Dilin gücü veya güçlünün diline düşmek

Kimse güçlünün o zevkten genişleyerek iştahla açılan ve gösterdiği şeyi karartıp solduran diline düşmesin. Elinde sopası, yüzünde kaş göz işareti, kelimelerinde ölümün gölgesiyle öne çıkan güçlü, bütün değerleri kendi soğuğuyla anında donduruverir. Amacı muhatabını yaşatmak değil yok saymak insan adına değer üretmek değil hiçliğin anaforuna sürüklemektir. Dilin asil, yaratıcı ve özgür doğasından korkar hep güçlü. Sanatın ve özgür düşüncenin zamanla geçtiği yolu bile türlü marifetlerle kapatarak kendi yön levhasını diker. Böylece toplumun yaşama alanını yoksullaştırıp daraltır. Onun dili ormanın karanlığına doğru ilerleyen korku masalı gibidir.

İsimlendirir konuşurken güçlü ve ad koyar çevresindekilere. Bir iktidar göstergesidir tanımlamak onun için. Bir nesneye bir varlığa bir duruma ad verirken negatif gücünü de kullanmış olur böylece. Dilin yaratıcı hamlesinin özünden ayrıdır güce dayanarak konuşmak. En kalıcı ve yaratıcı dil uyanışları yalın, yalnız ve çıplaktır. Şairlerin, nebilerin kimsesizliğine, düşünce adamının herşeyi göze alan birbaşılığında salkımlanır oysa yaratıcı dil. Bu bağlamda o salt bir araç değil kelimenin tam manasıyla varoluşun yüceliş karşılığıdır. Dilini yaratan ister bir özne isterse bir toplum olsun kendi iradesini de sergiler. Bir yönden aslında toplumun tarihi dilin tarihidir çünkü tarih bir şeyi söylemek, anlatmak olduğu kadar söylemi de çatmaktır. Osmanoğullarının Tarihi yazarı Aşıkpaşazade’nin bütün derdi buydu. Dil yoksa varlık da yok demek istiyordu. Zaten tarihsel olarak kendisinin de ortaya çıkışı Osmanlı’nın artık bir güç olarak da belirişine denk geliyordu. Dante, İlahi Komedya’yı yazarak İtalya’yı yaratmıştı. Yunus Emre’nin yaptığı da bundan farksızdı ancak onlar güç değil var olma hakkını kullanıyorlardı.

Dilde, dille var olma hakkı evrenseldir ve dünyadaki bütün irili ufaklı dillerin yaşama isteği mutlak sayılmalıdır. Edebiyatlarını ana dilleriyle yaratan toplumlar yaşama katsayılarını da yükseltirler. Gelecekte teknolojik ve kapital üstünlüğe dayalı dillerin emperyal yaygınlıkları insanlık için büyük handikaptır. Çünkü mal üreten teknoloji bir süre sonra sadece kolay kullanmaya odaklanacak kısa ve dar semboller yoluyla dillerin havzasını kurutacaktır. Oysa insan yeryüzünde sadece mal üretmez ‘şairane bir mukim’ olarak da bulunur. Bu sebepten kültür, sanat ve düşünce üreten her dil ırasından buyurganlığı ve hakimiyet duygusunu çıkarmalıdır. İnsan veya toplumlar güçlünün diline düştükleri zaman neredeyse kendilerini savunamayacak hale gelirler.

Hayat bir kışla olmadığı için günlük hayata hakim olan söylemin de alabildiğine özgürlükçü ve hükümferma olmaktan uzak durması beklenir. Hele devlet ve onun aparatları hayatta olup biten her şeyi nitelendirici ve isimlendirici konuma geldiğinde dolaylı sansür devreye girer ve yaşama alanı gittikçe daralır. Devletin en geride durması gereken konudur dil. Düşünce özgürlüğü denilen şey günlük politikanın aklına indirgenemez. Dil yoluyla düşünebilmek toplumsal yaşama/ varolma istencini diri tutmak demektir. İktidar yürütücüleri dili baskıladıkça ve isimlendirmeyi kendinin dışındakine hayat hakkı tanımama durumuna indirgedikçe hayat çeşitliliğini de kısırlaştırmıştır demektir. Düşünce ve edebiyat üretmek aynı zamanda eleştiri getirmektir. Güçlü bunu istemez.

Eleştiri dili, estetik ve düşünsel mesafesini güçlüden yana değil değerli, özgün ve farklıdan yana kullanırken özgürlük ilkesinden hareket eder. Eğer edebi eser/ düşünce metni birbirinin tekrarı veya benzeri olmaktan kurtulamayacaksa eleştiriye de gerek yoktur. Takma çeneler gibi herkese aynı dili dayatmanın hayatın niteliğine getireceği çıkmaz ortadadır. Dilin gücü onu yaratanların çoğul arayışlarıyla açığa çıkar. Güçlü ise her daim tek çizgiye çekmek maksadıyla yok olma tehlikesinden bahseder. Varoluşunun tehdit edildiğini bu sebepten kendi diliyle konuşma zorunluluğunun mutlak sayılması gerektiğini dayatır. Fakat dil bu. Güçlüden koptukça büyür. Yaratıcı hamlesini yapar. İnsanı ve toplumu sıkıştığı yerden kurtarır.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum