‘Benim valim’

Muğla valisinin Ak Parti propagandası yapan bir videoyu paylaşmasında şaşılacak bir taraf yoktur. Zira bu, CB sisteminde devlet ve parti başkanlıklarının birleşmesinin de tabii sonucudur.

CB Erdoğan’ın öteden beri “benim bakanım… benim savcım… benim valim” söylemi bilinmektedir. Devlet yönetiminde kamu hukuku esas olduğu halde, Erdoğan öteden beri “devletin anonim şirket gibi yönetilmesi”ni savunmaktadır.

Sayın Erdoğan’ın valilere seslenişi bunun ifadesidir:

“Tayyip Erdoğan için el, göz, kulak, ayak sizsiniz. Başbakanımız için sizsiniz. Bakanımız için sizsiniz. Siz varsanız bizim ayağımız, gözümüz var. Siz yoksanız orada biz olmayız.” (10 Ocak 2017)

CB sistemi iktidar partisine işte bu imkanı verdi: Kuvvetler ayrığının “ayak bağı” olmaktan çıkarılması ve 3 Sayılı CB Kararnamesiyle, Cumhurbaşkanı’na isteği an istediği kamu görevlisini değiştirme yetkisi vermesi… Böylece sadece parti yanlısı değil, “şahsi sadakat” kıstasıyla çok geniş atamalar yapıldı.

ULUSLARARASI RAPORLAR

Dünya güvensin, Türkiye’ye milyarca dolar yatırım yapsın diyoruz ya…

Bu köşede birkaç defa bahsettim, SWP adlı Alman enstitüsünün uzun raporunda, CB sisteminde, “kamu görevlisi ile parti görevlisi arasındaki farkın silikleşmiş” olduğu belirtiliyor. Muğla valisinin davranışı bunun pek çok örneklerden sadece biridir. Bunun için şaşılacak bir tarafı yok diyorum.

Uluslararası derecelendirme kuruluşların kıstaslarından biri ekonomilerin “kurumsal güçlülük” (institutional strength) değerlendirmesidir.

Moody’s adlı derecelendirme kuruluşu Eylül 2020’de Türkiye’nin notunu B2’ye düşürürken gösterdiği sebeplerden biri şöyleydi:

“Kurumların etkin politika uygulama konusunda isteksizlik ve beceriksizlikleri… Artan kırılganlıklar karşısında kurumların etkin politika geliştirip uygulayamaması…”

Örnek, “etkinliğini yitirerek enflasyonu kontrol altına alamayan Merkez Bankasıdır.” (Bu konuda bkz. Prof. Selva Demiralp’ın tahlili: https://www.bbc.com/turkce/54136874)

Peki, bu SWP’ler, bu Moody’s’ler “dış güçler” olduğu için Türkiye’ye yatırım gelmesini engellemek kastıyla böyle yazmış olamazlar mı?!

KÜLLİYE’YE SORALIM

Bizzat Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın şu sözleri de aynı gerçeğin ‘yumuşatılmış’ bir ifadesidir:

“Bir şef ya da daire başkanı işine gelmeyen bir durumla karşılaşınca hemen ‘Külliye’ye sormam lazım’ diyor. Yani işine geleni yapıyor, gelmeyeni başından savıyor. İnisiyatif almak istemeyen yöneticilerin yarattığı sorunlar bunlar.” (11 Mart 2021)

Bütün yetkileri tek elde toplayan CB sisteminin tabiatından gelen bu temel sorun sebebiyle, “kırılganlıklar karşısında kurumlar etkin politika geliştirip uygulayamıyor.” Tam tipik örnek, Merkez Bankası’dır… Bakan Nebati de “önemi kaybetti” demişti.

Kendi kamu kurumlarının önemini kaybettiren, sorunlar karşısında kurumları ‘Külliye’ye soralım’ durağanlığına iten sistem…

Tabii yükselmenin yolu da “bizden” olmak…

CB sisteminde her şey niye geriye gitti, açık değil mi?

PARTİ DEVLETİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan “parti devleti” ya da “tek adam” eleştirilerine karşı CHP’lilere “Tek adamcılık buysa bunu sizden öğrendik" diye cevap veriyor. (10 Temmuz 2019)

Bence Cumhuriyet tarihinden öncelikle öğrenmemiz gereken husus, demokrasiye geçiş tecrübeleridir.

CHP’nin Mayıs 1935’teki kurultayında “parti devleti” kabul edilmiş, valiler parti il başkanı yapılmıştı. Bunun hiç iyi sonuç vermediği görüldüğü içindir ki, Mayıs 1939 kurultayında bunlara son verildi, kamu görevlilerin partili olması yasaklandı; çok da iyi edildi.

CHP Genel Başkanı “Milli Şef” İnönü çok partili hayata geçiş kararı verdikten sonra, 1947’den itibaren tarafsız bir cumhurbaşkanı gibi davranarak, demokrasiye geçişimizin sağlıklı yürümesi sağladı. İşte Milli Şef’in valilere verdiği talimat; 17 Eylül 1947 günlü Cumhuriyet’ten alıyorum:

kupur.jpg

Tarih böyledir; unutmaz, tartar, gerçeği kaya geçer…

Sayın Erdoğan’ın da tarihin hükmünün ne olacağını düşünerek, mesela, valilere böyle bir talimat vermesini, yurt gezisinde muhalefeti de ziyaret etmesini bekleyelim mi?

Keşke evet diyebilsem…

YORUMLAR (167)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
167 Yorum