2000 TL seçim kazandırır mı?

Hızla seçim sandığına yaklaşırken ittifakların bizlere sunduklarına baktığımızda ortaya garip bir durum çıkıyor. Olan biten bir zamanlar Demirel’in “kim ne veriyorsa ben 5 fazlasını veriyorum” repliği şeklinde akıp giderken iş, demokrasi ve gerekleri konusuna gelince ise o kadar da tatminkar değil. Milleti ve Cumhuru ile her kesimin bagajları bir sürü engelle dolu.

Ekonomik kriz içinde iken ekonominin sürekli gündemde olması da normal.

Seçim arifesinde maaşlara yapılacak her zammın toplumda özellikle sabit gelirlilerde olumlu bir etki bırakacağı muhtemel. Ancak, bu zammın getirisi kadar götürüsü de olabilir. Çok açık ki, Ak Parti kendi seçmen tabanını düşünerek böyle bir adım attı ve muhalefet de iktidardan geri kalmayarak bu zammı az bulduğunu belirterek hem daha fazla olması hem diğer kesimleri de kapsaması gerektiğini dillendiriyor.

Korkarım sonuç ne olursa olsun seçimden sonra dışarıdan sıcak para girişi olmaması halinde bugünkünden çok daha büyük bir krizle karşı karşıya kalmamız muhtemel.

Yabancı sermayenin nasıl geleceği ise bir muamma. Cumhur İttifakının devamı halinde Batı sermayesinin ülkemize yeterince ilgi göstermeyeceği belli.

Peki, Katar ve Arap sermayesi akabilir mi?

21 yıldır ülkeyi yöneten ve maaş pazarlık masasına her seferinde cebinde akrep varmış gibi oturan Ak Partinin son dönemde seçim kaybetme endişesi ile birlikte bonkörleşmesinin bir izahı olmalı. Ak Parti çevrelerinde alttan alta seçimden sonra ciddi bir Arap sermayesinin ülkeye giriş yapacağı söylentisi dolaştırılarak mevcut bonkörlük izah edilmeye çalışılıyor.

Halbuki, geride kalan 21 yılda Ak Parti sadece üst sınıfları zenginleştirmek yerine orta sınıf ve alt sınıfları da ekonomik olarak yukarıya taşıyacak adımlar atsa idi bugün muhtemelen “halkımızı enflasyona karşı ezdirmeyeceğiz” siyaseti izlemek zorunda kalmayacaktı.

Ak Parti sanki bilinçli bir şekilde –muhtemelen karşı cenah gördüğü için- orta sınıfı hep görmezden geldi. Ekonomik parametrelerin iyiye gidişi, paramızın değer kazanması, düşük enflasyon ve düşük faizli kredi musluğunun dışarıdan akan sıcak para sayesinde sürekli açık tutulması gibi nedenlerle bu görmezden gelmenin olumsuzlukları uzun süre toplum tarafından hissedilmedi.

Hatırlayanlar olacaktır, bir dönem “orta gelir tuzağı” konusu çok tartışılmıştı ama maalesef o günden bugüne bir çözüm üretmek yerine ranta dayalı bir ekonomi tarzı üretildi. Bir şekilde kamu kaynaklarına ulaşabilenler bu ranttan faydalanıp sınıf atlarken, ulaşamayan ya da eskisi gibi pay alamayanlar ise göreceli olarak geriledi. Bu süreçte ise ekonomideki kötü gidişten en fazla sabit gelirli kesimler etkilendi.
Halbuki geride kalan 21 yılda sabit gelirlilere enflasyonun üstünde 2-3 puanlık refah payı zamları yapılsa idi sabit gelirliler krizi bu denli derinden hissetmeyebilirdi.

Fakat bir konuda Ak Partinin hakkını yememek lazım. Ak Parti çok akıllıca bir hareketle düşük gelirli sınıfları eskilerin deyimi ile umdurmasa da öldürmeyecek bir seviyeye taşıdı. Gerek sosyal yardımlar ve gerekse asgari ücrete yapılan normalin üstü zamlar –normalden kasıt paranın fazla olduğu değil- ile kendi tabanını sürekli destekledi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’ın 2023 yılı bütçe sunuş konuşması da bunu doğruluyor.

2022 yılında 84.6 milyonluk Türkiye nüfusunun 60 milyonu ekonomik ve sosyal yardım alabilmek için “Bütünleşik Sosyal Yardım Bilgi Sistemi (BSYBS)”ne kayıt yaptırmış. Bu sayı 2014’te 30.5, 2021’de 57.5 milyon kişiydi. Kayıtlı hane sayısı da 2014’ye 8 milyon iken 2021’de 17.7 milyona fırlamış. Bu rakamlar orta sınıfın eridiğinin açık göstergesi. Muhalefetin ikna etmekte en fazla zorlandığı kesimin bu alt gelir grubu olduğu da ortada. Krizin derinliğinin bu seçimin sonuçlarını belirleyeceği ise kesin. Eğer sofralarda hissedilir derece de bir eksilme söz konusu ise iktidarın tutunma şansı yok demektir. Yok, eğer kriz tolore edilebilir gibi görülüyorsa seçim sonuçlarını tahmin etmek çok güç demektir. Emeklilere yapılan son zammın da krizin tolore edilebileceği algısını güçlendirmek için yapılan bir seçim yatırımı olduğunu anlamak için derin analizler yapmaya gerek yok. Asıl sorulması gereken bunun seçim kazandırıp, kazandıramayacağı.

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum