Yaşamak bu mu!

Sokak röportajında bir vatandaş, Eminönü'nde gözlemlediği bir yaşam formu için söylüyordu:

"Yaşamak mı lan bu!"

Turistler kebapçılarda oturuyor, masalarını türlü yemeklerle donatıyorlar. Yedikleri önlerinde, yemedikleri arkalarında...

Ahmet'le Mehmet ise kaldırıma çökmüş, ellerinde yarım su şişesiyle bir yarım simit, geleni gideni kesiyor. Kaldırım taşına dönmüş bir halde açlıklarını bastırıyorlar.

"Yaşamak mı lan bu" sözü, işte bu manzara üzerine ediliyor.

Yazar ve şair Oscar Wilde da "Dorian Gray’in Portresi" romanında benzerini diyordu:

“Yaşamak, dünyanın en nadir rastlanan şeyidir. Çoğu kimse, yalnızca var olur.”

Var olmakla yaşamak arasındaki farkı, artık Oscar Wilde'ı hiç duymamış Ahmet'le Mehmet de biliyor. Halk ağzıyla aynı vecizlikte ifade dahi edebiliyorlar.

Sokakta büyük bir farkındalık gelişiyor. Onu geliştiren şey, gıda enflasyonu.

Gerçi enflasyonun çilesini çeken, ülkelerinde aç yatan Hans'la George.

Fakat onların açlığı, niyeyse Ahmet'le Mehmet'in gözünü açıyor.

Empatiden olsa gerek, şöyle ki...

Avro ve dolarla asgari ücret alan Hans'la George, Türkiye'ye gelip karınlarını tıka basa doyurabiliyor olabilir.

Bu, sizi yanıltmasın.

Avro ve dolarla yedikleri kendi ülkelerinde, yatağa aç giriyor ikisi de.

Üstelik Hans'la George, aç yattıklarını söyleyebiliyor.

Her 6 Alman'dan birinin hayat pahalılığı yüzünden öğün atlamaya başladığını, Bild gazetesi duyurmuştu dünyaya.

Şimdi de neredeyse her 10 İngiliz'den birinin öğün atlamak zorunda kaldığını, BBC'den öğreniyoruz.

Hans'la George'un nasıl yoksullaştığını kendi medyaları yazıyor.

Bizde çiftçi Ahmet'in aç gezdiğini, Sabah'la Yeni Şafak'ta okuyabilir misiniz?

Esnaf Mehmet'in eve ekmek götüremediğini, A Haber'le TRT'de izleme şansınız kaç?

Yok öyle bir ihtimal. Çünkü Ahmet'le Mehmet, hayatlarını yaşıyor, tatlı hayat. Varlık yokluk mücadelesi vermiyorlar.

Ölmemeyi yaşamak zannedenler, Hans'la George.

Yerli ve milli medyamıza düşen de "ne olacak bu Hans'la George'un hali" diye Alman'a, İngiliz'e üzülmek. Bunu hiç ihmal etmezler. Yaşamak değil çünkü onlarınki!

Yerli ve milli medyamız, üstüne düşen bir görevi daha asla savsaklamaz. Kazara muhalefet, Ahmet'le Mehmet'i yalan konuşmaya zorlarsa, hemen onu düzelttirirler.

"Kullanıldık, nankör değiliz, Allah iktidarı başımızdan eksik etmesin, yoksullaştığımız yalan, kirli bir mizansene alet edildik, çok pişmanız" diye, Ahmet'le Mehmet'e derhal itiraf ettirirler. Üste, iktidardan özür de diletirler.

Bilinç meselesi bu, Alman ve İngiliz medyasında ne arar o yerli, milli şuur.

Bakan Nebati'nin şu dediğini, bire bir yaşıyor Ahmet'le Mehmet:

"Tablo apaçık ortada, Türkiye adeta tam yol ilerliyor, ekonomimiz çok şükür sağlam."

Ki Eminönü'nde kaldırıma çöken Ahmet'le Mehmet de bilir, gerçek bu, gerisi yalan.

20220811-154837.jpg20220811-154807.jpg

-------

SABİHA GÖKÇEN HAVALİMANI'NA PANKART AYIBI

Otobüs biletleri, uçak biletlerini yakaladı ya... Otobüs yerine herkes uçağı tercih ettiği için tüm seferler dolu, sanırsınız.

Ekmekle pasta aynı paraya gelmiş de ekmek yerine herkes artık pasta yiyor, ondan pasta bulunamıyor gibi bir şey mi?

İç hatlarda uçak sayısı azaltıldığı için yer bulunamıyor oysa.

Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan zor bela bir Anadolu Jet seferi buldum, THY oradan uçmuyor bile.

Fakat Sabiha Gökçen'e yaklaşırken, otobandaki bir üst geçitte karşıma şu pankart çıkmasın mı:

"Türkiye'nin zafer anıtı İstanbul Havalimanı".

Astıran da Ulaştırma Bakanlığı.

Söyler misiniz; Anadolu yakasındaki bir havalimanının dibine, Avrupa yakasındaki bir havalimanının reklamını asmak, ne iştir?

Oradan uçmayın, buradan uçun der gibi.

Dönüp uçmak isteseniz de yer yokken hem.

Ulaştırma Bakanlığı, iki ayrı havalimanı işletmecisinden birini açık açık kayırır mı?

Sabiha Gökçen'in işletmecisi, üvey evlat sanki. Hep öbürü iş yapsın, bu tarafa yolcu kaptırmasın mı?

Zaten yıllar önce başlanan ikinci pisti hala bitirilemedi. Tek piste mahkum çalışıyor. İstanbul Havalimanı'yla rekabet imkanından uzak. Ve THY de çekilmiş Sabiha Gökçen'den...

Yetmez mi!

Bakan Karaismailoğlu, "tüm gelişmekte olan ülkeler, Türkiye’yi rol model almaya başladı" diyor.

Neyin, nasıl yapılmamasını görmek için mi?

20220811-155009.jpg

YORUMLAR (23)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
23 Yorum