Erdoğan'ın uzlaşı çağrısı niye heyecanlandırmadı?
Sizi bilmem ama ben sosyal ortamlarda Anayasa'yı yeniden yazma ihtiyacının konuşulduğuna rastlamıyorum.
Bakın, meselâ...
İmamoğlu'nun ne zaman ve nasıl çıkacağı soruluyor.
CHP'ye kayyum atanıp atanmayacağı, Kılıçdaroğlu'nun ne yapmaya çalıştığı merak ediliyor.
Özgür Özel'in liderlik performansı bile ekonominin düzelip düzelemeyeceği ve hatta Terörsüz Türkiye sürecine ne olduğu kadar ilgi çekiyor.
Ancak yeni anayasa tartışması, halkın gündeminde yok.
İktidar, Anayasa'yı değiştirmeyi acil ihtiyaç görse de halk, bu ihtiyacın ve kendisi için aciliyetinin farkında değil.
Yeni bir anayasa yapmak, bunca sorun arasında neden bu kadar öncelikli? Mevcut Anayasa neye engel, yenisi hangi sorunları çözecek, halka ne faydası olacak?
Bunlar henüz anlatılmayı, mesele daha halka mâl edilmeyi bekliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir daha adaylığının önünü açmak için olmadığını söyledi. İlk 4 madde için de değil.
Başdanışman Uçum'un pazar günü X'te yazdığına göre cumhurbaşkanlığında iki turlu seçim ile yüzde 50+1 şartını kaldırmak için de değil.
Onlar değilse ne için olacak yeni Anayasa?
Sadece halkın değil uzlaşıya çağrılan muhalefetin de cevabını duymadan ikna olmayacağı sorular böyle.
CHP lideri Özgür Özel, teklifi duyalım, diyor.
Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı olmasa da... İktidarın CHPyle uzlaşı araması, tarihi bir fırsat sunabilir.
Tabii uzlaşı çağrısının karşılık bulması, AK Parti'nin kartlarını açmasına ve inandırıcılığına bağlı.
Bahçeli'nin Terörsüz Türkiye için Meclis'te kurmak istediği uzlaşı masasını, Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni bir anayasa için istiyor.
İkisi de uzlaşı gerektirir mi, gerektirir.
İkisi de önce siyaseti sonra Türkiye'yi rahatlatır mı, rahatlatır.
İktidarın iki kanadından iki ayrı çağrı var.
İkisi de Meclis'teki tüm partileri, en geniş mutabakatı sağlamaya çağırıyor.
Terörsüz ve Demokratik Türkiye Komisyonu, sonbahara kalmış gibi.
Yeni Anayasa içinse AK Parti, kendi heyetini oluşturarak düğmeye bastı.
İktidarla muhalefetin masaya oturması, heyecan uyandırmaz mı şu şartlarda? Uyandırır.
Ama Erdoğan'ın CHP'ye uzlaşma çağrısı, ne CHP'yi heyecanlandırdı ne kamuoyunu.
Aksine CHP'liler yine suya götürülüp susuz getirilmekten korkuyor.
Halbuki ne var, CHP'nin müzakerecileri de ayakta uyutulacak değil ya...
Madem Erdoğan, ısrarla uzlaşıya davet ediyor...
Doğrusu, Özgür Özel'le İmamoğlu'nun tepkisidir.
Özel, demokrasi ve hukuka dönüş getirecekse iktidarın anayasa teklifini duymaktan yana.
'Yeni anayasayla yeniden adaylığının önü mü açılacak' tartışmasında İmamoğlu da Erdoğan'la seçimde yarışmayı tercih ettiğini açıkladı.
Gerçekten uzlaşı arıyor, CHP'yi masaya çekmek istiyorsa AK Parti'nin yapacağı belli; muhalefetin şüphe ve güvensizliği aşmasına yardım etmek.
DİSK'İN BALTAYI TAŞA VURMASI
İzmi Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, belediye işçisine belediye başkanından bile fazla maaş istediklerini anlatıyor.
Aklı erenler, hiçbir belediye bu ücret taleplerinin altından kalkamaz görüşünde.
DİSK'in yine de greve gitmesi, İzmir'de çöpleri toplamamasına CHP'liler tepkili. İktidar cenahındansa oh çekenler, memnuniyetle izleyenler var. Yok değil.
Ama aynı iktidar cenahından 'bu kadarı da olmaz, maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek' sesleri de duyuluyor.
Her taraftan insaf sahiplerinin yuh artık, demesi neyi gösteriyor: Hak aradıklarını mı, işçinin hakkını arama bahanesiyle siyasi hesap görmeye kalkıp baltayı taşa vurduklarını mı?
DİSK, şapkayı önüne koyup düşünsün.














