Polis devleti olmadığımızı polis de biliyor mu?

Seçilmişler, atanmışların oyuncağı olmasın diye milletvekili dokunulmazlıklarını savunmuştu AK Parti, kaldırılmasına karşı çıkmıştı.

Tabii bu, iktidar olup henüz muktedir olamadığı dönemdeydi.

Dizginleri ele geçirince pek çok şeyle birlikte bu tavrı da değişti.

Milli irade üstünde bürokratik vesayet kurulması, silahlı kolluğun siyasete karışması, memurların milletvekillerine patronluk taslaması filan AK Parti’nin hassasiyetlerine dokunmuyor artık.

Bir polis amiri; “ahlaksız, lan sus, milletvekiliymiş” hakaretleriyle DEVA milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nun üstüne yürüdü.

Emniyet Genel Müdürlüğü ise yazılı açıklamayla Yeneroğlu’nu ‘polis düşmanı’ ilan etti, hedef gösterme cüretinde bulundu.

Ve yeni AK Parti’yi hiç rahatsız etmedi bunlar.

Emniyet’in görevi, suçla mücadeleydi. Ama muhalefetle mücadeleye de başladı.

Yeneroğlu’na yönelik açıklama, ilk ayıpları değil üstelik.

Daha önce İYİ Parti lideri Akşener’le polemiğe girmeye çalışmışlardı. Geçmişte kaç ay, kaç gün İçişleri Bakanlığı yaptığını hatırlatarak güya iğnelemişlerdi.

Emniyet’teki siyaset kumkuması, üstüne vazife olmayan işlere karışmaması için o zaman uyarılsa buralara gelinmezdi.

Eski polis müdürü Sabri Uzun, ceza davasında CHP’li Kaftancıoğlu’na destek verdi diye aynı hışma hedef olmadı mı! Emniyet'in resmi Twitter hesabından “ahlaksız” hakaretine maruz kalmıştı.

Görülmemiş bir skandaldı.

Ama iktidar, sorumlusundan, siyasete meraklıysa üniformasını çıkarmasını istemedi.

Emniyet teşkilatı adına böyle konuşulunca, polis amiri ne yapacaktı, lafını bilip ağzını mı toplayacaktı!

Haliyle biri de tuttu, bir milletvekiline ‘ahlaksız’ deyiverdi. Başka ne beklenirdi.

Emniyet’in açıklaması, Yeneroğlu’ndan “teşkilatımıza düşmanlığıyla bilinen bir milletvekili” diye bahsedebiliyor, pervasızlığa bakın.

‘Oh olsun’ demekten, polisin milletvekiline davranışını haklılaştırmaktan farkı ne?

Millet adına polis teşkilatını denetleme yetkisine sahip bir vekil, milletin polisine düşmanmış gibi sunuluyor.

Kim yazdıysa açıklamayı, milli iradenin üstünde zannediyor kendini.

Meclis Başkanı Şentop’u irkiltmesi, dehşete düşürmesi için daha ne olmalı!

Ettiği “nahoş kelime”den dolayı, o memurun uyarıldığını duyuruyor açıklama. Böyle olsun istemezmiş, şaşırmış, hakaret kısmına gerçekten üzülmüşler gibi yasak savıp, zevahiri de kurtarmış oluyorlar.

Siyasetçiye laf sokuşturma, bildiri yayınlama, muhtıra verir gibi had bildirme, ayar çekme hak ve yetkisi varmış meğer Emniyet’in.

Çevirmede aracı durdurulan AK Parti milletvekili, trafik polisine galiz hakaret etmişti, videosunu izlemişsinizdir.

Polise çıkışan, tokat atan iktidar partili başka siyasetçi örnekleri de görüldü.

Emniyet’ten, polise sahip çıkan muhtıra gibi bir tepki hatırlıyor musunuz?

Türkiye bir polis devleti değil, bunu Emniyet’i yöneten polisler de biliyorsa sorun yok.

Emniyet’i; partizanlaştırıp muhalefete karşı kullanmak, parti polisidir zannedip siyasi sululuklara alet etmek, ağız dalaşlarına sokmak, olacak şey değil.

Polis devleti olmadığımızı bilen, bunu da haydi haydi biliyordur. Polis gelmeden dağılabiliriz öyleyse.

AK PARTİ SAHTE MAĞDURİYETLERE Mİ KALDI?

Sabah yazarı Barlas, ironiye vurur gibi yapmış. Altılı Masa iktidara gelirse neler olacağını senaryolaştırmış.

Ayasofya kiliseye çevrilecek, ABD elçisi Cumhurbaşkanlığı başdanışmanı yapılacak, başörtüsü yasaklanacak, FETÖ’yle terörist ve darbeciler iktidara taşınacak, Yunanistan’a yerli milli İHA’larla silahlar bağışlanacak türü yaveler yumurtluyor.

Sorsanız, ironi. Ama bugün şaka olan, muhalefete fırsat verilirse bir iki yıla gerçek olabilir diye not da düşmüş.

Troller durur mu! Hayali gelecekten parodi haberlerini ilerletmişler hemen. Biri şöyle:

“Bayraktar SİHA üretimi durduruldu. Dışişleri Bakanı Sezgin Tanrıkulu, Türkiye’nin savaş suçu işleyen bu ölümcül silahlara ihtiyacı olmadığını söyledi. SİHA üretim merkezini yurt dışına taşıması için, Selçuk Bayraktar’a iki hafta süre tanındı.”

CHP’li Sezgin Tanrıkulu da “Bu korku size yeter troller. Ama emin olun adil olacağız” diye gülücükler koyup paylaşmış.

İçişleri Bakanı Soylu, AK Parti Sözcüsü Çelik, kendi kendilerini dolduruşa getirerek veryansın köpürüyor.

Sanki yazarları, trolleri uydurmamış, Tanrıkulu gerçekten o lafları etmiş.

İktidarı medyası ciddiye bindiriyor; Soylu da şöyle verip veriştiriyor:

“Ben Dışişleri Bakanı olursam ‘SİHA’ların üretimine son vereceğim’ diyor. Ulan, bu millet seni Dışişleri Bakanı değil, Dışişlerinin lağımcısı yapmaz.”

AK Parti’nin seçim kazanma umudu, trol fasaryalarından çıkarılan sahte mağduriyetlerle kahramanlıklara mı kalacaktı? Kim inanırdı!

YORUMLAR (73)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
73 Yorum