Havalimanı yazısı

Lütfen dikkat!” sözüne kulak kesilenler ve her an kendi adının son çağrı vesilesiyle zikredileceğinin tedirginliğini yaşayanlar…

Evet havalimanındayız.

Bir havalimanını sevmek veya en azından özlem hissiyle yaklaşmak belki garip gelir bazılarımıza. Ama öyle bir duygusal bağın mevcudiyeti artık şaşırtmıyor beni.

***

Geçmişte tren garları vardı. Ulaşım maceramızın merkezinde, tam ortasındaydı tren seyahatleri. Sonra otogarlar var işte. Ülkemizin demiryolları ile arasına mecburi bir siyasi mesafe koyuldu ve otogar maceralarımız başladı.

Ayrılıklara, kavuşmalara tanıklık etti; öykülere, romanlara girdi o mekânlar. Nice filmlere esin kaynağı oldu, geride acı tatlı hatıralar bıraktı.

Şimdilerde ise daha çabuk, daha pratik ve daha konforlu ulaşım araçları var. Çeşit çeşit uçaklar var. Havalimanları var, yeni geçiş güzergâhları var.

***

Havalimanlarının bir cazibesinin hatta bir bağlayıcılığının olduğunu düşünmezdim açıkçası. Milyonlarca Türk lirası veya döviz karşılığında uzak diyarlardan tahsis edilebilen, jet motorların uğultusunun yarışırcasına kulak tırmaladığı bu çelik ve camdan limanlar, iyi bir estetik kamuflaj ile gizleniyordu. Tayyarelerin sıralandığı ruhsuz geçiş güzergâhlarından ibaretti havalimanları. Tren garlarının sıcaklığını vermiyor, bir otogar çorbacısının samimiyetine yaklaşamıyordu. Havalimanları son çağrıya kulak kesilen yolcuların toplanma alanı, gürültü kirliliğinin zirvesinde kaybolmuş tatsız bir orkestraydı benim için. Öyleydi, öyle düşünürdüm.

Havalimanlarına sadece bir geçiş güzergâhı olarak bakardım. Ve fakat şimdi öyle düşünmüyorum.

Havalimanları da artık kavuşmaları, ayrılıkları, hayalleri barındırıyor. Havalimanları insana bir nevi her şeyin bir anda mümkün olabileceğini, sıradaki uçak ile dünyanın on bin kilometre ötesindeki diyara dahi ulaşabileceğini, bunun mümkün olduğunu hatırlatıyor. Sen yeter ki iste!

Dünyanın öbür ucuna havalanacak olan bir uçağın saat ve kalkış kapısını dijital ekrandan takip ederken hissedilen o tarifsiz duygu, gerçeğin bastırmasıyla birlikte bir anda kırık bir tebessüme sebep olabiliyor.

***

Gidenleri ve gelenleri kaçamak bakışlarla izler, merakla gözlemlediğin yabancı kavuşmalara sevinirsin, hüzünlü ayrılıklara şahit olmaktan çekinir, koşar adım bir alt kattaki kalabalıklara yönelirsin. Bir yandan ise eski bir şarkı nakaratındaki “gurbetlerden geriye dönüşlerim ol” sözünün anlamını içine işlemiş bulursun.

Havalimanlarını Ankara’ya benzetiyorum. Peruk gibi hüzünli bir hal sarıyor içimi.

Sonraki yazıda da havalimanı hikâyeleri olsun nasipse.

Mutlu pazarlar.

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum