İktidar kaybediyor peki muhalefet kazanıyor mu?

Yapılan araştırmalar, anketler gösteriyor ki Cumhur İttifakı bileşenlerinin oy toplamı hiçbir şekilde parlamento çoğunluğunu sağlamaya ve de cumhurbaşkanı seçmeye yetmiyor.

Evet son günlerde AK Parti’nin özellikle ‘Türkiye Yüzyılı’ gösterisiyle birlikte özgüven kazandığı ve bir miktar toparlandığı gibi bir algı oluştuğu muhakkak. Ancak biliyoruz ki AK Parti büyük umutlar bağladığı Ayasofya açılışı, uzay yolculuğu gibi pazarlama değeri yüksek gösteriler düzenlemiş ama bunların ömrü sadece birkaç hafta sürmüştü. Dolayısıyla, geçmiş güzel günlerin söylem tekrarından ibaret olan ‘Türkiye Yüzyılı’nın da ömrünün çok uzun olması pek mümkün gözükmüyor.

Zira iktidar ekonomik krizin yarattığı derin yoksulluğu, her gün insanların cebinden paralarını çalan yüksek enflasyonu, vicdanları yaralayan adaletsizlikleri, ahlaki çürümeyi ve yozlaşmayı derinleştiren yolsuzluk ve rüşvet söylentilerini sadece seyretmekle yetiniyor.

Ayrıca bütün görsel şovlara rağmen iktidarın, insanların günlük hayatlarında can yakmaya devam eden acil ekonomik sorunları çözme konusunda ne gücü ne de takati var. Bu yüzden de toplumun yaşadığı yoksulluğun etrafından dolaşarak ya kimlik siyasetiyle yoksullara illüzyon gösterisi yapıyor, ya da adaletin ayarlarıyla oynuyor. Mesela şu günlerde toplumda, iktidarın Ekrem İmamoğlu’nu siyasi yasaklı hale getirmek için fazla mesai yaptığı gibi güçlü bir algı var. Keşke enflasyonla mücadele için de biraz zaman ayırabilseler...

Kabul edelim ki bu iktidarın yoksulluk, yolsuzluk, enflasyon, hukuksuzluk, Kürt meselesi gibi ülkenin temel sorunlarıyla yüzleşmeye cesareti yok. Doğal olarak sorun çözmeye değil, nasıl daha fazla oy alabilirime odaklanmış durumda. Bu yüzden de düne kadar ‘terör uzantısı’ olarak tanımladığı HDP ile yeniden el sıkışarak Kürt seçmene selam göndermeye çalışıyor.

Ancak bir gerçek var ki bütün görsel şovlarına rağmen, oyları yüzde 28-32 bandında sıkışmış durumda. Şu saatten sonra AK Parti gerçek anlamda Türkiye’yi normalleştirecek politikalara dönmediği sürece bu oy sınırının üstüne çıkabilmesi mümkün değil. Kaldı ki zaten böyle bir niyeti de yok.

Aslında tablo son derece net, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve topyekun Cumhur İttifakı’nın yeni şeyler söylemeye niyeti de mecali de yok. Dolayısıyla büyük bir mucize gerçekleşmediği sürece ufukta kazanma ihtimali görünmüyor.

Peki 20 senenin sonunda AK Parti ve ortakları iktidarı kaybetmeye bu kadar yakınken muhalefet kazanıyor mu?

İşte orası biraz karışık…

Evet 6’lı masa uzunca bir süredir ayakları yere basan ciddi hazırlıklar yapıyor, buna şüphe yok. Ama hemen belirtmek gerekiyor ki iktidarın bütün zaaflarına rağmen muhalefet de güçlü bir rüzgar oluşturabilmiş değil. Farklı siyasi hedefleri olan altı siyasi partinin bir anda toplumsal dalgalandırmalar oluşturması elbette çok kolay bir iş değil.

Ancak zaman daralıyor, 6’lı masanın temel ilkeleri ve yol haritasını netleştirerek ortak bir ses olarak toplumun önüne çıkmaları gerekiyor. Bunun için de adayın netleşmesi şart… Anlaşıldığı kadarıyla, bir bakıma geçiş sürecinin koalisyon protokolü netleşmeden aday belirlenmeyecek.

Ama unutmayalım ki muhalefetteki belirsizliğin sürmesi en çok iktidarın işine yarayacaktır. Evet toplum, Cumhur İttifakı’nın her geçen gün kan kaybettiğini görüyor ama muhalefetin nasıl kazanacağını da net olarak göremiyor.

Muhalefetle ilgili bu eleştirel tespitler, 6’lı masada bir zaaf var anlamına gelmiyor elbette. Cumhur İttifakı’nın bütün girişimlerine rağmen masanın ayakta kalması demokrasi adına çok önemli bir kazanım. Masa dağılmadığı sürece, iktidarın kazanması asla mümkün olmayacaktır.

6’lı masada yer alan liderlerin oluşturdukları bu birlikteliğin ne kadar değerli olduğunun bilincinde olduklarını biliyoruz ama yine de tekrar hatırlatmakta yarar var, seçimi bir kişi değil, kesinlikle masa kazanacak.

Her gün HDP’yi şeytanlaştırma seansları düzenleyen AK Parti ve MHP’nin Makyavel’i bile kıskandıracak gösteriler yaptığı şu günlerde, muhalefet daha cesur adımlar atmak zorunda. Korkmaya gerek yok, “Bu ülkede birlikte, barış içinde yaşayabilmek için Kürt meselesini çözmeliyiz” demenin hiçbir siyasi partiye zararı olmaz.

Hemen belirtelim, iktidar kaybediyor diyebilmek için muhalefetin pırıltısının arttığını herkesin görebilmesi gerekiyor.

YORUMLAR (45)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
45 Yorum