Bu eğitime ayrılan paraya yazık!

Nicelik mi? -yoksa- Nitelik mi?

Sayı ile ifade edildiğinde (nicelik) 2011 yılından Kasım 2021’e kadar eğitime 1 trilyon 183 milyar lira para harcamışız. Eğitime harcanan bu paranın şimdiki değeri 2 trilyon 30 milyar liraya karşılık geliyor.

(Bu arada not düşelim: Eğitime harcanan paranın bugünkü değerine baktığımızda 2016 yılında görülen 208,2 milyar lira 2020 yılında 197,3 milyar liraya düşmüş ve 2021 yılında da 200 milyar liranın altında kalacağı öngörülmektedir. Kriz eğitime harcanana parayı da etkiliyor.)

***

Şimdi dönüp ihraç ettiğimiz ürünlerin teknolojik seviyesine bakıyorum (Ocak-Kasım 2021):

Orta-yüksek teknolojik ürün ihracatı 55 milyar 996 milyon dolardan 69 milyar 801 milyon dolara yükseliyor. Lakin ihracatın yüzde 34,0 arttığı dönemde orta-yüksek teknolojik ürünler ihracatındaki payımız %39,1’den %36,4’e geriliyor.

Orta-düşük teknolojik ürün ihracatımız ise 87 milyar 328 milyon dolardan 122 milyar 231 milyon dolara yükseliyor. Düşük teknolojide ihracat artışımız yüzde 40,0...

***

Her yıl eğitime ayrılan bütçe ile övünüyoruz ama maalesef ülkemizde bir teknoloji-bilgi düzeyi yükselişi yaşanmıyor.

Hatta daha ama çok daha acı gerçeği söyleyelim: Cumhurbaşkanlığı Hükümeti yeni ekonomi modelinin ana dengesini IRGATLIK üzerine kurmuştur.

TL, ne 94 krizinde, ne de 2001 krizinde bu kadar değersiz olmamıştı. Merkez Bankası verileri TL’nin tarihi bir değersizlik yaşadığını gözler önüne seriyor.

Aslında paranın değeri, ülkenin de değerini gösterir.

Bu kadar değersiz TL aynı zamanda değersiz mal üretimine bel bağlamış bir yönetimi de gösteriyor.

Model ucuzluğa dayalı.

Model ucuz ürüne ve ucuz insana dayalı.

Model talan edilen ülke varlıklarına dayalı.

Ve biz bunu değerli gösterebiliyoruz. Ama bilelim ki, bu modelde teknolojinin, bilimin, kalkınmanın hükmü yok.

Bu model bitişi gösteren son imdat çığlığıdır.

***

Acı gerçeği kabul edelim: Ülkemizde bir nesil kayboldu. Bu neslin geleceği epey karanlık.

Geçerliliği olmayan, karşılığı bulunmayan bir mesleksizlik yaşıyoruz.

Pozitif bilimlerden kopmuş, hurafe ve efsanelere dayalı bir dengesizlik eğitiminden geçiyoruz.

Bu eğitim düzeni bir gelecek kazandırmıyor;

Tersine

Bu eğitim düzeni bir gelecek kaybı yaşatıyor.

Harcanan her kuruş

Harcanan he an

Harcanan her emek

Ziyan olarak, eksi hanemizi büyütüyor.

***

Rahmetli Özal’ın Orta-Sınıf hayalini AK Parti Taban-Sınıfa indirdi.

Emekli maaşını asgari düzeyde birleştiriyoruz. Çalışma ücretini de asgari ücrette birleştiriyoruz.

Herkese eşit ücret, herkese eşit düzey... Ama vasatlıkta.

Bu sistemde okumanın değeri de olmuyor.

Okuyup çalışmak, katma değer sağlamak artık değersiz. Üniversitelere bakın değeri görürsünüz zaten!

BÜYÜME DEĞİL KALKINMA

Bugün muhalefet tarihi bir sorumluluk içerisinde. İktidar maalesef realiteyi kaybetmiş durumda.

Bir taraftan kısa süreli büyüme gerekiyor;

diğer yandan ise ekonomik gelişme veya kalkınma.

O nedenle yeni gelecek iktidarın kesinlikle bir kalkınma planı olması gerekiyor. Maalesef ülkemiz büyüme-şişme dönemini çoktan kapattı.

Evlatlarımıza bari bir miras bırakalım. Bari adımızı hayırsız anmasınlar.

Görev tarihidir... Büyüme kolay, asıl kalkınma ve gelişmeye ihtiyacımız var.

Sakın unutmayın.

YORUMLAR (58)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
58 Yorum