Osmanlı’nın kuruluş coğrafyasında bir keşif gezisi

Koç Üniversitesi Anadolu Araştırmaları Merkezi (ANAMED) tarafından geçen mayıs ayında açılan “Tarihin Merkezine Seyahat: Fotoğraf ve Osmanlı Köklerinin Yeniden Keşfi” sergisinin kapandığını düşünerek üzülüyordum; çok istediğim halde fırsat bulup gezemediğim bu serginin 5 Mayıs’a kadar uzatıldığını öğrenince kendime izin verdim. Aylar var ki İstiklâl Caddesi’ne çıktığım yok. Aslında Üsküdar’dan Taksim’e Marmaray ve metroyla kısa sürede gitmek mümkün. Ama ben motorla Kabataş’a, tramvayla Karaköy’e, oradan da Tünel metrosuna binerek İstiklâl’e çıktım. Doğrusu pek özlemişim. Hayır, İstiklâl Caddesi’ni değil, bu güzergâhı... Evet, sonunda ANAMED’deki sergiyi gezdim.

***

Devlet-i Aliyye’nin son yüzyılında hanedanın kuruluş devrine ve başta Söğüt, Bilecik ve Bursa olmak üzere kuruluş coğrafyasına özel bir ilgi duyduğunu, hatta şehzadelere Ertuğrul, Osman ve Orhan gibi isimler verilmeye başlandığını biliyoruz. Bu ilgi edebiyata da yansımış, Muallim Nâci tarafından “Gazi Ertuğrul Bey” isimli uzun ve destansı bir manzume yazılarak Sultan Abdülhamid’e takdim edilmişti. Manzumenin en ilgi çekici tarafı, Mehmed Emin Yurdakul’dan beş yıl önce “Ben ki bir Türk’üm unutmam Caber’i” mısraıyla Türklüğü güçlü bir şekilde vurgulanmış olmasıydı.

Abdülhamid, “Gazi Ertuğrul Bey” manzumesini çok beğenmiş olmalı ki, Nâci’ye “Tarih-nüvis-i Selâtin-i Âl-i Osman” unvanını vermiş, o da bu görevi en iyi şekilde yerine getirebilmek için 1892 Eylül’ünde yakın dostlarından şair Şeyh Vasfi’yle birlikte Bursa’ya, oradan da Söğüt ve Bilecik’e giderek incelemelerde bulunmuş ve notlar almıştır. Nâci, ne yazık ki, Ertuğrul Gazi’nin hayatını kaleme aldıktan kısa bir süre sonra vefat etiği için hayalindeki eseri yazamadı. ANAMED’deki sergiyi gezerken, ister istemez “Sultan Abdülhamid’in Naci’ye tarih-nüvislik görevini vermesi, bu sergide anlatılan geziyi planlamasına yol açan düşünce ve hassasiyetin başka bir neticesi olsa gerek!” diye düşündüm.

***

Sultan II. Abdülhamid, 1886 yılında devrin önemli ressam ve fotoğrafçılarından bir ekip kurar. Hoca Ali Rıza, Sururili Ahmed Emin, Ahmet Şekûr ve Mehmed Emin Beylerden oluşan ekibin görevi, Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti Bursa’nın yanı sıra Yenişehir, İznik, Söğüt ve Bozüyük gibi ilk yerleşim yerlerini belgelemektir (Bu sergi sayesinde bugüne kadar “Servili” diye bildiğimiz ressam Ahmed Emin Bey’in “Sururili” olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz). Bu seçkin ekip, çok zor şartlarda bölgeyi gezmiş, karakalem çizimlerle ve fotoğraflarla tarihî yapıları ve bölgede yaşayan Yörükleri belgelemişlerdir. Hepsi tek tek paspartulanan ve altlarına Türkçe ve Fransızca açıklamalar yazılan fotoğraflar, yerleşim yerleri, mimari eserler ve peyzaj hakkında çok önemli bilgiler ihtiva ediyor.

Sergide, keşif gezisi rotasındaki dramatik manzaraları, abideleri ve bölge sakinlerini, özellikle çevrede yaşayan Yörük aşiretlerini yansıtan orijinal fotoğraflara bakarken kendimi bir an 19. yüzyıla doğru zamanda yolculuğa çıkmış gibi hissettim.

Muhtemelen Almanlar tarafından yapılacak Anadolu demiryolu için bir ön keşif niteliği taşıyan bu önemli gezide yüz civarında fotoğraf çekilir, Yıldız Sarayı Kütüphanesi için on bir gösterişli albüm hazırlanır ve üç albüm de Sultan Abdülhamid tarafından Almanya Şönsölyesi Otto von Bismarc’a hediye olarak gönderilir. Bismarc’ın özel kütüphanesindeki albümler yıllar sonra elden çıkarılacak ve 2017 yılında yapılan bir müzayedede satın alınıp Türkiye’ye getirilerek Ömer M. Koç Koleksiyonu’na eklenecektir. Küratörlüğünü Bahattin Öztuncay, Ahmet Ersoy ve Deniz Türker’in üstlendiği, tasarımını ise Yeşim Demir Pröhl’ün yaptığı “Tarihin Merkezine Seyahat” sergisinde bu albümler merkeze alınmıştır. İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nde yapılan araştırma sonucunda elde edilen bilgi ve belgelerle daha da zenginleştirilen sergide, ziyaretçilere Fransız Gaumont Pathé arşivinden Bursa’nın bilinen ilk video görüntülerini de sunuluyor. Bahattin Öztuncay ve Özge Ertem tarafından hazırlanan ve sergiyle aynı ismi taşıyan kitapta ise Selim Deringil, Ahmet Ersoy, Berin Gölönü, Reşat Kasaba, Sinan Kuneralp, T.G. Otte, Beatrice St. Laurent ve Deniz Türker’in makalelerine yer verilmiş.

“Tarihin Merkezine Seyahat” sergisini Osmanlı tarihine ve fotoğrafa ilgi duyanların kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum. Az kalsın unutuyordum; sergideki fotoğraflardan birinde, keşif gezisi ekibini gençlik halleriyle görmek mümkün. Ben özellikle Hoca Ali Rıza merhumu görünce çok sevindim.

19-04/06/ekran-resmi-2019-04-06-234146.png

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum