Toplum hafızası ayıpları kolay unutmuyor

Aralarında Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan’ın da yer aldığı 82 kişinin altı yıl önceki “Kobani eylemleri” soruşturması kapsamında gözaltına alınmaları haberini görünce, kelimenin tam anlamıyla ürktüğümü belirtmem gerekiyor.

Nasıl bir Türkiye oluşturuluyor doğrusu anlamak mümkün değil. Nereye gidiyoruz, yarın nasıl bir sabaha uyanacağız hiçbirimiz bilmiyoruz...

Evet Kobani olayları vesilesiyle yaşanan vahşeti ve acıları unutmak mümkün değil. Ama 6 yıl sonra, üstelik de olayları en güçlü şekilde lanetleyen isimleri bugün gözaltına almayı nasıl izah edeceğiz. Normal bir hukuk devletinde devletin istihbarat ve emniyet birimleri suçu işleyenleri ve fiili anlamda ortak olanları tespit eder, yargıya teslim eder, yargı da gereğini yapar.

Oysa bu gözaltılarda devlet ciddiyeti olmadığı gibi, hukuki tutarlılık da bulunmamaktadır. Maalesef bu son gözaltı operasyonu, Türkiye’nin geleceği açısından talihsiz bir duruma işaret etmektedir. Anlaşılan ekonomik kriz yüzünden topluma öngörülebilir bir gelecek sunamayan, pandemi sürecinde internet üzerinden eğitimi bile eline yüzüne bulaştıran, Türkiye’nin uluslararası alandaki haklarını korumada ciddi diplomatik hamleler yapamayan siyasal iktidarın yapay gündemlere ihtiyacı var.

Artık bunu anlamak için kahin olmaya gerek yok. Ancak her gün yenisi icat edilen şova dönük hamlelerin AK Parti-MHP koalisyonunun derdine çare olamayacağı da muhakkak. Mesela 90 yıllık bir hasretin sonunda açılan Ayasofya, gündem değiştirmenin en güçlü hamlesiydi ama çoktan unutuldu bile... Yeni dönemin en büyük değişimi olarak sunulan “Çoklu baro” ile toplum günlerce meşgul edildi, ama o da sonunda fiyasko ile sonuçlandı.

Muhtemelen Türkiye’deki yönetilemezlik sorunu derinleştikçe, Cumhur koalisyonu topuma son gözaltı operasyonlarına benzer yeni hamleler sunmaya devam edecektir. Koalisyon için kabul etmesi biraz zor ama, bu yöntemlerle fayda üretmek pek mümkün gözükmüyor.

Zira ekonomi can yakmaya devam ediyor, işsizlik, açlık, geçim sıkıntısı geniş toplum kesimlerinin en büyük derdi. Dolayısıyla AK Parti- MHP koalisyonu, halkın gerçek gündemi olan geçim sıkıntısına eğilip çare üretmediği sürece suni gündemlerle toplumu mutlu edemeyeceği gibi, kendi derdine deva da üretemeyecektir.

Kuşkusuz bu gündem değiştirme operasyonlarını sadece can yakan ekonomik krizden halkın dikkatini başka gündemlere kaydırmakla açıklamak eksik bir değerlendirme olur. Aslında esas amaç, muhalefette oluşması muhtemel “demokrasi İttifakı”nın oluşumunu engellemektir. Bunan da yolu, 6 milyon seçmenin iradesiyle parlamentoda bulunan yasal bir parti olan HDP’yi şeytanlaştırarak, diğer muhalefet partilerini buradan uzak tutmaktır. Bu medyatik operasyonun en sonuç alıcı kısmı ise fona terör örgütü PKK’nın yerleştirilmiş olmasıdır. Evet terör örgütünün bu ülkeye insani ve ekonomik anlamdaki maliyeti çok büyüktür. Dolayısıyla toplumun yüreğindeki acıları yok saymak mümkün değildir.

Ancak bu tür siyasi operasyonlarla halkın hafızasını yanıltabileceklerini sananlara hatırlatmakta yarar var; 2019 yerel seçimleri öncesi terör örgütünün temsilcisini Kürtlerin oyunu alabilmek için TRT’ye çıkaran da, Öcalan’dan mektup getirip okutan da AK Parti-MHP koalisyonudur. Cumhur İttifakı çok unutmak istiyor olabilir ama, toplumun hafızası böyle ayıpları kolay kolay unutmuyor...

Ve tabii ki bu meselenin esas en can yakıcı tarafı, bu tür siyasi gösterilerle toplumdaki kutuplaşmanın daha da derinleşmesidir. Belki bugüne kadar yüzlerce-binlerce kez tekrarlandı ama, bir kez daha altını çizmekte yarar var; Kürt sorununu siyaset eliyle barışçı yöntemlerle çözmeden bu ülkede huzur içinde yaşamamız mümkün değildir. Hukuki gerekçelere bile ihtiyaç duymadan Kürt halkının oylarıyla seçilen vekilleri, genel başkanları hapse atarak, seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atayarak bu sorunu çözemeyiz. Ama ne yazık ki yeni sistemle birlikte iktidarını geçmişte bu topluma büyük acılar yaşatan 28 Şubatçı, ulusalcı ve aşırı milliyetçi yapılar üzerine bina eden AK Parti-MHP koalisyonunun Kürt sorununu çözmeye niyeti de, kabiliyeti de bulunmamaktadır.

YORUMLAR (59)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
59 Yorum