Bir ortaklığı koruyabilmek

Zorunlu BES devreye girdiğinde “Emeklilik hayali kimi BESleyecek?” diye sormuştum. Çünkü sistemimiz nerede ise sadece FAİZE bağlanmıştı.

FAİZ FAİZ FAİZ...

Başka bir şey tanımadık. Tasarruf etmenin de tek yolu faiz, büyümenin de tek yolu faiz.

2002 yılında sadece 66 milyar lira olan kredi-faiz piyasası bugün 2,5 trilyon liraya koşuyor. Açıklanan paketler FAİZ, teşvikler FAİZ oldu.

2002 sonunda AK Parti iktidara geldiğinde ne kadar da çok umutlanmıştım. Rahmetli Turgut Özal bu ülkede ilk bağımsız üst kurul olarak Sermaye Piyasası Kurulunu (SPK) kurmuştu. Ve organize olmayan ortaklık piyasasını da İstanbul Borsası olarak faaliyete geçirmişti.

Ortaklık kültürünün değerini ve kıymetini bir türlü kavrayamayan 90’lı yılların hükümetleri maalesef çok büyük bir fırsatı kaçırdılar.

Ve 2002 seçimleri.

Faize sıcak bakmadığını sürekli dile getiren bir hükümet. Ama ortaklık piyasası hakkında da yakın çevresinde yaşananlar pek iyi sonuçlar doğurmamış bir kadro. Yine de tek çıkış yolu sistemin kuralları içerisinde işleyen bir ortaklık piyasası.

Ya da sağlam bir sermaye piyasası...

Ama olmadı. Maalesef kimse ortaklık sisteminin ne kadar önemli olduğunun farkına varamadı. Borsa ise bir kumarhane olarak bir kenarda oynadı durdu. Sadece endeks çok yükselince miting meydanlarında başarı ölçütü olarak konuşuldu, düşünce ise tarafına bile bakılmadı.

***

İnsanlar mazilerinde hatırlamak istemedikleri kötü anılar barındırabilir. Hatta mazideki bazı şeyleri bilinç altına da yollayabilirler.

Mesela izinsiz halka arzlar meselesi bu konuda çok simgeleştiği için söylüyorum: İzinsiz halka arzlar sonuç itibariyle çok sayıda mağdur oluşturan ortaklık sistemi oldu. 70 küsur şirketin sadece 3-5’i ayakta kaldı.

2003 yılında TBMM’si bir araştırma komisyonu kuruyor: “Bazı girişimcilere Holding adı altında gerçekleştirilen izinsiz halka arz yolu ile tasarruf sahiplerinin mağduriyetine yol açılmasının neden ve sonuçlarıyla bu süreçte SPK’nın sorumluluğunun araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi...”

Şimdi bu rapordan bir nokta aktaracağım: Kerim Özkul -karşı oy yazısı- “Bazı girişimciler holding adı altında gerçekleştirilen halka arz yolu ile tasarruf sahiplerinin mağduriyetine yol açılmasında SPK’nın da sorumluluğu vardır.”

Evet, kalan 3-5 şirketten ikisi BİST-100 de bile işlem görüyor. Yani halka açık şirketlerin içinde en gözde şirketler.

Önceki gün Bera Holding (Eski adı Kombassan) bir açıklama gönderdi: “Yurt dışı
davalarının Alman Yüksek Yargıtay’ınca Holding lehine karar verilmesi ve 01.01.2012
tarihinde Almanya’da zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle hukuken yeni dava
açma süreci sonlanmıştır.”

Ama açıklamanın altında yurtiçinde devam eden davalar ve tutarlar yer alıyor. Kombassan 2012 yılı sonunda İstanbul Borsasında da işlem görmeye başladı. Holdingin 341,6 milyon liralık sermayesinde 183 milyon 473 adetlik hisse BIST kayıtlarında. Yani borsa yatırımcısının elinde.

2003 yılında TBMM’si araştırma komisyonu 2005 yılında raporunu yayınlıyor. Sistem baştan aşağı elden geçiriliyor ve 2012 sonunda da artık hiçbir sorun kalmamış şekilde BIST yatırımcısına açılıyor.

03/2019 bilançosuna göre Holdingin durumu şu: Kısa vadeli varlıklar (Dönen varlıklar) 1 milyar 562 milyon TL. Uzun vadeli sabit varlıklar ise 1 milyar 904 milyon TL. Öz varlıklar 1 milyar 818 milyon TL. Holdingin 2018 yılı konsolide cirosu ise 2 milyar 185 milyon lira. 2018 yılı ciro artışı tam yüzde 32,0.. Brüt kar ise 307 milyon liradan 459 milyon liraya çıkıyor.

***

Konu ne derseniz aktarayım.

İzinsiz halka arzlar vesilesi ile geçmişte çok sayıda kişi dolandırıldı ve mağdur edildi. Yukarıda değindiğim gibi 70 civarı şirket zaten battı ve bataktı. Ama bugün ikisi sağlam şekilde ayakta: Kombassan ve İttifak Holding.

Bu şirketlerin önemli mal varlıkları 28 Şubat sürecinde zaten devlet tarafından iç edildi. Buna rağmen ayaktalar.

Almanya’da davalar bitmiş ve mahkemeler sonuçlanmış. Türkiye’de ise ilginç şekilde aradan yıllar geçiyor ve hala “ortaklık mı yoksa kâr payı mı” tartışmaları yargı üzerinden sürüyor.

Burada SPK’nın büyük sorumluluğu var.

Halka açık şirketlerde ortaklık yapısı artık nasıl tartışma konusu olabilir? Halka açık yatırımcıların mağdur olmaması için SPK bu işi bir an önce ilgili devlet kurumları eliyle sonuçlandırmalıdır.

Türkiye’de öyle kararlar var ki, kimi hem ortaksın diyor kimi de yok kâr payı almalısın diyor. Zaman aşımı çoktan bitmiş olması gereken bir konu. Aradan 20 yıl geçmiş ama hâlâ işleyemiyor.

Bugün BES dahil ülkemize muhtemel yatırımcıların yolu açılmalıdır. 31 Mayıs-05 Temmuz arası yabancı yatırımcılardan gelen para:

107,7 milyon dolar DİBS

388,1 milyon dolar Hisse senedi.

YORUMLAR (27)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
27 Yorum