Kriz yönetimi?

Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte 6.7 oranında büyümüş. Fakat iktidarın propaganda makinası bile “uçuyoruz, pik yaptık, gelişmiş ülkelerden iyiyiz” gibi bildiğimiz lafları etmiyor.

Hatta Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, politikacı gibi değil, teknokrat gibi “yurt içi talep artışı etkili oldu” diye konuştu.

Ne dersiniz? Lütfi Elvan böyle teknokrat gibi mi konuşmalıydı, yoksa partisinin tarzına pek uygun düşen bir propaganda makinesi gibi mi?!

Bu soru bir krizin nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda olağanüstü derecede önemlidir.

SİYASİ TUTKU

Politikacının birinci saiki, güdüsü güçlenmektir, daha fazla, daha fazla güç… Bu öyle bir tutkudur ki, 1954 seçimlerinde Demokrat Parti parlamentonun yüzde 92’sini kazandığı halde, buna doymayan Cumhurbaşkanı Celal Bayar, “bize oy vermeyen Kırşehir’in halledilmesini”ni buyurmuş, Menderes de ona uymuştu!

Osman Bölükbaşı’ya oy veren Kırşehir kanunla ilçe yapılarak cezalandırılmıştı!

Halbuki ekonomilerin, bu politik tutkulardan korunması gereken bir rasyonalizmi vardır, ya da olmalıdır.

Nobel ödüllü iktisatçılar Finn Kydland ve Edward Prescott; politikacıların seçim takviminden ve oy beklentilerinden çok etkilendiklerini, halbuki para politikalarında buna göre değil, ekonomik zamanlamaya göre karar vermek gerektiğini ispat ettiler.

Bunun anlamı Merkez Bankalarının bağımsız olmasıdır.

Kriz dönemlerinde de sorun aynıdır: Çözümler teknokrat zihniyetiyle hazırlanmalı, uygulanmalı, bu konuda güven yaratılmalıdır.

Onun içindir ki Lütfi Elvan’ın teknokrat tavrını doğru buluyorum, inşallah ısrarlı ve sebatlı olur.

ÖZAL VE DERVİŞ

1979 yılında Türkiye döviz kıtlığından petrol ithal edemiyor, pazara taşınamayan ürünler tarlada çürüyor, başbakanlık binasında bile herkes paltoyla çalışıyordu.

Böyle bir kiriz döneminde ara seçimleri kazanarak iktidara gelen Süleyman Demirel, Turgut Özal’ı DPT müsteşarı yaptı, ona “bakanlar üstü” yetki verdi.

İktisat dünyası Özal’ı, düşüncelerini biliyordu, yani “öngörülebilir”di. Görüşlerinde rasyonel ve kararlı olduğu biliniyordu yani “güvenilir” idi.

Özal ve teknik ekibi, hiçbir seçim hesabı olmadan, tabii Başbakan Demirel’in bilgisi dahilinde, “24 Ocak Kararları”nı hazırladılar ve uyguladılar.

Siyasi irade elbette Başbakan Demirel’indi, ama “araçsal yönetim” yetkisi tamamen Özal’a aitti.

Özal ve ekibi tam yetkiliydi, kararlar iktisadi rasyonalizme uygundu, kriz aşıldı, Türkiye kapalı ekonomiden açık ekonomiye giriş yaptı.

Başka bir örnek Ecevit hükümetinin ekonomide kriz yönetiminin başına Kemal Derviş’i getirmesidir. 1980’de Özal neyse, 2001’de Kemal derviş odur: 2001 reformları Merkez Bankası’nı bağımsızlaştırdı, sağlam bir mali sistem kurdu.; 2015’ten itibaren bozuluncaya kadar…

TÜRKİYE ZOR DURUMDA

Kriz yönetimlerinin başarısı, gerekli politikaları teknik olarak hazırlayacak ve uygulayacak uzman ve güvenilir bir isimin başkanlığında teknik ekibin yetkili olmasıdır.

Siyasetçi siyaset yaparken, teknik uzmanlık ve kararlılık gerektiren reform konularında gözler bu ekipte olacak, piyasalara güveni bu ekip verecektir.

Güveni sürdürmeleri, siyasi propaganda büyüsüne kapılmadan net bir reform diliyle konuşmaları ve uygulamalarıyla kararlılıklarını göstermelerine bağlıdır.

Hem reform deyip hem “faiz sebeptir…” diyerek politik dille konuşulursa reform meltemi yelkenleri dolduran rüzgara dönüşmez…

İyi Parti lideri Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, ekonomide yetkili ve sorumlu güvenilir bir ismi CB yardımcısı olarak atamasını tavsiye etmişti. Gerçekten reform isteniyorsa, çok politize olmamış, ideolojik değil teknik kimliğiyle bilinen, piyasalara güven verecek bir isim, gerçek bir reformun başlangıcı olabilir.

Beştepe’de tam bir buçuk sene önce büyük tantanalarla “Yargı Reform stratejisi” açıklandı da reform demeye layık ne yapıldı? Hiç…

Türkiye bugün içte de dışta da zor durumdadır; “reform” kavramı bu defa da öyle boş çıkmamalı.

İçte ve dışta yüksek düzeyde güven oluşturmadan hiçbir yüksek dozlu siyasi nutuk sorun çözmüyor, bunu görmüş olmalıyız.

YORUMLAR (81)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
81 Yorum