Altılı masa ne kadar önemli?

Türkiye birbirinden ciddi sorunlarla boğuşuyor ve siyaset günlük hayatın üzerinde olağanüstü bir ağırlık kullanıyor. Çoğu kez yaratıcı ve vizyoner olmasa da liderlerin söz ve mesajları büyük dalgalanmaya yol açabiliyor. Toplum da bu istikamette; yani liderlerin ve partilerin propaganda malzemeleri sınırları içinde büyük ölçüde politize olmuş durumdadır. Birbirinin hatasını arayan, laf çarpma fırsatını kaçırmayan ve her an siyasi kampanyaların aktif bir parçası olmaya hazır sıkı bir partizanlık manzarası vardır. Yakarıdan aşağıya temel sorunlar üzerinde değil, polemikler peşinde enerji tüketen bir düzen hüküm sürüyor.

***

Gören, bu ülkenin ekonomiden dış politikaya, eğitimden yargıya kadar ağır problemleri yokmuş ve herşeyi halledip birbiriyle eğlenip gerilim arıyor zanneder… Gelir dağılımı sorunu, Kürt meselesi, eğitim, yargı ya da ağır dış politika problemleri bu ülkeye ait değilmiş gibi. Liyakatsizlik, ehliyetsizlik, yozlaşma ve yolsuzluk buralara uğramamış gibi. Ya da kötü şehirleşme veya yakın deprem tehlikesi yokmuş gibi. Hiçbir ciddi meselenin tartışanı, konuşanı da yok, tartışana konuşana merak edip kulak vereni de. Bütün partiler vizyon kaybında buluşuyor. Vizyona meyleden de direnilmesi imkansız popülizm dalgası karşısında savruluyor. İktidarın yüksek popülizmi muhalefetin alanını daraltıyor; onlar da daha fazlasını vermek yarışından geri kalmıyor; temel sorunlara el atmak yerine sandık yolunu gözlüyor.

İktidar temel problemler mesaisiyle ilgilenmiyor, muhalefet ekonomi böylesine kötü giderken, başka konuların ön plana çıkamamasının kaçınılmaz konforundan istifade ediyor.

Yine de bu seçim vaadedilmeyen Türkiye vizyonunun da seçimi olacak. Seçmen ya da seçmenin bu hassasiyeti taşıyan kesimi, dile getirilemeyen vizyonu ittifakların gözlerinden tanıyıp oylayacak. Tercih ettiği kadroya bu misyonu re’sen yükleyecek.

Elbette, iktidar için polemik üzerinden mesai tüketmek ve tükettirmek anlaşılabilir. En iyi bildikleri ve en avantajlı oldukları alanda yarışmaktan daha iyi bir tercih olabilir mi? Bu tercih aynı zamanda muhalefeti de sürekli savunmada bırakırken neden başka yol denensin? Üstelik, iktidar tempoyu artırdıkça bir aralar kaybettiği gündem belirleme üstünlüğünü de kalıcı olarak geri kazanmışken.

***

Tek meselesi altılı masa… Altılı masa da güzlü ve yeni bir vizyonu temsil etmiyor ama altı partinin bir arada olması demokrasi vizyonu anlamı taşıyor. Eğer, altı parti de birlikte hareket etmeseydi bu kadar bariz kötü yönetime rağmen iktidar için siyasi ortam neredeyse güllük gülistanlık olacaktı. Masanın varlığı ve varlığını sürdürmeye devam etmesi bu tabloyu bozdu. Ortak adayın belirlenmemiş olması ve keskin siyasi cümleler kuramamaları muhalif kanatta eleştiri konusu olsa da altılı masa siyasetin tek anlamlı fikri olarak giderek önemini artırıyor. Eğer sonuca ulaşırsa da benzer problemler yaşana demokrasiler için model olma özelliği taşıyor.

Masanın önemi iktidar sözcüleri ve medyasının hemen her cümlede altılı masayı itham eden sözlerinden de anlaşılıyor. Liderler asında adaylık üzerinden problem çıkarmak ve akla hayale gelmeyecek senaryolarla masayı dağıtmak maksatlı girişimler yapılan iyin önemini ortaya koyuyor. Birbirine benzemeyen; hatta birbiriyle rakip safta bulunan partilerin ortak bir duygu etrafında buluşabilmesi ve bunu aylardır problemsiz götürmeleri; seçime çok az kalmasına rağmen problem yaşamamaları güçlü bir siyasi hamledir. Altılı masa bu yönüyle; CHP, İyi Parti, Gelecek, Deva, Saadet ve Demokrat Parti’nin ayı ayrı taşıdıkları gücün üzerinde bir etkiyi temsil ediyor. Geri dönüşsüz noktaya gelmiş olmaları taşıdıkları önemi artırırken, bundan sonraki hamlelerini de daha değerli kılıyor.

YORUMLAR (61)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
61 Yorum