Suudilere bir ‘şefkat tokadı’ da mı atamayız!

Kaşıkçı cinayetine yeterli tepkiyi verdi mi, vermedi Trump yönetimi...

Ama göstermelik de olsa bazı adımlar atıyormuş gibi yaptı.

Washington Büyükelçisi olan prensin kulağına, bir süre ortadan kaybolmasının iyi olacağını fısıldadılar. Arkasından, ‘sorularımıza tatminkar cevaplar bulmadan geri gelmemesini istedik’ diye atıp tuttular da.

Cinayete karışanların vizelerini iptal kararı aldılar.

Başka yaptırımlar üzerinde çalıştıklarını, bununla kalmayacağını, verilecek doğru tepkiyi aradıklarını filan gevelediler.

Çok sert mi çıktı Almanya, çıkmadı...

Ama Şansölye Merkel, lafı eğip bükmeden Suudilerin cinayeti aydınlatmaktan ve faillerinden hesap sormaktan henüz çok uzak olduklarını beyan etti. Ve bu şartlar altında Suudilere silah satışının düşünülemeyeceğini deklare etti.

Fransa çok şey mi yaptı, yapmadı. Hatta Cumhurbaşkanı Macron, AB ülkelerinden yükselen silah ambargosu çağrılarına ‘demagoji’ bile dedi...

Ama Macron dahi bir gazetecinin hunharca susturulmasını karşılıksız bırakmayacaklarını, cinayetin aydınlatılmasının takipçisi olacaklarını haykırdı. Ve ortaklarıyla birlikte en ileri yaptırımları uygulamakta tereddüt etmeyeceklerini bildirdi.

Hasılı...

AB’si, ABD’si Suudilerin canını acıtan bir ceza mı kesti, kesmedi.

Şoka mı uğrattılar, hayır uğratmadılar.

Ama hiç değilse canlarını sıkıyorlar. İngiltere’si Avusturya’sıyla her seçeneği tartışıyorlar.

Medyaları, yasak savma kabilinden tepkilere sessiz kalmıyor.

Muhalefetleri, ağır bedel ödetmesi için yönetimlerine baskı kuruyor.

Hükümetleri, geçiştirmek için dahi olsa tepkilerini ufak tefek eylemlere döküyor.

Silah satışını durduran da var, durdurma kartını masaya süren, ilave yaptırım tehdidini elde tutan da.

Peki...

Türkiye az şey mi yaptı, hayır.

Hakkını yemeyelim, Ankara üstüne gitmese çoktan örtbas edilmişti.

Suudiler cinayeti itiraf ettilerse Ankara zorladığı içindir.

Kaza süsü vererek üstünü kapatamadılarsa yine Ankara sayesinde.

En son başıbozuk devlet görevlilerinin planlı vahşeti olarak üstlenmeye mecbur kaldılarsa yine Ankara’nın başarısıdır.

Bu aşamaya kadar yapılanları ne küçümsüyor ne eleştiriyorum.

Fakat bunlarla yetinebilir miyiz?

Suudilere silah satan ülkeler arasında, Almanya’dan sonra biz geliyoruz. En azından satışları geçici olarak askıya almayı da mı değerlendiremeyiz?

Cinayet, İstanbul başkonsolosluğunda işlendi. Madem başkonsolosu alıkoymadık, gitmesine izin verdik...

Bari Ankara’daki büyükelçilerinin de biraz uzamasını söyleyemez miyiz? İstenmeyen kişi ilan etmesek bile, diplomatik tepkimizi kayda geçiren bir nota da mı veremeyiz?

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, duyarlılığını koruyor. İpe un serdirmeyeceğimizi, tamamen çözmeden ortada bırakmayacağımızı, oyalamacalara gelmeyeceğimizi, birilerinin kurtarılmasına göz yummayacağımızı dün tekraren duyurdu.

Fakat uzatıyor Suudiler, hala cesedin saklandığı yeri söylemiş değiller. Yargılamamız için failleri bize vermeyi de reddettiler.

Tepkimizi az da icraata döksek Suudi kardeşlerimizin dillerini çözmeye fayda etmez mi?

Canlarını yakmak istemediğimizi ama olanları sineye de çekemeyeceğimizi anlamalarını sağlayacak kardeşane yaptırımlar yok mu hiç?

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum