiler ve tablodaki bulanıklık sonucunda ikinci bir yazıyla sanal toplantı yasağının sadece seçimli genel kurulları kapsadığı belirtildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yazısı üzerine pek çok kişi karara tepki gösterirken Sosyal Demokrasi Vakfı, bu akşam düzenleyeceği toplantıyı iptal ettiğini duyururken, Universus Sosyal Araştırmalar Merkezi ise yaptığı Twitter paylaşımıyla kararı tanımayacağını söyledi ve etkinlik duyurularına devam etti.
Akşam saatlerinde vakıflara gönderilen bir yazı yanlış anlamalar neden oldu. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün gönderdiği yazıda açık bir şekilde sanal toplantıların yasaklandığı belirtiliyordu. Bir süre sonra Müdürlük, bir önceki yazıya atıfta bulunmadan yasağın seçimli genel kurulları kapsadığını belirtti.
“SANAL TOPLANTI DEVLETİN TEDBİRLERİNİ HİÇE SAYMAKTIR”
Müdürlük tarafından Burhan Ersoy imzasıyla gönderilen ilk kararda, tüm uyarılara rağmen sanal normal toplantıların devam etmesi üzerine tüm toplantıları yasaklama kararı alındığı belirtilirken, sanal ortam da dahil olmak üzere yapılan bu toplantıların, “Devlet tedbirlerini hiçe saymak” olduğu iddia edildi.
TEPKİLER GECİKMEDİ
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yazısı üzerine pek çok kişi kara tepki gösterirken Sosyal Demokrasi Vakfı, bu akşam düzenleyeceği toplantıyı iptal ettiğini duyurdu.
Universus Sosyal Araştırmalar Merkezi ise yaptığı Twitter paylaşımıyla kararı tanımayacağını söyledi ve etkinlik duyurularına devam etti.
BASİT BİR KARAR İÇİN İKİ GENELGE
Belirsizlik ve tartışmalar devam ederken Vakıflar Genel Müdürlüğü ikinci yazıyı gönderdi. Yazıda, bir önceki karar değil 17 Mart’taki ilk karara atıf yapılırken vakıfların herhangi bir faaliyetinin ve yönetim kurullarının yetkilerine dokunmaksızın seçimli genel kurul toplantılarının iptal edildiği duyuruldu. Kararın alınma sebebinin bu süreçte vakıf defterlerinde yaşanabilecek usülsüzlükleri engellemek olduğu düşünülüyor. Fakat bir devlet kurumunun anlaşılması oldukça basit bir kararı iki farklı genelgeyle ifade edebilmesi soru işaretlerine yol açtı.
