Millet kime yeter diyecek?

Seçim için nihayet bir tarih telaffuz edildi: Demokrat Parti'nin "yeter, söz milletindir" sloganıyla iktidara geldiği 14 Mayıs!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarifinden yola çıkarsak milletin, 'yeter' diyecekleri kim mi peki?

Milletin üstüne kâbus gibi çökenler...

Kapı kapı dolaşıp avuç açanlar, dış güçlerden yardım dilenenler...

Benzinlikteki affedersiniz restoranlarda bir şeyler yemeye gayret edenler... Ve bir devlet töreninde bu gerçeğin dile getirilmesine tahammül edemeyenler... Hatta ucuz bir siyasi polemikmiş gibi komutanların alkışlamasına kızanlar... Dahası 'komutanlar, Fırtına obüslerini değil de ana muhalefet liderinin kötülenmesini alkışladı' bahanesiyle Başkomutan Erdoğan'ın komutanlarıyla yasadığı sevinç ve coşkuya ortak olamayanlar...

Zaten terörün bitirilmesine de hiç sevinemeyenler...

Savunma sanayinin başarılarından hep rahatsız olanlar....

Türkiye kendi tankını, topunu, savaş uçağını üretsin istemeyen mandacılar, sömürge zihniyetliler, darbe şakşakçıları...

Taş üstüne taş koymayan, koydurmayan yatırım düşmanları...

Ülkenin, milletin iyiliğini dilemeyen hainler...

Her hizmete karşı çıkan hayırsızlar...

TOGG'u, Türkiye Yüzyılı'nı durdurmaya yemin edenler... Hani şu daha önce ezanları susturmak, bayrakları indirmek için çalışanlar...

Eski namlarıyla söylersek Sisi'ye, Esad'a diz çöktüremeyenler; Emirlikler'le Suud ve İsrail'e teslim aldıramayanlar; 'başaramayacaksınız' diye yüzüne haykırılanlar kimlerse onlar işte.

Anladınız siz onları; kepazelikleri dur durak bilmeyen cümle muhalefet, ismen de Altılı Masa, tek parti zihniyetindeki habisler yani...

Tarifler, Erdoğan'ın AK Parti grup toplantılarıyla Cumhurbaşkanı olarak konuştuğu resmî açılış törenlerinden.

En son dünkü grup toplantısıyla Muğla'daki toplu açılış konuşmasında, muhalefetin bozuk şeceresini bir kez daha çıkardı.

Seçim propagandası için verip veriştirdiği bu konuşmaların tam metnine, AK Parti ile Muğla Valiliğinin sitelerinden ulaşılabilir.

AK Parti bayraklarının sallandığı, afiş ve pankartlarının asıldığı mitinglerden coşkulu klipler paylaşan ilk valilik, bu değil. Millet, tek parti zihniyetindeki Altılı Masa'ya 'yeter' demezse Muğla Valiliği, sonuncu da olmayacak.

Hâlâ kahrolmasın mı, valilere CHP il başkanlığı yaptıran tek parti karanlığı! Üstelik AK Parti de çok kahrediyor buna.

İKTİDARA LAYIK MUHALEFETİ ARA Kİ BULASIN!

Erdoğan'la AK Parti'den başka vatansever iktidar ve lider hiç mi gelmedi, derseniz...

Erdoğan, bazılarını şöyle andı:

"Çünkü bunların (muhalefettekilerin) tüm hayatları, vesayetçilerin ve darbecilerin yönetimini kendilerine altın tepside sunduğu ülke hayaliyle geçmiştir. Rahmetli Menderes’i idam sehpasına gönderip ülkenin başına böyle çullandılar. Rahmetli Demirel’i muhtıralarla yıpratıp ülkenin başına böyle çöreklendiler. Rahmetli Özal’ı binbir yalan ve iftirayla devreden çıkartıp ülkenin başına böyle musallat oldular. İktidara geldiğimiz ilk günden itibaren bize de aynısını yapmak için çok uğraştılar."

Demek ki Erdoğan'la AK Parti'den önce de taş üstüne taş koyanlar, hizmeti geçenler olmuş. Milletin geçmişte seçtiklerinin hepsi millete hain, ülkeye düşman değilmiş.

Bir tek ABD'ye kafa tutan Kıbrıs fatihi rahmetli Ecevit'le Erbakan'ın isimleri geçmiyor Muğla konuşmasında. Onun da dalgınlıktan kaynaklandığına şüphe yok. Erdoğan'ın, atladığı isimlerin hepsini hayırla anmışlığına rastlarsınız.

Öyleyse iktidar görmüş sivil siyasetçilerden kim kalıyor geriye de millet, seçimde 'yeter' diyecek!

1950 öncesinde kalan, 70 küsur yıl önceki tek adam yönetimleri mi! Arada gelip geçenlerin hepsini atlayıp bu seçimde millet, onlarla mı hesaplaşacak!

Aradığı güzeli bulamayan divan şairi ne diyordu:

"Yok bu şehr içre senin vasfettiğin dilber, Nedim/ Bir perî suret görünmüş, bir hayâl olmuş sana."

Erdoğan'ın tarifindekine uyan, ülkenin ve milletin kötülüğü için yatıp kalkan muhalefet de Nedim'in dilberi gibi, boşa aramayın.

Kötüyle savaşan iyi, karanın karşısındaki ak, şeytanla boğuşan melek gibi görünmesi, iktidarın işini çok kolaylaştırırdı.

Yok fakat ortada, iktidarı melekmiş gibi gösterecek şeytanî bir muhalefet ve mücadele. Arzuladığı muhalefet, bir hayal olmuş iktidara.

Bu durumda, 73 yıl sonra yine bir 14 Mayıs günü millet, bu kez iktidar yerine muhalefete mi 'yeter' demeyi deneyecek?

Demek siyasî ömründe hiç iktidar yüzü görmediği için bir hastane binası bile yaptıramamış Kılıçdaroğlu'na 'yeter' denilecek ha, onun için seçime gidiyoruz...

Tabii ya, şimdi cuk oturdu yerine.

YORUMLAR (157)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
157 Yorum