Yapay zeka ile akıllı şehirler

Dokuzyüz çalışanı olan bir şirketin yetkilileri belediyeden kiraladıkları işyerlerinin kira ve masrafların artması sebebiyle belediye başkanına gittiler. Bu şartlarda artık bu şehirde kalamayacaklarını, yüksek gelirli 900 çalışanını da alıp artık başka bir şehre taşınacaklarını ve işlerine orada devam edeceklerini söylediler. Belediye başkanı danışmanlarına dönüp “bunlar için birşey yapabilir miyiz?” diye sordu. Başkanın danışmanları akraba ve tanıdık değil, yapay zeka ve büyük veri kullanarak akıllı şehirler tasarlayan veri bilimcileri idi. Şehrin adı da Los Angeles en batısında bulunan, sahilleriyle ünlü Santa Monica idi.

Bu veri bilimcileri şirketin verilerini analiz ettiler ve birkaç gün sonra şirket yetkilileri ile buluştular ve bazı tavsiyelerde bulundular. Şirketin internet ve IP telefonları için kullandığı servisi iptal ettirip belediyenin sağladığı çoğu bedava, fiber optik genişbant internete geçerlerse yıllık 100 bin doların üzerinde kâr edeceklerini söylediler. Çünkü belediye akıllı şehir projesiyle bütün sokakları fiber optik kablolarla donatmış ve trafik lambalarının üzerine de kablosuz internet routerları yerleştirmişti. Bu şehirde yaşayan herkes belediyenin sağladığı bedava internet sayesinde her köşeden telefonlarının veri limitini kullanmadan rahatça internete bağlanabiliyorlar. Fiber optik kablolar ışık hızında veri ilettiği için bağlanma hızları da çok yüksek.

Veri bilimcilerinin diğer bir tavsiyesi ise işyerinde fiziksel serverlar tutmamaları yönündeydi. Çünkü şirketin çok büyük bir server odası vardı. Bu odada süper serverlar, yedekleme üniteleri, güç kaynakları, routerlar ve ısınan bilgisayarları soğutmak için klima sistemi vardı. Ayrıca bu server odasından sorumlu 2 sistem mühendisi çalışıyordu. Onların görevi ise bu serverları çalışır vaziyette tutmak, şirket bilgileri arttıkça yeni serverlar almak ve onları sisteme eklemek, bozulanları da sistemden çıkarmaktı. Veri bilimcileri bu şirkete bu odadan kurtulmalarını tavsiye ettiler. Bunun yerine bulut bilgisayar (cloud computing) sistemi kullanmalarının daha ekonomik olacağını söylediler.

***

Bulut bilişim ya da “Cloud Computing” ve büyük veri (big data) bir sonraki teknoloji devrimi olarak görülüyor. Normal şartlar altında Windows bir Server kurmak ve şirketin ihtiyaçlarına göre konfigürasyonunu yapmak bir hafta sürüyor. Bozulduğunda veya harddiski dolduğunda daha büyük bir harddisk almak ve var olan bilgileri ona aktarmak veya ek harddisk olarak eklemek gerekiyor. Moore kanununa göre her 18 ayda bir bilgisayar teknolojisi yenileniyor ve yeni makinalar almak gerekiyor. Yeni server aldığınızda eskisi kenara itiliyor ve yeni makinayı eklemek günler veya haftalar sürebildiği gibi arada veri ve iş kaybı da söz konusu oluyor. Mesela bankalara gidip sistem bozulduğunda çalışanlar ve müşteriler saatlerce boş bekliyor. Ancak bulut bilgisayara geçildiğinde bunların hiçbiri yaşanmıyor. Hızlı, genişbant internet sayesinde serverlara ulaşmak çok kolay. Güncelleme derdi yok. Bozulma yok. Bir üs modele geçmek bir tık ötede. Ayrıca ihtiyacınız olmayan günler servisi kapatabiliyorsunuz. Fiziksel olarak her 18 ayda bir yeni server alma yok. Harddiskin dolma ve bozulma ihtimali yok. İhtiyaç halinde bir tıklama ile serverların kapasitesini iki katına veya 4 katına çıkarabiliyorsunuz. İhtiyacınız yoksa geriye düşürmek yine bir tık ve serverlar ve servisler önceden ayarlanmış. Size düşen sadece bir tık. Yazılımlara ayrıca ücret ödemiyorsunuz. Server odası, bakımı, yedekleme ünitesi ve eleman çalıştırmaya gerek yok. Ayrıca milyar dolarlık şirketlerin kullandığı servislere bir tıkla ulaşıp aynı servisleri kullanabiliyorsunuz. Üstelik bütün bunlar bulut bilişim kullandığınız çok çok ucuza maloluyor. Servisleri kullandığınız kadar ödüyorsunuz. Hafta Sonu ve tatillerde kapatabiliyorsunuz.

Bu tavsiyeleri dinleyen şirket yılda yüzbinlerce dolar tasarruf edebileceğini öğrendi ve bu şehirde kalmaya karar verdi. Böylelikle yüksek geliri olan 900 kişi belediye sınırları içinde kaldılar ve harcamalarını bu şehirde yapıyorlar, bu şehirdeki marketlerden alışveriş yapıyorlar ve bu şehirdeki restaurantlarda yemek yiyorlar. Şirket milyonlarca dolar gelirinden bir kısmını bu belediyeye vergi olarak ödüyor. Akıllı şehir projesi ile herkes kazanıyor.

Belediyenin akıllı hizmetleri bundan ibaret değil tabiki. Toplu taşıma araçlarına yerleştirilen kamera ve sensörler sayesinde metro ve otobüsler aralarında iletişim kurup, durak ve aktarmalar algoritmalarla hesaplanıyor ve kırmızı ışıklar yolcuları yetiştirmek için otobüslerin olduğu yerde kavşağı geçene kadar bekliyorlar.

Santa Monica Belediye sınırları içerisinde araba park etmek isterseniz cep telefonunuzdaki belediye uygulamasından hangi parkomatın boş olduğunu görebilir ve park yeri aramak yerine doğrudan boş olan yere gidip park edebilirsiniz. Uygulamada parkomatın saat başına kaç dolar istediğini de görüyorsunuz. Böylelikle daha şehre gitmeden bütçenize göre park edecek yer belirleyebilirsiniz.

Doğal afet ve olağanüstü durumlarda, fiber optik kablolar ve teknolojik aletler iletişim önceliğini ambulans, itfaiye polis araçlarına veriyor. Polis araçlarının arkası ise mini bir teknoloji üssü gibi. Deprem gibi doğal afetlerde telefonunuz çekmez, internetiniz bağlanmazsa hemen bir polis aracının arkasına gidip bütün bantlardan kablosuz internete bağlanıp iletişim kurabilirsiniz. Ayrıca her polis arabasında 6 tane kamera her saniye çekim yapmakta ve veri bilimi merkezi anlık analizlerle şehirde olan bitenleri saniye saniye değerlendirmektedir.

***

Araştırmalar gösteriyor ki; eğer bir şehirde ağaçlar az ise çocuklarda sıcaklığa bağlı hastalıklar daha fazla oluyor. Mesela gelir seviyesi yüksek olan Beverly Hills şehrinde çok ve yüksek ağaçlar mevcut. Bu bölgede yaşayan çocuklarda sağlık problemleri daha az iken, ağaç yoğunluğu az olan şehirlerde sıcaklığa bağlı hastalıklarda artış gözleniyor. Akıllı şehir projesi kapsamında çalışan veri bilimcileri hastanelere anlık bağlantılar ile veri toplayıp gelen çocuk hastalarda sıcaklığın sebep olduğu hastalık varsa, o hastanın yaşadığı bölgede ağaçlandırmaya önem veriliyor. Ayrıca uydulardan parklar, bahçeler ve ağaçlar ile alakalı veriler toplanıp oksijen ve hava durumunun insan hayatına en uygun şekilde ayarlanması üzerinde veri analizleri yapılıyor. Belediye yapılan harcamaların ve toplanan verilerin tamamını internet ortamında paylaşıyor ve başka veri bilimcilerine de bu verileri analiz edip belediyeye tavsiyede bulunmalarını istiyor. Bu sayede daha da akıllı bir şehir haline gelmeyi planlıyor.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum